حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HT-BA-2025-MB-TR-38 |
H. 22 Zilhicce 1446 M. Çarşamba, 18 Haziran 2025 |
Yahudi Varlığının İran Saldırısına Karşı Müslüman Ülkelerin Rejimlerinden Gelen Tepkiler Tam Anlamıyla Yüz Karası ve Utanç Vericidir!
Müslüman ülkelerdeki rejimlerin Yahudi varlığının İran saldırısına verdikleri tepkileri izleyen her Müslümanın yüreği burkuluyor, ümmetin düştüğü bu durum karşısında derin bir üzüntü ve hayal kırıklığı yaşıyor. Tepkiler adeta bir yelpaze gibi: Kimi sadece kınamakla ve esef duymakla yetiniyor. Kimi saldırıların bölgeyi kaosa sürüklemesinden endişeleniyor. Kimi bunu tehlikeli bir tırmanış olarak niteliyor. Kimi meselenin Filistin davasına olumsuz yansıyacağından korkuyor. Kimileri de İran ile Yahudi varlığı arasında arabuluculuk teklif ediyor. En aklı başında olanlar ise sadece sözde destekle yetinip, İran’ın yanında durduklarını ve uluslararası ortamlarda onu savunmaya hazır olduklarını söylüyorlar. Ancak ne var ki, bu açıklamaları yapanlardan bazıları, Yahudi varlığının uçaklarına hava sahalarını açıp İran’ı bombalamasına, katliam yapmasına, yıkıma sebep olmasına ve tek bir kurşuna bile maruz kalmadan görevlerini tamamlayıp üslerine geri dönmesine göz yumuyorlar! Daha da beteri, içlerinden bazıları, Yahudi varlığını vurmak için gönderilen İran füzelerine ve dronlarına karşı kalkan olup Yahudileri bu füzeleri durdurma zahmetinden kurtarmış oldular!
Ey Müslümanlar! Bu ne haldir?! Bu kadar mı düştünüz?! Hilkat garibesi Yahudi varlığının bir İslam ülkesine yönelik saldırısını engellemek için Müslüman ülkelerinin birbirleriyle hayırda yarışırcasına ordularını, füzelerini, tanklarını, toplarını ve askerlerini seferber edip ucube varlığı yeryüzünden silmek yerine utangaç, çekingen, adeta kerhen yapılmış göstermelik kınama ve esefle yetindiklerini görüyoruz! Arabuluculuk tekliflerindeki cüretkârlık ise apayrı bir skandal! Bu teklifi yapan, sanki İslam’la, Müslümanlarla hiçbir bağı yokmuş gibi davranıyor, sanki kendisini tarafsız bir gözlemciymiş gibi lanse ediyor. Beş asır boyunca Hilafet’in başkentliğini yapmış en büyük İslam ülkelerinden birinin lideri olduğunu galiba unutuyor! Filistin ile İran arasında yer alan ve Yahudi varlığı uçaklarının saha sahalarını kullanmasına izin veren Müslüman ülkelerdeki rejimlerin tutumları ise apayrı bir felakettir; Felaketlerin en büyüğü ise İran füzeleri yüzünden Yahudi varlığı havalimanları işleyemez hale gelince, Filistin’e dönen Yahudi vatandaşlarını kendi havalimanlarında ağırlayan rejimlerdir!
Müslüman halkların cihada ve Yahudilerle savaşmaya ne kadar büyük bir özlem duyduğunu biliyoruz. Bunun en net kanıtı, İran füzeleri ve dronları Yahudi varlığının vurmak için başlarının üzerinden geçerken yüzlerinde beliren o saf sevinçtir. Dahası, İran füzelerinin Yahudi varlığında yol açtığı ölümü, yaralanmaları ve yıkımı gören birçok İslam ülkesindeki halkların sokaklara dökülüp kutlamalar yaptığına şahit olduk. İran’ın saldırıları, Yahudi varlığına, Gazze, Filistin, Lübnan, Suriye ve Yemen’de Müslümanlara tattırdığı acının bir benzerini ona tattırmıştır. Nihayet Yahudilerin de tıpkı bizim, cürümleri ve Gazze’de işledikleri soykırım sebebiyle orada verdiğimiz şehitleri ve kayıpları saydığımız gibi, füzeler ve dronlar yüzünden ölülerini, yaralılarını ve kayıplarını saymak zorunda kaldıkları bir gün gelmiştir!
Ey Müslümanlar! Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu buyruğunu okuyup duruyorsunuz:
قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللهُ بِأَيْدِيكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُّؤْمِنِينَ وَيُذْهِبْ غَيْظَ قُلُوبِهِمْ “Onlarla savaşın ki, Allah onları sizin elinizle cezalandırsın, onları rezil rüsva etsin, sizi onlara karşı başarılı kılsın, inananların yüreklerine su serpsin, kalplerindeki öfkeyi yatıştırsın. Allah dilediğinin tövbesini kabul eder. Allah bilmekte, hikmetle yönetmektedir.” [Tevbe 14-15] Sizler, Allah’ın sizi Yahudilere karşı zafere ulaştıracağı, kalplerinizi ferahlatacağı ve gönüllerinizdeki öfkeyi dindireceği o günü özlemle bekliyorsunuz. Bilin ki, bu zafer, Yüce Allah’ın kitabında okuduğunuz gibi, ancak O’nun emrettiği şekilde onlarla savaşmakla elde edilecektir. Zafer, kaçınılmaz bir hükümdür ve inancınızın temel bir parçasıdır. Ayeti kerimedeki emir ve cevap, şart ve cevap gibidir, buna göre ayetin anlamı şöyle olur: Onlarla savaşın! Eğer onlarla savaşırsanız, Allah sizin ellerinizle onları cezalandıracak, onları rezil rüsva edecek, sizi onlara karşı başarılı kılacak, yüreklerinize su serpecek ve kalplerinizdeki öfkeyi yatıştıracaktır.
İçinizden biri çıkıp, ‘Yöneticilerimiz bizi Yahudilerle savaşmaktan alıkoyuyor’ diyebilir. Evet doğru. O halde bu durum, asıl görevi Yahudilere ve onların arkasındaki kafirlere uşaklık etmek olan bu Ruveybida yöneticilerden kurtulmak için hep birlikte hareket etmemiz gerektiğini gözler önüne seriyor. Hizb-ut Tahrir, halkına asla yalan söylemeyen bir öncüdür, Nübüvvet metodu üzere Hilafet projesinin sahibidir. Hizb-ut Tahrir olarak biz, sizi bu yöneticilerden kurtulmak ve Raşidi Hilafet’i ikame etmek için bizimle birlikte çalışmaya ve bize nusret etmeye çağırıyoruz. Hadi Yahudiler ve sömürgeci kafirler ile savaşmak ve ucube Yahudi varlığının ortadan kaldırmak gibi Allah’ın sevdiği ve hoşuna gittiği amelleri yapın. Bu bozuk, suni Yahudi varlığını yeryüzünden silin, Allah’ın izniyle ondan hiçbir iz bırakmayın!
وَلَيَنصُرَنَّ اللهُ مَنْ يَنصُرُهُ إِنَّ اللهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ“Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” [Hac 40]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizbuttahrir.today |
E-Mail: media [@] hizbuttahrir.today |