Logo
Bu sayfayı yazdır


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Avustralya
Medya Bürosu

No: AVL-BA-2025-MB-TR-13 H. 1 Raceb 1447
M. Salı, 23 Aralık 2025

Avustralya’da Hizb-ut Tahrir’i Yasaklama Tehdidi

Bondi hadisesinin kurbanları henüz toprağa verilmeden, bu ülkedeki Siyonizm savunucuları kendi anlatıları üzerinde mutabakata vardılar ve kamuoyuna talepler listesini açıkladılar. Soruşturmalar henüz yeni başlamış olmasına rağmen, savaş suçlusu Netanyahu’nun talimatları doğrultusunda, bu hadisenin yalnızca “antisemitizm” perspektifinden açıklanabileceği konusunda ısrar etmektedirler.

Siyonizm savunucuları daha da ileri giderek, sorunun sadece antisemitizmle açıklanamayacağını, aksine kökleri görünüşte “radikal İslam”a dayanan daha habis bir sorun olduğunu iddia ettiler. Bu aldatıcı mantığa göre, Bondi hadisesinin sorumluluğunu ve suçunu yalnızca saldırganlara değil, bu sözde radikalizmin doğal tabanı olarak gördükleri tüm Müslüman topluluğuna yüklemek istenmektedir. Radikalizmden açıkça beri olduğumuzu ilan etmediğimiz sürece hepimiz zan altındayız demektir. Oysa Siyonizm savunucularına göre radikalizm, soykırımı kabul etmenin ve gaspçı varlığın soykırım işleme hakkını tanımanın bir sembolüdür!

Geçen yaz sahte antisemitik saldırılar dalgasında tanık olduğumuz gibi, Siyonizm savunucuları, Siyonizm kurbanlarını kapsam dışı bırakmak için Avustralya’daki siyasal ve hukuki yönergelerin değiştirilmesini talep etmektedirler. Amaç, Siyonistlerin hem Doğu’da hem de Batı’da kendilerine yönelik her türlü direnişi mezara gömme hayalini ve rüyasını gerçekleştirmek için, genel olarak Filistin yanlısı, özel olarak ise İslam Ümmeti eksenli faaliyetleri ebediyen susturmaktır.

Protestoları, sembolleri ve hatta sloganları yasaklama çabaları çoktan başladı bile. Başbakan, Yahudi varlığı ve onun bu ülkedeki uzantılarından gelen yoğun baskı nedeniyle onlara bir dereceye kadar cevap verme ihtiyacı hissetti. Bunu da Müslüman toplulukların alışık olduğu bir yöntemle, yani Müslümanları günah keçisi ilan ederek yaptı. Başbakan açıklamalarını ve beyanatlarını artık “radikal İslam”, “radikal vaizler”, “nefret söylemi” ve “nefret fabrikaları” gibi ifadelerle süslemeye başladı.

18 Aralık 2025’te Başbakan, Avustralya’nın egemenliği için siyasi geleceğini feda edeceğini ilan ederek, Siyonistlerin taleplerine boyun eğdi ve antisemitizmle mücadele için beş maddelik bir plan açıkladı. Bu maddeler arasında Filistin yanlısı İslami faaliyetlerin suç sayılması da yer almaktadır. Bu kapsamda, “Nefret söyleminde payı olan, şiddet veya ırksal nefreti teşvik eden örgütlerin liderlerini suç sayacak bir kriminalizasyon sistemi” geliştirme niyetinde olduğunu açıkladı.

22 Aralık 2025’te İçişleri Bakanı bu açıklamayı daha da ileri taşıyarak, başta Hizb-ut Tahrir olmak üzere İslami partileri hedef alan yeni bir hukuki çerçeve geliştirme niyetinde olduklarını duyurdu; Bakan yaptığı açıklamada, “Bu örgütler uzun zamandır şiddet kelimelerini kullanmadan bir dereceye kadar nefret söyleminde bulunmayı başardılar ve terör kovuşturmasından kurtuldular. Terör örgütleriyle uyuşmayanlar için yeni bir kovuşturma biçimi ve örgütleri tanımlama yetisi oluşturacağız... Davranışları kabul edilemez addedilmeli, davranışları yasadışı sayılmalı, davranışları örgütü tanımlamak ve Avustralya’daki faaliyetlerini engellemek için yeterli görülmelidir.” dedi.

Hizb-ut Tahrir’in bu ülkede söylediği ve yaptığı her şey tamamen yasaldır. Ancak Siyonistler bizden hoşlanmıyorlar ve yıllardır bizi yasaklatmak için yerel ve federal hükümetleri beyhude yere manipüle etmeye çalışıyorlar. Şimdiyse Bondi olaylarını, Müslüman topluluklarındaki Filistin yanlısı faaliyetleri bastırmak için eşsiz bir fırsat olarak görüyorlar.

Hükümetin bu önerisi hakkında söylenecek çok şey vardır ve önümüzdeki günlerde bunlar ayrıntılı şekilde ele alınacaktır. Şimdilik ise şu hususların altını çizmekle yetiniyoruz:

1- Avustralya’da Hizb-ut Tahrir’i yasaklama planı, ancak Başbakan’ın işaret ettiği gibi iki katmanlı bir hukuk sisteminin getirilmesiyle mümkün olabilir. İçişleri Bakanı da açıkça Hizb-ut Tahrir’i yasaklamak için yasal bir temel olmamasına rağmen, Avusturalya’nın artık doğrudan Müslümanları hedef alan yepyeni bir yasal çerçeve oluşturmaya çalışacağını söyledi.

2- Hizb-ut Tahrir’i suç sayma çabaları, Siyonist taleplerin bir parçası olarak aynı zamanda tüm Filistin yanlısı faaliyetleri suç saymaktır. Böylece herkes hedef haline gelmektedir.

3- Hükümetin Hizb-ut Tahrir’i yasaklama gerekçesi; vicdan sahibi herkesi rahatsız etmesi gereken yalanlara, ırkçı stereotiplere ve İslamofobik ön yargılara dayanmaktadır.

Tüm bunlar hakkında ilerideki basın bildirilerimizde daha fazla açıklama yapacağız inşallah.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Avustralya
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: (+61) 438 000 465
www.hizb-australia.org
E-Mail: media@hizb-australia.org

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.