- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Sanki Onlardan Biriymişsiniz Gibi Birleşmiş Milletler Programlarına Dahil Olmaktan Utanının Artık!
Haber:
Sana'da günlük olarak yayınlanan es-Sevra gazetesi, 31 Temmuz Perşembe günü kırmızı renkte şu başlık altında bir haber yayınlamıştır: “Yemen, Dünya İnsan Ticareti ile Mücadele Günü'nü kutluyor.” Haberde şöyle geçti: “Yemen Cumhuriyeti, 30 Temmuz'da Adalet ve İnsan Hakları Bakanlığı tarafından dün düzenlenen bir etkinlikle Dünya İnsan Ticareti ile Mücadele Günü'nü kutladı.Etkinlikte, Yemen Başbakanı Ahmed Galeb Rahavi, insan ticaretinin endişe verici suçlardan biri olduğunu ve ülkenin şu anda yaşadığı saldırı, kuşatma ve topraklarının bir kısmının işgali gibi koşulların bu suçun yaygınlaşmasına ve yurtdışındaki benzerleriyle bağlantılı insan ticareti çetelerinin ortaya çıkmasına katkıda bulunduğunu vurguladı.”
Yorum:
Dünya İnsan Ticareti ile Mücadele Günü 2013 yılında, Birleşmiş Milletler, yani bedenlerin teşhir edilmesinden kız ve erkek çocuklarının ahlaksızca işlerde çalıştırılarak istismar edilmesine kadar en büyük ve en kirli insan ticareti operasyonlarına tanıklık eden ve bu operasyonlardan milyarlarca Dolar gelir elde eden uluslararası sistem tarafından kabul edilmiştir; Doğu Asya ve Afrika'daki sefil annelerden bebek satın alınması, hamilelik ve doğum için rahim kiralanması, organ satışı, uyuşturucu ticareti ve benzerleri gibi faaliyetlerden bahsetmiyorum bile...
Sana ise bu münasebetle, sanki kendi ortaya çıkardığı bir günmüş gibi, Başbakan Ahmed Galeb Rahavi’nin katıldığı bir törenle bugünü kutluyor; gerçekte ise bugünün ne bir önemi ne de bir değeri vardır!
Kur'an yürüyüşünün sahipleri oldukları halde garip bir şekilde Birleşmiş Milletler'in fikir ve eylemlerine dahil olup Birleşmiş Milletler ve uluslararası örgütlerin tüzüklerine saygı göstermekte ısrar ediyorlarken Husileri, Müslüman ülkelerin başındaki diğer yöneticilerden ayıran şey nedir acaba?!Zira Birleşmiş Milletler programlarına katılımı, az ya da çok tamamen eşit seviyededir.
Peki onlar, Allah Subhanehu ve Teala’nın şu kavlini okumuyorlar mı: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللَّهَ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ * فَتَرَى الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ يُسَارِعُونَ فِيهِم يَقُولُونَ نَخْشَى أَنْ تُصِيبَنَا دَائِرَةٌ فَعَسَى اللَّهُ أَنْ يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِنْ عِنْدِهِ فَيُصْبِحُوا عَلَى مَا أَسَرُّوا فِي أَنفُسِهِمْ نَادِمِينَ “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez. Kalplerinde hastalık bulunanların: "Başımıza bir felâketin gelmesinden korkuyoruz" diyerek onların arasına koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih, yahut katından bir emir getirecek de onlar, içlerinde gizledikleri şeyden dolayı pişman olacaklardır.” [Maide 51-52] Ve Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şu kavlini: لَتَتَّبِعُنَّ سُنَنَ الذينَ مِنْ قَبْلِكُمْ، شبْراً بشِبْرٍ، أو ذراعاً بذراعٍ، حتى لَوْ سلَكُوا جُحْرَ ضبٍّ لَسَلَكْتُمُوهُ. قَالُوا: الْيَهُودُ وَالنَّصَارَى؟ قَالَ: فمَنْ؟ “Sizden öncekilerin yollarını adım adım, karış karış, takip edeceksiniz. Öyle ki onlar kertenkele deliğine girseler, siz de girmeye kalkışacaksınız.” Dedik ki: Onlar Hristiyan ve Yahudiler mi ey Allah’ın Rasulü? (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dedi ki: “Başka kim olabilir ki?” Artık Müslümanların, diğer insanların dışında kendi akidelerini, kendi düşüncelerini ve kendi hükümlerini ifade eden bir varlığa sahip olmalarının zamanı gelmedi mi?
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. Şefik Hamis – Yemen