- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt

بسم الله الرحمن الرحيم
Trump'ın Dünyaya Gümrük Tarifesi Dayatma Konusundaki Küstahlığı
Amerika ve Onun Kapitalist Sistemini, Ekonomik, Güvenlik ve Siyasi Olarak Alt Üst Edecektir
(Üçüncü ve Son Bölüm)
Birçok analiz, ABD Başkanı Donald Trump'ın uyguladığı gümrük vergilerinin, ister düşman, ister müttefikler olsun, dünya üzerindeki ekonomik ve ticari yansımalarını ele almaya odaklanmıştır; ancak uluslararası sahadaki tepkilerin ayrıntılarına bakıldığında, yerel, bölgesel ve uluslararası etkiye sahip siyasi yansımaların da olduğunu teyit etmektedir:
1- Bu vergiler, malların insanlara pahalıya mal olmasına ve enflasyon oranının yükselmesine neden olabilir ve böylece seçmenler, Trump'ın yemin töreninde söylediği “Amerika'nın altın çağı daha yeni başladı” sözünden vazgeçtiğini düşünebilir. Bu nedenle 50'den fazla eyalette bu pervasız politikalara ve sahiplerine karşı kitlesel gösteriler düzenlendiğini görüyoruz. Ayrıca cumhuriyetçilerden de, bu politikaların bazılarını çekingen bir şekilde reddeden ve farklı bir yöne doğru ilerlemeye çalışan sesler yükselmeye başlamış, dahası onların bazıları da şöyle demiştir: “Gümrük tarifelerinin sonuçları sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasidir.” Aynı şekilde Trump'ın politikalarına muhalefet eden etki sahibi kongre üyeleri de ortaya çıkmıştır.
Bu sahnelerin iki düzeyde etkisi olacaktır:
- Trump'ın siyasi pozisyonu, özellikle görev süresinin başında zayıflamış bir durumda ve yolculuğu sorunsuz bir şekilde tamamlaması zor olabilir.
- Dünyanın birinci ülkesinin politikaları, ticaret ve uluslararası örgütlerin başarısızlık ve zayıflık (krizleri çözmede başarısızlık ve ölümcül ve zararlı kararlar almada zayıflık) olarak görünmesi gibi kırılgan, şüpheli ve sorgulanabilir bir hale gelmiş ve tüm aklı başındaki insanlar için, Amerika'nın, kurumları kendi yararı ve hizmeti için kuran ve ehlileştiren biri olduğu açığa çıkmıştır.
2- Amerika'ya ve müttefiklere duyulan güvensizlik, onlara tabi olan ülkelerin sadakatini değiştirebilir; zira tarih, Avrupa'nın zayıflığını ve kendilerine koruma sağlayamadığını hissettiklerinde Avrupa'ya olan bağlılıklarını değiştirip tüm kalbiyle Amerika'ya yönelen pek çok ülkeye tanıklık etmiştir; işte şimdi de Trump'ın kibri, siyasi olarak zayıf ülkelerden elini çekmesine ve onları kendi kaderleriyle baş başa bırakmasına neden olmaktadır ki bu, siyasi söylemiyle çelişen bir eylemdir.
3- Kuzey Amerika ile arka bahçesini ve güvenliğinin merkezini temsil eden Güney Amerika arasındaki ilişkiler gerilmiştir ki bu, büyük bir siyasi tehlikedir ve aynı zamanda ABD için kutsal bir mesaj gibi olan Monroe Doktrininin reddedilmesini de içermektedir; işte şimdi Trump bunu sırtının arkasına atmakta ve akrabalarını, ve kuzenlerini ve çıkarlarına hizmet eden ve doktrinin ilanından son ana kadar kendisine boyun eğen ülkeleri, kendisinin ve ülkesinin düşmanı olan bu cahil adamın ilanından önce kaybetmeye başlamıştır.
