Prens, Ulusal Meclis’i feshetmek ve yeniden seçim çağrısı yapmak için bir kararname yayınladı. Güçler dengesinin kötüleşmesi sonrası Kuveyt’te bu sahne onlarca yıldır tekrarlanıyor. Siyasiler arasındaki uyumsuzluk ve siyasi tıkanıklık, konsey ve hükümetin çalışmalarının aksamasına yol açıyor.

Bu arada insanlar seçim atmosferine giriyorlar. Sonuçlar hakkında tartışmalar ve tahminler yapılıyor. Ulusal Meclise, hükümete ve bakanlıklara kimin geleceğine dair tahminlerde bulunuluyor. Sorunların çözünü için çalışan birinin iktidara gelmesi umuduyla seçim sonuçlarına bel bağlanıyor.

Ancak halkın çoğunluğu, asıl sorunun başbakanda, meclis başkanında veya yardımcılarında, hatta tek oylu seçim sisteminde veya sivil kimlikte olmadığının farkında değildir. Asıl sorun, on yıllardır uygulanan demokratik sistemdedir. Çünkü demokrasi, insan ürünüdür.

Demokratik sistemde, egemenlik Şeriata değil, halka aittir! Demokratik sistemde yasa yapma hakkı insanın yaratıcısına özgü değildir, eksik, aciz, sınırlı, çevre ve koşullardan etkilenen insan aklına özgüdür. Demokratik sistemde, çoğunluğun görüşü sorunların çözümünün doğruluk kriteridir. Demokrasilerde tüm insanlığın sorunlarını çözen şeri hükümlerin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.

Bu nedenle insanların işlerini gütmek, sorunlarını tedavi etmek, kargaşaya, uyumsuzluğa,  çelişkiye yol açar. Halkın acı ve sorunlarının nedeni olan demokratik sisteme bağlılık nedeniyle harcanan zaman, emek ve paralar boşa gider.

Ey Müslümanlar! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَنْ أَعْرَضَ عَن ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكاً وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى “Kim Benim zikrimden yüz çevirirse, mutlaka onun için sıkıntılı bir geçim vardır. Ve kıyamet günü onu, kör olarak haşredeceğiz.” ^{[Taha 124]} Allah’ın emir ve yasaklarına uymayanlar için bu ayetin anlamı açıktır. Onlar için zor bir hayat vardır! Bu ümmetin başı Kuran ve Sünnetle düzeldiği gibi sonu da ancak onunla düzelir.

Ülke ve insanların durumu, ancak demokratik sistemi reddetmekle ve Allah’ın indirdiklerine göre (Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet) yönetim sistemi kurmakla düzelir. İslam ve Müslümanlar Hilafetle izzet bulurlar, insanların sorunları çözülür, Allah’ın emir ve yasaklarına göre işleri güdülür. Onunla insanlar yöneticilerini seçebilirler ve onunla Allah’ın Şeriatı egemen olabilir, çünkü egemenlik Şeriata ve otorite ümmete aittir.

إِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِنِينَ إِذَا دُعُواْ إِلَى اللهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ أَنْ يَقُولُواْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَأُوْلَٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ “Aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve Rasûl’üne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak İşittik ve itaat ettik demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.” ^{[Nur 51]}