Logo
Bu sayfayı yazdır
Kuşatmayı Kırma Konvoyundan, Kısıtlamaları Kırma Ve Orduları Harekete Geçirme Konvoyuna!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Kuşatmayı Kırma Konvoyundan, Kısıtlamaları Kırma Ve Orduları Harekete Geçirme Konvoyuna!

Haber:

9 Haziran Pazartesi günü Tunus'tan bir yardım konvoyu, Libya ve Mısır'dan geçerek Refah sınır kapısına ulaşmak için yola çıktı.

Yorum:

Müslüman ülkelerde olaylar hızlanıyor; zira Gazze'deki kardeşlerimizin yaşadığı acılar ve aylardır süren kuşatmanın gölgesinde, ablukayı kırmak için bir yardım konvoyu yola çıkıyor.Bu konvoy, Müslümanlar tarafından büyük destek ve coşkuyla karşılandı; zira bu konvoy, yöneticilerden ve partilerden izole olmuş aynı inanç ve duyguları paylaşan ancak araları zayıf sınırlarla ayrılmış ve Yahudi varlığını koruyan yöneticiler tarafından zincirlenmiş halklardır.Müslümanlara yardım etmek farz olup Kabe'nin yıkılması, Allah Azze ve Celle katında bir Müslümanın kanının dökülmesinden daha hafiftir; peki ya düşman tarafından işkenceye maruz kalıp kanları ihlal edilen ve sadece okunup kaydedilen istatistiklere dönüşen binlerce şehit olursa nasıl olur acaba?!

Bu meselenin üzerinde nesiller yetişti ve onun yükünü taşıdılar ama eksik olan halka, Gazze'ye nasıl yardım edeceğimizdir.Müslümanlar olarak bizler, bu Tunuslu, bu Filistinli, bu da Libyalı diyoruz... Bu sözler doğru değildir... Oysa bizler tek bir ümmetiz ve Filistin, bu vücudun azalarının bir parçasıdır; peki vücudun bir azası acı çekiyorken beden nasıl sağlıklı olabilir ki?!

Nitekim Aksa Tufanı, hainlerin ve münafıkların ayıplarını ifşa etmiş ve aşağıdakileri açıkça ortaya koymuştur:

1- Zafer, kemmiyete (sayıya) bağlı değildir; zira bizler, gücünü Allah Azze ve Celle'ye olan ihlastan alan bir ümmetiz.كَم مِّن فِئَةٍ قَلِيلَةٍ غَلَبَتْ فِئَةً كَثِيرَةً بِإذْنِ اللهِ واللهُ مَعَ الصَّابِرِينَNice az sayıda topluluk Allah'ın izniyle çok sayıdaki topluluğa galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.” [Bakara 249] Dolayısıyla zafer, azınlıkla da elde edilebilir; zira çok az sayıdaki muhlis bir grup Yahudi varlığını korkutmuş ve ona acılar tattırmıştır; nitekim onda görmüş olduğumuz çırpınışlar, sinirlerini kontrol edemeyen bir delinin histerik tepkisidir.

2- Gösteriler ve yürüyüşler değişim için bir yol değildir, aksine orduları harekete geçirmek amacıyla yöneticilere baskı yapmanın bir aracıdır; zira halkları harekete geçirme gayesini belirleyen kimse ile sadece bir faydası ve zararı olmayan, dahası faydasından çok zararı olan sloganlar atmak için sokağa çıkan kimse arasında fark vardır! Duygular, imanî bir atmosferin ortasında fikre tabi olmalıdır; yani muğlak, müphem ve sınırlı olmayan sloganlar için gösteriler yapmak bu anlamı taşımaz.Zira Filistin, tüm Müslümanların meselesi olup dostlukla ya da kâfirlerle el ele vererek ümmetin bağrına geri dönmeyecektir.Çünkü zorla gasp edilen bir şey, ancak zorla ve orduların gücüyle geri dönecektir.Ancak bazıları, bu orduların zayıf olduğunu ve küfrün başındakilere karşı koyamayacaklarını veya direnemeyeceklerini söylüyorlar.Bu ise gerçeklikten tamamen uzak olan bir sözdür;zira istatistiklere göre İslam ümmeti dünyanın en güçlü ordularına sahiptir ve tek bir ordu bile Yahudi varlığını tamamen yok etmeye muktedirdir ancak önündeki gerçek engel yöneticilerdir.

3- Müslümanların başındaki yöneticilerin rolü kötüdür; zira kınama ve eleştirmekle sınırlı kalıp en fazla yaptıkları şey, ateşkes veya iki devletli çözüm talep etmektir ki bu da zımnen Yahudi varlığını bir devlet ve sınır olarak kabul etmek anlamına geliyor!İşte burada zamanın silemediği bir başarısızlık yatmaktadır;zira Yahudilere yardım gönderen, onlara yardım eli uzatan, onlarla normalleşen, sonra da Filistin karanlık bir gecede yok oluncaya kadar milliyetçilik, Arapçılık ve barış gibi zehirli söylem ve ifadelerle halklarını razı etmek amacıyla Filistin için ağlıyormuş gibi yapan bizzat bu yöneticilerdir.

Direniş konvoyu, Sisi ve tahtını bir teste tabi tutacaktır; zira ya konvoyun geçişine izin verecek ki bu onu, efendileriyle başını derde sokacaktır, ya da konvoyu durduracaktır ki bu da onun varlığını tehdit edecek ve sadece onu halkıyla karşı karşıya getirmeyecek, aksine aynı zamanda bölgede ve tüm dünyadaki manşetleri değiştirecek bir ateşin kıvılcımı olacak.

Dolayısıyla yöneticiler üzerinde baskı kuran, kamuoyunu aydınlatan ve ümmet arasında bir bilinç yayan tüm araç ve yöntemler olumlu bir adımdır;zira ümmet arasında genel bilince dayalı bir kamuoyu oluşmadıkça, bir değişim olmayacaktır; işte o zaman devletin kurulması için gerekli unsurlar oluşacak, meşale, güç ve kuvvet sahibi muhlis kişilere teslim edilecek, onlar da zincirleri kırıp Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet olsun diye bu zorba yönetimini ortadan kaldıracaklardır.

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” [Nur 55]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Zeyneb Bint Rahuma

Template Design © Joomla Templates | GavickPro. All rights reserved.