حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
No: HT–BA–2015–MB–TR–45 |
H. 07 Ramazan 1436 M. Çarşamba, 24 Haziran 2015 |
Çin, Uygur Müslümanlarına Orucu Yasakladı, Müslümanları İçki ve Sigara Satmaya Zorluyor
The İndependent gazetesine göre, Çin, Sincan eyaletinde Ramazan ayında orucu yasakladı. Uygur azınlığı olarak bilinen eyaletteki tüm Müslümanlardan kutsal ay boyunca oruç tutmamaları istendi. Haberler, Doğu Türkistan’ı sömüren Çinli yetkililerin, Müslümanları oruç farzından alıkoymak için çok sert davrandıklarını aktardı. Oruç tutmadıklarından emin olmak için öğrenciler, öğretmenler ve okul yetkilileri huzurunda yiyip içmeye zorlanıyorlar. Müslüman restoranlar, Ramazan ayı boyunca gündüzleri açık olmak zorundalar.
Uygur sözcüğü birlik ve dayanışma demektir. Uygurlular, aslen Türk olan Müslüman bir halktır. Shinkyang olarak da bilinen özerk Doğu Türkistan bölgesi, Çin’in altıda birine eşdeğer bir alanı kapsamaktadır. Uygurlular, Çin merkezinin bazı güney bölgelerinde de belli bir nüfusa sahipler. Sayıları yaklaşık 23 milyon olarak tahmin ediliyor. Hindistan ve Endonezya halkı gibi Müslüman tüccar ve seyyahlar aracılığıyla Müslüman oldular. İslami akide nefislerinde kök saldığı için ateist komünist Çin yönetimi bundan tedirgin oldu. 1863 yılında bir milyondan fazla Uygur Müslümanları katledildi. Ayrıca 1949 yılında patlak veren çatışmalarda da bir milyondan fazla kişi öldürüldü. O yıl Mao liderliğindeki Çin komünist hükümeti, Zedong bölgesini işgal ederek bölgenin bağımsızlığını ilga etti. Çin Cumhuriyetine ilhak ederek “Yeni Topraklar” anlamına gelen “Shinkyang (Xinjiang)” (Mançu dilinde “Ice Jecen”) adı verildi. Bölge, Müslüman nüfusundan arındırılarak Müslümanlar farklı bölgelere dağıtıldı ve yeni yurtlarında azınlık durumuna düştüler. 1945 yılında Doğu Türkistan’da Müslümanların oranı %84 azalarak yarı yarıya indi.
Ayrıca ibadet ve İslami şiarlara baskı yapıldı, camiler yıkıldı. Okullar kapatıldı. Tüm bu sıkıntılara rağmen onların İslam sevgisi baki ve sabittir. Sessiz ve sakin bir halk olmalarına rağmen Çinli yetkililer, Uygurluların İslam sevgisinden endişe ettiler. Altı yıldır Uygurlu Müslümanlara karşı uygulanan insanlık dışı muamele, tehcir, tutuklama ve sürgün ile yetinmeyen Çinli yetkililer, “terörizmle mücadele” safsatasını gerekçe göstererek onları İslami şiarları eda etmekten alıkoydular. Bu yıl Ramazan ayının gelişi ile birlikte bu daha da gün yüzüne çıktı. Çünkü bu yıl, mücrim rejimin salonlarına dahi giren sosyal paylaşım sitelerinin gücünün artması ve gelişmesiyle mücrim rejimin Müslümanlara karşı vahşice uygulamaları sosyal paylaşım sitelerine yansıdı. İnsanlar, bu İslami bölgeden görüntüler aktardılar. Görüntülerde Çin güvenlik güçlerinin, yere yatırdıkları bir Müslümanı iftar etmeye zorladıkları, zorla içmesi ve oruca devam etmemesi için ağzına bir su şişesi koydukları görülüyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ muhkem Kitabında ne kadar da doğru söylemiştir:
قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاءُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الآيَاتِ إِنْ كُنْتُمْ تَعْقِلُونَ “Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından belli olmaktadır. Kalplerinde sakladıkları ise daha büyüktür.” [Ali İmran 118] Bütün bunlara rağmen Müslümanların yöneticileri, sessiz kalarak ve Çin’in yöneticilerini hoşnut etmek için İslam’a ve Müslümanlara karşı savaşta Çin’e ortak oluyorlar.
Öyle anlaşılıyor ki Komünist devletler, tarihten ders almamışlar. İslam’ın asla yenilmeyeceğini herhalde bilmiyorlar. Yıllarca mücadele ettiği halde Sovyetler Birliği Sibiryalı Müslümanların kalp ve gönüllerinden İslam’ı silip atamadı. Aksine bizzat Sovyetler Birliği yıkılarak tarih oldu. Müslümanlar, ülkelerinde zafer kazandılar. Çünkü İslam üstündür, üstün gelinmez. Zira İslam, beşeri değil, ilahi bir dindir. İnsan hayat ve kâinatın Rabbi onun sahibidir ve O, müdafaa eder. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
إِنَّ اللَّهَ يُدَافِعُ عَنِ الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ خَوَّانٍ كَفُورٍ “Allah, iman edenleri korur. Şu da muhakkak ki Allah, hain ve nankör olan herkesi sevgisinden mahrum eder.” [Hacc 38] Çinli Müslümanlara sadece Nübüvvet metodu üzere gerçek İslam Hilafet Devleti yardım edebilir. Ne yazık ki kışlalarına çakılıp kalan ve ümmetin öfkesinden mevcut zalim yöneticileri koruyan İslam ümmetinin orduları Çinli Müslümanları kaderlerine terk ettiler. Çin krallarını korkudan titreten Hilafet ordusu değil midir? Halid b. Velid’in ordusuna karşı Kisra, Çin krallarından yardım isteyince, İslam ordusunun heybetinden korkuya kapılan Çin kralı, Kisra’ya yardım etmeyi reddederek şöyle der: “Ey Kisra! Ben daha önce böyle bir millet görmedim. Eğer dağları delmek isteseler, bunu yapacaklarından hiç şüphem yok.”
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizbuttahrir.today |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |