حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
Medya Bürosu
| No: YM-BA-2025-MB-TR-24 |
H. 10 Cumâde’s Sânî 1447 M. Pazartesi, 01 Aralık 2025 |
Yemen’de Husiler Tarafından Hizb-ut Tahrir Gençlerine Yönelik Yeni Tutuklamalar, Amerika’ya Ölüm” Sloganı ile Trump’ın Gazze Planını Savunmak Nasıl Bir Araya Geldi, Bilemiyoruz?!
Husilere bağlı güvenlik güçleri, 27 Kasım 2025 Perşembe günü, Yemen’in orta kesimindeki Husi otoritesine bağlı Taiz vilayetinin Sabr el-Mevadim ilçesinde 28 yaşındaki Saddam Ali Kaid el-Mukurdi isimli genci gözaltına aldılar. Saddam el-Mukurdi’nin gözaltına alınması; 21 Kasım 2025 tarihinde İbb vilayetinde Üsame ve Muhammed Musad el-Varafi kardeşlerin gözaltına alınmasının ardından gerçekleşen ikinci gözaltı hadisesidir. Bu gözaltılar; “ “Trump, Müslüman Ülkelerdeki Kukla Yöneticilerini Rezil ve Utanç Verici Bir Anlaşmaya Sürüklemekte! Onlar da Haşim’in Gazze’sini Vesayet ve Sömürgecilik Altına Sokmak İçin Onun Arkasında Başlarını Öne Eğmektedirler!” başlıklı bildirinin dağıtılması üzerine gerçekleşmiştir. Söz konusu bildiri, Birleşmiş Milletler’in 17 Kasım 2025 tarihinde 2803 sayılı kararı çıkarma konusundaki suç ortaklığını ifşa etmektedir. Bu karar, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’deki savaşı durdurmak için hazırladığı ve “tarihi bir an” olarak nitelendirdiği planın onaylanmasından başka bir şey değildir. Hizb-ut Tahrir’in 19 Kasım 2025 tarihinde yayınladığı bu bildiri, Amerika’nın özelde Filistin, genelde ise Orta Doğu’da ördüğü komploları ifşa etmiştir. ABD’nin bu komploları, Oğul Bush’un 2001 yılında başlattığı Haçlı savaşı politikasının aynısıdır.
Bildiride, 23 Eylül 2025 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantıları marjında Trump’ın Suudi Arabistan, BAE, Katar, Mısır, Ürdün, Türkiye, Endonezya ve Pakistan liderleriyle yaptığı görüşmeden bahsedilmiş ve Husilerin adı uzaktan yakından bildiride geçmemiştir. Hal böyleyken Husilerin gençleri gözaltına alması “yarasası olan gocunur” misalini andırmaktadır!! Gazze’yi desteklediklerini ve Mescid-i Aksa’yı Yahudilerden kurtarmaya çalıştıklarını söyleyenler; Gazze’nin vesayet ve sömürge altına girmesine, bazıları Kur’an diliyle konuşuyor olsa bile sömürgeci güçlerin emirleriyle hareket eden askeri güçlerin Gazze topraklarını çiğnemesine nasıl razı olurlar?! Ve yine sömürgeci Amerika’nın karanlık koridorlarında hazırlanan gizli planları ifşa edenlere, 1648 Westfalya Konferansı’ndan bugüne İslam’a ve Müslümanlara düşman olan uluslararası hukuk siyasetini ümmete açıklayanlara nasıl saldırırlar?
Husiler bu eylemleriyle, hakkın apaçık nurunu haykıran Hizb-ut Tahrir’in dürüst ve sadık davetinin çıktığı o pencereyi kapatabileceklerini mi sanıyorlar?! Husilerin, helak olan Ali Abdullah Salih’in yönetiminin zulmünden şikâyet edip, bugün aynı eylemleri ve belki de daha şiddetlisini Hizb-ut Tahrir gençlerine karşı yapmaları ne büyük çelişkidir! Peki parti gençlerinin takip edilip hapsedilmelerine sebep olan suçları nedir?! Trump’ın planını ifşa etmeleri ve Müslüman ülkelerdeki yöneticilerinin ihanetini dile getirmeleri mi?!
Husiler Amerika’ya karşılar mı, söyledikleri gibi “Amerika’ya ölüm” mü istiyorlar; yoksa göründüklerinin tam aksine Amerika’ya muhabbet ve dostluk mu besliyorlar, onu mu savunuyorlar, onun Müslüman beldelerindeki planlarını ifşa edenlere karşı mı geliyorlar, bilemiyoruz?! Zira onlar bir yandan Amerika’ya düşman olduklarını söylüyorlar ama diğer yandan Birleşmiş Milletler’e barış için ellerini uzatıyorlar!! Filistin’i gasp edenlerle savaşmak ve onları ortadan kaldırmak için plan yapıp çalışmak yerine 70. Cadde Meydanı’nda (Meydan es-Sebin) füze ve İHA gösterileri düzenlemekle yetiniyorlar. Mescid-i Aksa’nın, ufukları çınlatan tekbir sesleri eşliğinde Raşidi Hilafet Devleti’nin gölgesi altında yeniden Müslümanların yönetimine geçmesi ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesinin gerçekleşmesi için hiçbir fiilî mücadele yürütmüyorlar.
لَتُقَاتِلُنَّ الْيَهُودَ فَلَتَقْتُلُنَّهُمْ“Yahudilerle savaşacaksınız ve onları alabildiğine öldüreceksiniz.” Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ الْآخِرَةِ لِيَسُوءُوا وُجُوهَكُمْ وَلِيَدْخُلُوا الْمَسْجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَلِيُتَبِّرُوا مَا عَلَوْا تَتْبِيراً“İki vaatten ikincisinin vakti gelince, yüzünüzü üzüntüye sokmaları, kötülük yapmaları, önceden Mescid’e girdikleri gibi girmeleri, ele geçirdikleri yerleri harap etmeleri için onları tekrar göndereceğiz.” [İsra 7]
Ey Yemen halkı! Ey Husilerin dayanağı Saada, Amran, Hacce ve Zamar kabileleri! Kâfirlerin suçlarını ve Müslüman yöneticilerin ihanetlerini ifşa edenlerin, ümmete yeniden izzet ve diriliş yolunu gösterenlerin gözaltına alınmasından hoşnut musunuz? Bu kimselerin çağrıda bulunduğu Hilafet Devleti, Müslümanları birleştirecek, İslam’ı uygulayacak, dünyaya yayacaktır. Bizler de o Hilafet’in askerleri olup her iki yurtta (dünya ve ahirette) kurtuluşa erenlerden olacağız. Hilafet Devleti Allah’ın izniyle geri dönecektir ve bizler onun gölgesinde yeniden “hayırlı bir ümmet” olacağız. Yahudilerle olan savaşımız da yakındır ve Allah’ın izniyle onları hezimete uğratacağız; bu Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın vaadi, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesidir. Hadi o devlete nusret vererek her iki alemde de kendiniz için bir iz bırakın. Namınız her iki cihanda da yürüsün.
| حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Yemen Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 735417068 http://www.hizbuttahrir.today |
E-Mail: yetahrir@gmail.com |