Logo
Bu sayfayı yazdır


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: SD-BA-2025-RS-TR-32 H. 2 Muharrem 1447
M. Cuma, 27 Haziran 2025

İslam’ın Kanatları Altındaki İzzetle Uşak Rejimlerin Boyunduruğu Altındaki Zillet Arasında Dağlar Kadar Fark Var!

Sudan Lise Sınavları Yüksek Kurulu, uluslararası toplum ile ilgili kuruluşlara çağrıda bulunarak, Eğitim Bakanlığı’nın çabalarını desteklemelerini ve özellikle savaş bölgeleri ve insani krizin yaşandığı alanlardaki öğrenciler başta olmak üzere, tüm Sudanlı öğrencilerin sınavlara girebilmesini sağlamak için katkı sunmalarını istedi. (26.06.2024 SUNA)

İçimizden bir güruh, ne acıdır ki, hâlâ o Birleşmiş Milletler denen yapıdan ve onun uzantılarından hayır umuyor, o ‘sözde’ uluslararası toplumdan ve örgütlerden aman diliyor. Oysa tarihleri, onların zırnık koklatmayacağının en büyük ispatıdır. Çünkü bunlar hayrat yuvası değil, İslam’a ve Müslümanlara karşı ilan ettikleri nefreti her defasında kusan karanlık bir ajandanın maşalarıdır.

UNESCO, 2016 yılında aşırı şiddet içerikli radikalleşmenin önlenmesi amacıyla bir konferans gerçekleştirdi. Konferans sonunda, “Ortadoğu başta olmak üzere radikal fikirlerin yaygın olduğu bölgelerde eğitim müfredatlarının gözden geçirilmesi gerektiği” vurgulandı.

“Aşırı düşünceler” ifadesiyle kastedilen esasen yalnızca İslam’dır. Batının hâkimiyetindeki güçler, dini sadece bireysel ibadetle sınırlı gören, yönetime, siyasete, ekonomiye ve içtimai hayata müdahalesi olmayan bir İslam arzu etmektedirler. Bu sayede Müslüman coğrafyalarda emperyal planlarını rahatça uygulayabilecekler, Güney Sudan’ın ayrılması ve Sudan’daki mevcut iç savaş örneklerinde olduğu gibi zulüm ve soykırım politikalarını istedikleri gibi sürdürebileceklerdir. Güney Sudan’ın ayrılması da Sudan’da halen değirmenini döndüren savaş da, kapitalist Batı ve onun cani örgütlerinin izinden gitmenin doğal sonucudur.

Sözde “insani” olarak tanıtılan bu kuruluşların gerçek rolleri, görünenin çok ötesindedir. Saha gerçeklerini çarpıtan bilgiler yayarak halkları ve uluslararası toplumu yanıltmakta, böylece kendi müdahalelerini meşrulaştırmakta ve faaliyetlerine zemin hazırlamaktadırlar. Üstelik birçok gözlemciye göre bu kuruluşlar, büyük güçlere hizmet eden istihbarat araçlarına dönüşmüş, modern sömürgeciliğin yeni yüzü hâline gelmişlerdir. Hatta bu kuruluşlar, uluslararası çatışmanın en tehlikeli araçlarından biridir.

Sudan’da bu uluslararası kuruluşların Batılı ülkeler adına istihbarat topladığı ve casusluk yaptığı defalarca ortaya çıkmıştır. Bu durum sadece bilgi toplamayla sınırlı kalmamış, toplumsal gruplar arasında bölünme ve çatışmaların derinleşmesine de neden olmuştur. Özellikle Güney Sudan örneğinde olduğu gibi, bu kuruluşların taraf tutarak çatışmaları daha da körüklediği ve bu yıkıcı rolü, sahip oldukları diplomatik dokunulmazlıklara sığınarak oynadıkları görülmüştür.

İslerin güdülmesi, bu uluslararası kuruluşlara ihtiyatla yaklaşmayı ve onlara körü körüne güvenmemeyi gerektirir. Çünkü bu kuruluşların pek çok şüphe uyandıran faaliyetleri, devletlerin kendi aralarındaki çıkar çatışmaları ve destekçi ülkelerin tutarsız pozisyonları nedeniyle son derece belirsiz ve karmaşıktır.

Kurtuluşumuz, ne pusuya yatmış açık düşmanlarımızın ne de dost maskesiyle karşımıza çıkan, “ortak” ya da “bağışçı” adını takınmış münafıkların elindedir. Bizim elimizdedir, yalnızca. Biz ayağa kalkmadan, kimse bizi kurtaramaz.

Gelecek nesillerin inşasında kilit rol oynayan eğitim konularının, güvenilirliği tartışmalı bu kuruluşlara teslim edilmesi, ülkenin siyasi iradesi için adeta bir siyasi intihardır ve büyük bir felakettir. Bu yaklaşımın toplumu felakete sürükleyen sonuçları ise çok geçmeden kendini gösterecektir.

Eğitim, Müslümanların kalkınmasının temel taşıdır. Ancak eğitimin bu işlevi görebilmesi için, İslam akidesine dayalı bir siyasi sistemin varlığı şarttır. Böyle bir sistem, devleti için özgün ve bağımsız bir siyasi vizyon sunmalı; insanlığı küfür ve cehaletin karanlığından çıkararak İslam’ın adalet ve rehberliğiyle buluşturmalıdır. İslam’ın getirdiği bu adalet, maneviyattan düşünceye, ahlaktan siyasete, ekonomiden bilim ve teknolojiye kadar hayatın her alanında insanlığı refaha ulaştıracaktır. Açıkça söylemek gerekirse, bu siyasi sistem, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilâfettir. Hilafet, İslam’ı tüm kurumlarıyla eksiksiz bir şekilde uygulayacaktır. Hilafet yüzyıllar boyunca üstün üniversiteleri, ileri teknolojileri, büyük keşifleri ve insanlığın gelişimine yaptığı dev katkılarla dünyaya liderlik etmiştir. Dolayısıyla, İslam’ın sağladığı izzetle, günümüzün bağımlı rejimlerinin getirdiği aşağılanma arasında dağlar kadar fark vardır.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
21 October Street, Imarat al-Vaqf, Ground Floor, East Khartum / Sudan
Telefon: +(249) 0912 24 01 43 – 0912 37 77 07
http://www.hizb-sudan.org/
E-Mail: spokman_sd@dbzmail.com

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.