- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Fadi Sakr: Suriye'deki Savaş Suçlularını Kurtarmanın Sponsoru ve Kapısı!
Haber:
Birkaç gün önce, Esad rejimine bağlı “Ulusal Savunma” milislerinin liderlerinden biri olan Fadi Sakr, suça karışanların serbest bırakılmasına aracılık ettiği görülen bir video kaydında ortaya çıktı.2025 yılının Şubat ayının dördünde, Şam dikkat çekici bir olaya tanık oldu; zira Suriye'nin eski İçişleri Bakanı ve sistematik baskı politikasının mimarı olan General Muhammed Şaar, saklandığı yerden çıkarak kendini gönüllü olarak Genel Güvenlik Müdürlüğü'ne teslim etti.Daha sonra bir televizyon röportajında ortaya çıkarak, Esad rejiminin işlediği ihlallerin hiçbirinin üzerinde sorumluluğunun olmadığını açıkladı.
Yorum:
Olanlardan bahsetmeden önce, “Kurda güven olur mu?” ve benzerleri gibi vakıaya intibak eden atasözlerini sormadan önce, Tunus ve Mısır'daki daha önceki deneyimlerden bahsetmeden önce, Hasan Sofan'ın konuşmasında hazırladığı “liderlik vizyon olarak daha geniştir” sözünden bahsetmeden önce -ki bu sözü biz, devrimi ilan ettiğimiz günden itibaren arkamıza attık... Biraz “Menakıp!” (Erdemli) sayın katil Muhammed Şaar'dan ve uzlaşma ve iç barışın kapısı olan Fadi Sakr'dan bahsedelim.
“Muhammed Şaar, Mart 2011'de Suriye'nin en üst düzey güvenlik karar alma organı olarak kurulan “Kriz Hücresi"nin bir üyesiydi; bu hücre, göstericilere karşı suç niteliğindeki güç kullanımının sınırlarının çizilmesinde önemli bir rol oynamıştır ve Şaar bu hücrenin temel bir üyesiydi.
2011 ve 2012 yılları arasında, slogan adıyla imzalanmış belgeler ve talimatlar sızdırılmış ve bu belgeler, siyasi güvenlik şubelerine, göç ve pasaport idarelerine ve nüfus kayıtlarına yönelik sözlü emirlere işaret ediyordu.Bu talimatlar arasında “tutuklama kotalarının” belirlenmesi, muhalefet destekçilerinin takip edilmesi ve zorla kaybedilen kişilerin bulunması yer alıyordu.
Muhammed Şaar döneminde, yani Nisan 2011 ile Ekim 2018 arasında bakanlık, geleneksel görevlerini yerine getirmekten, despot bir otoriteye hizmet eden kapsamlı bir güvenlik rolüne geçiş yaptı. İdari ve güvenlik işlevlerinin Şaar'ın liderliğinin altında birleştirilmesi, Esad yönetiminin uygulamalarında niteliksel bir dönüşümü temsil ediyordu. Dolayısıyla geleneksel otoriter rejimlerin, gizli polis ve sivil idare arasında sembolik bir ayrım yaptıkları bir sırada, “Esad'ın Suriye'si” bu iki taraf arasında tam bir bütünleşme sağlamıştır.
Suriye İnsan Hakları Ağı'nın belgelerine göre, teorik olarak belge düzenlemekle görevli olan Göç ve Pasaport Dairesi, 73'ü resmi "güvenlik düzenlemeleri" almış olanlar olmak üzere 1.608 sivili tutuklayan bir güvenlik aygıtına dönüşmüştür.Ayrıca doğum ve ölüm kayıtlarını tutması gereken nüfus daireleri de, zorla gözaltına alınanları gizlemek için kayıtlarda sahteciliğe karışmıştır.
Siyasi faaliyetlerin izlenmesinden sorumlu olan Siyasi Emniyet Müdürlüğü'nün çalışma alanı, tüm devlet dairelerinde varlığını hissettirecek şekilde genişlemiştir.Geleneksel olarak adi suçlarla ilgilenen kriminal güvenlik birimlerine, muhalif faaliyetleri damgalamak için sıklıkla kullanılan bir nitelendirme olan “terör” soruşturması için yeni yetkiler verilmiştir.
