Politize medya, sözde diyaloğun ilk turunu abartarak, zaferler ve asılsız ganimetler havası yaratarak kuşatmaya çalışıyor. Oysa yaşananlar, galip tarafın mağlup tarafa diktesinden öteye geçmez. Mağlup tarafın boyun eğmekten başka çaresi yok... El Kazimi, ısrarla “egemenliği” koruduğunu pazarlamaya çalışıyor. İşgal altındaki Irak’ın “egemenliği” zaten ihlal edilmiştir! Ülkeyi yerle bir eden, halkı aşağılayan kâfir düşman, ülkenin toprak bütünlüğünü korumak, kalıcı üsler kurmamak, ekonomik krizleri çözmek ve hiçbir emaresini görmediğimiz maddi destek sözü vermek, yerlerinden edilenlerin şeytanların tahrip ettiği evlerine geri dönmesini sağlamak gibi yalanlar yayıyor. Herhalde uğursuz işgalinden bu yana siyasi, ekonomik ve sosyal alanlarda verdiği tahribatı unutuyor ya da unutmuş görünüyor. Bu yılın başında ajanı Kasım Süleymani’yi öldürmesinden sonra işgal ordusunu Irak’tan çekmeyeceğini söyledi. Irak’ın düşman güçlerini sınır dışı etmesi halinde katlanamayacağı ağır yaptırımlara maruz kalacağını belirtti.

Amerika, yasal olarak ABD askerlerinin varlığını zorunlu gören Sünni ve Kürtler milletvekillerinin oylarına ihtiyaç duydukları için parlamentodaki Iraklı partilerin ABD’li askerlerin Irak’tan çekilmeye zorlayamayacağının farkında. Eğer silahlı kolları ABD’ye karşı askeri operasyona kalkışırsa, çete savaşına girmekten başka çaresi kalmaz. Bu durumda geri dönmesi ya da ülkenin bir bölümünü yeniden ele geçirmesi halinde uluslararası koalisyon güçlerinin yokluğunda IŞİD ile mücadele edemez. Irak ordusu ve silahlı grupların bitkinliği, Bağdat’ı tekrar uluslararası destek ve yardım çağrısı yapmaya zorlayacaktır.

Açıklamada “ABD, önümüzdeki aylarda Irak’taki asker sayısını azaltmaya devam edecek ve geri kalan güçlerinin durumu hakkında Bağdat yönetimiyle diyalog halinde olmayı sürdürecek.” ifadelerine atıfta bulunmalıyız. Yine Başbakan El Kazimi’nin, ABD askerlerinin tamamen ayrılması konusunda önemli başarılar elde edildiği, ülkede kalıcı askeri üssün kalmayacağı, Irak Meclisi’nin bu yöndeki önceki kararının tanınması gerektiği iddiasına da değinmeliyiz. Hepsi yalan ve uydurmadır. Çünkü toplantı sonrasında açıklama yapan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı David Schenker, “ABD askerlerinin geri çekilmesi için bir tarih belirlenmediğini veya müzakere edilmediğini.” söyledi. Bu da demek oluyor ki bu noktayı karara bağlamak için çok erken. Özellikle de Beyaz Saray ile Pentagon arasında Amerikan birliklerinin şu anki sayısını 5,200’ten 2,500’e düşürme konusunda neredeyse mutabakatın düşünülürse. ^{[New York Times]}

Böylece Müslümanların yöneticiler, geçici dünyevi malları ve zülle çevrili yönetim koltuğu uğruna halklarını aldatmaya ve her kâfire boyun eğmeye devam ediyorlar. Allah, zafer verinceye ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti altında ümmetin çıkarlarını güden ve saldırganların kökünü kazıyan Rabbani bir yönetim kuruluncaya kadar da böyle devam edecek.

وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنْقَلَبٍ يَنْقَلِبُونَ “Zulmedenler, hangi dönüşle döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.” ^{[Şuara 227]}