4- Amerika ve Avrupa arasındaki ittifaka “Değerler İttifakı” adı verilmiştir; bu nedenle eski Başkan Biden şunları söylemişti: “Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'ni sadece çıkarlar değil, bilakis aynı şekilde ortak değerler ve kültür de birleştirmektedir.” Şimdi bu değer ittifakı bu kararlardan sonra ayrılmış, pozisyonlar ve tutumlar farklılaşmıştır ki bu da siyasi mefhum olarak, Amerika ve Avrupa arasında eskiden sportif bir ruhla rekabet olarak adlandırılan rekabetin, şimdi kazanan ve mağlup olan rekabetine dönüştüğünü göstermektedir, yani Avrupa ülkeleri birbirleriyle ve diğer ülkelerle birleşerek Amerika'yı alt edebilirler ve rekabetin gayesi da bu olabilir. Bu nedenle ufukta, “Baskı Politikasına Direniş” adını verdikleri bir Avrupa-Çin ittifakının belirdiğini görüyoruz ve bu isim bile her şeyi açıklıyor.
5- “Beş Göz”ün çöküşü: “Beş Göz” istihbarat ittifakı, ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda arasında doğru istihbarat bilgileri paylaşımı Anglo-Sakson dünyasının sinir merkezi olmaya devam ediyor. Görünen o ki gümrük tarifeleri, beş ülkeyi bir araya getiren güveni de zedelemiştir. Bu da ABD ile olan yakın ilişkilerini baltalayacak ve Washington'un İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda'nın iş birliği yaptığı stratejik ve istihbarat çevrelerindeki hakimiyet ve hareket alanını etkileyecektir.
6- Ülkelerin uluslararası ortamda yeniden konumlanmaları ve İngiltere gibi ağrılarından şikâyet eden hasta bir adam olmasının ardından ortaya çıkması ve şimdi de kararlar almaya ve Avrupa liderliği için ilerlemeye başlaması ve Siyasi düşünür Takiyyuddîn en-Nebhani'nin öngördüğü gibi Almanya’nın uluslararası konumunu yeniden elde etmesi ve bu ekonomik olayın onları, ekonomik bir güç sahibi gibi ortaya çıkarması.
Mevcut siyasi konumlanmadan en fazla yararlanabilecek ülkelerden biri de, Amerika ve rakiplerinden daha üstün bir ekonomik güç olarak dünyaya açılan Çin'dir. Bu nedenle Çin'in bölgesel bir ekonomik devlet olduktan sonra onun, çıkarlarına yönelik tehlikeyi hissetmesinin ve boynunu zorba bir düşmana teslim etmesinin ardından, içgüdüsel olarak uluslararası durumda etkisi olan küresel siyasi bir devlet olmaya doğru yönelmek zorunda kalabileceği beklenmektedir; eğer bu gerçekleşirse ülkelerin, ABD liderliğindeki Batı kampından Çin ve Rusya liderliğindeki Doğu kampına yeniden konumlandırılması için bir fırsat doğacaktır.
Son olarak bakın işte Allah'tan başkasını izzetli kılan herkesin zelil olduğunu öğrendiniz; işte Amerika, bizi değerler ve insanlık çağrılarıyla yorduktan, onun bekçileri ve uşakları modern devlet ve eşitlik ilkesiyle beynimizi çatlattıktan sonra, kendisinin ürettiği kuralları ayaklar altına alıyor ve kendi putunu yiyor. Yine bakın işte Trump, “Bundan böyle Meksika Körfezi'ni Amerika Körfezi olarak değiştireceğiz” diyerek onları hayal kırıklığına uğrattı, şimdi de gizli olanlar ifşa oldu ve insan yapımı hükümler politikaları ve halkı halk adına yönettiği söylenen demokrasi siyasetinin de gerçek yüzü ortaya çıktı; peki halk, kendisini mi katledecek?! Aksine halk, dar görüşlü ve sınırlı bir bakış açısına sahiptir; bu yüzden Allah bizlere merhamet etmiş ve bize, boşlukların olmadığı, zulüm ve haksızlıktan uzak ve Hakim ve Hamid olanın katından bir şeriat indirmiştir. Allah’ım bizlere imkân ver ve Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin kurulmasını çabuklaştır ki böylece insanlar ferahlasın, ülkeler özgürleşsin ve topraklar fesattan temizlensin.
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آمَنُواْ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَن يَتَحَاكَمُواْ إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُواْ أَن يَكْفُرُواْ بِهِ وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُضِلَّهُمْ ضَلَالًا بَعِيداً
“Sana ve senden önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Tağutu inkar etmeleri emrolunduğu halde, Tağuta muhakeme olunmak istiyorlar. Halbuki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor.” [Nisa 60]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. Adem Bekrî Muhammed Mekkî – Sudan