Suriye İnsan Hakları Ağı, doğrudan İçişleri Bakanlığı'na atfedilen toplam 256.364 ihlali belgelemiş olup bu rakam, otoriter rejim altındaki belgeleme zorlukları göz önüne alındığında, gerçek rakamdan daha az olabilir.Gösterilerde ölen sivil sayısının 10.542 olması, sadece kalabalığı kontrol etmedeki başarısızlığı değil, öldürmek kastıyla ateş açma politikasının benimsendiğini yansıtmaktadır.Bu operasyonların muhaliflerin kaleleriyle sınırlı kalmayan coğrafi yayılımı ise, yerel sapmalardan ziyade merkezi planlamaya işaret etmektedir. (Kaynak: Şam Haber Ağı)
Başladığımız girişe dönecek olursak, bugün yaşananların Mısır ve Tunus'ta yaşananlara benzer bir adım olduğu, yani suçluların, şebbihaların ve pisliklerin dolaylı olarak güçlendirildiği artık herkes tarafından bilinmektedir. Dolayısıyla, onlar da sonuçları övgüye değer olmayan davranışlarda bulunabilirler ve senaryo da, bahsettiğimiz örneklerin bir benzeri olacaktır.
Eğer sonuç böyle değilse ve her şey büyük ölçüde “kontrollü” ise, o zaman neden insanların duygularını kışkırtmak için böyle bir şey yapılıyor?!Neden kurbanların yaraları üzerinde bu dans yapılıyor?! Tüm bu saçmalıklar neden?! Sizi buraya getiren kuluçkanın (halk desteğinin) iradesini mi kırmak istiyorsunuz? Ona iletmek istediğiniz mesajlar mı var?
Konferansta yaşananlar hiçbir şekilde haklı gösterilemez, tevil edilemez ve yorumlanamaz.Geçirmek için üzerinde çalışılan “liderlik vizyon olarak daha geniştir” ifadesi, bizim uzun zaman önce geride bıraktığımız bir şey olup firari devlet politikasına karşı halkın öfkesinin nedenlerinden biridir.Bu terim artık geçerliliğini yitirmiştir, ey Eba el-Bera!Sana, Sednaya günlerinden itibaren çağrıda bulunmayı sevdiğin şeyi hatırlatırım.
İnsanlardaki öfkenin en önemli nedenlerinden biri de, bu tür söylem ve terimlerdir.Zira devrimci kuluçka, vizyon olarak daha geniştir ve her şeyin ambarı ve itici gücüdür; bu ise Şam'a ulaşan birinin ağzından çıkan sözdür.Halkçı kuluçka ise bir temel olup onun hareketi ve itici gücü esastır; tıpkı bu yılın 31 Mayıs tarihinde yayınlanan “El Cezire” makalesinde belirtildiği gibi.
Suçları ve açıklamalarıyla tanınan, İran'ın Suriye'deki suç örgütünün vurucu eli olan “rejimin suçları mühendisi” Fadi Sakr'ın (Fadi Ahmed) kullanılması, yani doğrudan veya dolaylı olarak birçok katliamdan sorumlu olan bu adamın iç barışın mimarı olarak nitelendirilmesi, ne kadar haklı gösterilip yorumlanmaya çalışılırsa çalışılsın onun içinde bulunduğu durum haklı çıkarılamaz, mazur görülemez ve açıklanamaz.
İnsanların öfkesinden sakının, onların duygularıyla oynamaktan sakının veya bu tür davranışlarla onları kışkırtmayın; zira kurt, ne kadar uzun süre yaşarsa yaşasın asla dost olmayacak ve suçlu da ne kadar uzun süre yaşarsa yaşasın bir kurtarıcı olmayacaktır.
Tüm bunlardan sonra, anlatılan ve anlatılmayan ve herkesin bildiği detaylardan sonra, Fadi Ahmed için kullanılacak en az şey, onun sorumsuzca davranmış olması ve sonuçları övgüye değer olmayan bir emir vermesidir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdu ed-Della - Suriye