Yargıtay, 21 Aralık 2015 Pazartesi günü, Hizb-ut Tahrir’e üyeliği suç kabul ederek Abdullah Raşit ve Abdül Aziz Müneyyes’e verilen üç yıl dört ay hapis cezasını onadı ve zorla çalıştırılmalarına karar verdi. Savcı, düşüncelerinin devlet karşıtı tekfirci düşünceye dayandığını, otoriteye isyana ve yasadışı yolla anayasal düzeni yıkmaya davet ettiğini iddia ederek Hizb-ut Tahrir’i yasaklı örgütlerden kabul etti.

İlk önce en yüksek sesle diyoruz ki: Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak, İslam’ın en önemli farzıdır hatta farzların tacıdır. Hilafetle Şeri hükümler içeride kaim olur. Hilafetle İslam cihat ve davet yoluyla dışarıya taşınır. Hilafetle ümmetin varlığı, kutsalları ve mukadderatı korunur. İmam, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inde nitelediği gibi “…kalkandır. Arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” ^[Müslim] Hilafetle İslam, hayat sahasında vücut bulur, İslam Hadâratı var olur. Ümmete prestij, güç ve haysiyetini iade eder.

Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَأَنِ احْكُم بَيْنَهُم بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَن يَفْتِنُوكَ عَن بَعْضِ مَا أَنزَلَ اللَّهُ إِلَيْكَ “Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından seni şaşırtmalarından sakın.” ^{[Maide 49]}Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurdu:

مَنْ خَلَعَ يَدًا مِنْ طَاعَةٍ لَقِيَ اللَّهَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لا حُجَّةَ لَهُ وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مَيْتَةً جَاهِلِيَّةً “Kim itaatten elini çekerse, Kıyamet Gününde lehine hiç bir delil bulunmaksızın Allah ile karşılaşacaktır.Kim de boynunda biat olmadan ölürse cahiliye ölümü ile ölür.” ^[Müslim]

Hizb-ut Tahrir’in Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurma konusundaki metoduna gelince, artık bilinen bir gerçek haline geldi ki Hizb, fiziksel [silahlı] eyleme başvurmadan fikri ve siyasi çalışma yapar. Otoriteden korktuğu ya da güveni tercih ettiği için değil, devletin kurulmasında Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inmetoduna dikkatli bir şekilde bağlandığı için şiddete başvurmaz.

Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak için çalışmak demek, çalışanların hatta tüm ümmetin Hilafeti ölüm kalım kabul etmesi demektir. Ne kadar büyük olursa olsun uğrunda kurbanlar verilir. Ne kadar zor olursa olsun tüm zorluklar aşılır. Ne kadar ağır olursa olsun belalar devede kulak kalır. Hilafeti kurmanın metodu, şeri bir metottur, onda kaypaklık olmaz. Zorluklarla dolu bir yoldur. Tüm bunları fark eden ve sonuçlarını çok iyi bilen Hizb-ut Tahrir’li gençler, kendilerini sabrı cemil ve Allah’ın kazasına rıza göstermeye hazırladılar.

Bu bağlamda biz deriz ki: Hizb-ut Tahrir, bu konuda sarf edilen çaba, gayret ve zaman ne olursa olsun Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak için bu yolda yürümeye devam edecektir. Ne kadar kurban verirsek verelim dosdoğru şeri yoldan asla ödün vermeyeceğiz. Allah’ın emri gelinceye dek tutuklamalar, haksız hükümler ve cezaevleri bizi asla yıldıramaz. Bundan ne döneriz ne de dönülmesini isteriz.