Tv5 haber kanalının aktardığına göre ABD’den bir kez daha Kırgızistan’a gizli saldırılar beklenildiği belirtildi. Bununla bağlantılı olarak kimliği belirsiz bir grubun, Kırgızistan halkı arasında fitne çıkarmaya çalıştığından söz ediliyor. Sosyal iletişim ağlarında çeşitli yıkıcı olaylar hakkında yapay bir panik var. Polis ve güvenlik güçleri, konu ile ilgili herhangi bir önlem alamıyor.

Bu saldırılar, Kırgızistan hükümetine yönelik bir uyarıdır dersek fazla abartmış olmayız. Sosyal iletişim ağlarına bu saldırıyı yapan grup ve saldırının planlayıcıları, uluslararası güçlerdir. Uluslararası güçler, Kırgızistan toplumuna zayıf noktalarını ve hiç bir temele dayalı olmadığını göstermek istiyorlar.

Bu saldırılar, tatbikata yönelik eylemler olarak da görülebilir. Onların bu saldırılarını oluşabilecek panik havasını ölçmenin bir ön hazırlığı olarak algılayabiliriz. Bütün bunlar bize Wikileaks olayını hatırlatıyor. Medya sitelerine yapılan siber saldırı, gerçek olaylar ile yakından bağlantılı olabilir. Yani biz, belli hedeflerden dolayı Kırgızistan toplumunu bir düşünce ya da bir eyleme yönlendirmek istiyorsak, o zaman bunu ilk önce sanal âlemde yaparız. Kasten haksız yere gerçek olaylar çıkarırız. Ardından bu hengâmeden çıkış yolu bulmak için toplumda yaygın bir tartışma oluşacaktır. Bu yüzden şiddetin artmasıyla doğal olarak iletişim ağları üzerinden siber çatışma da gelişecektir.  

Siyasi kâfirlerin tavsiyelerine uyan Kırgızistan hükümeti, sosyal iletişim ağları ve kişiler üzerindeki denetimi sıkılaştırdı. Hatta kişilere savaş açtı. Savaş yöntemi, yanlış bir yöntemdir ve işe yaramaz. Aksine insanlar ile hükümet arasındaki uçurum ve boşluğu daha da derinleştirecektir. Bu yöntem, doğru bir yöntem olsaydı, Batı, kendi ülkesinde onu kullanırdı. Sosyal iletişim ağlarında yapılan tartışma ve münazaralar, gerçekler veya olaylar üzerine inşa edildi. Bu olaylar, devletin kendi vatandaşlarına karşı uyguladığı şiddet etrafında dönüp dolaşıyor. Kırgızistan’daki küresel sosyal iletişim ağları aracılığıyla küfür rejimlerinin tüm ajanları, bölgede kâfirlerin bazı çıkarlarını gerçekleştirmek için çalışırlar. Hükümetin bu ağlar üzerinden kişilere karşı savaş açması, kâfirlerin ajanlarına [üçüncü güçlere] daha fazla fırsat sunar. Çünkü şiddet, daha fazla şiddete yol açacaktır.

Bu nedenle Kırgızistan, insanlar üzerindeki baskıyı durdurmalı ve hayattaki birçok hatasına objektif olarak bakmalıdır. İçtenlikle insanlara yaklaşmalı ve kâfir küresel sistemlerin entrikalarından uzak durmalıdır. Diyebiliriz ki bütün İslam ülkelerinin hükümdarlarının durumları, Kırgızistan hükümetinden pek farklı değildir. Bu nedenle hepsinin sorunlarının çözümü aynıdır. O da kâfirlerin talimatlarını reddetmekle işe koyulmaktır.