Keşmir’de Hizbül Mücahid örgütünün komutanı, terörist Hindu devletinin ordusu ile girdiği uzun bir çatışmanın ardından 6 Mayıs 2020’te şehit oldu. Son bir buçuk ay içinde terörist Hindu ordusu, otuz altı mücahidi şehit etti. Hindu devletinin yaptığı bu zulümlerden doğrudan Bajwa-İmran rejimi sorumludur. Çünkü işgal altındaki Keşmir’deki Müslüman kardeşlerimizin yardım çağrılarına rağmen silahlı kuvvetlerimizin aslanlarını kışlalarına zincirledi. Keşmir Müslümanlarını kurtarmak için silahlı kuvvetlerimizi seferber etmedi. Bunun yerine Bajwa-İmran rejimi, işgal altındaki Keşmir’i Hindu yönetimi altında mezara gömmek için Modi’ye yardımcı olurken Pakistan’daki Müslümanların öfkesini yatıştırmaya çalıştı. Böylece Keşmir Müslümanlarını desteklemek için Müslümanlara yarım saatlik bir protesto çağrısı yaptı ve yardım için günümüzün tâğûtu sömürgeci aparatı Birleşmiş Milletler’e (BM) başvurdu. Oysa BM’nin Müslümanlar üzerinde kâfirlere yol vermenin bir aracı olduğunu çok iyi biliyor.

COVİD-19 sonrası bu korkunç durumda Bajwa-İmran rejimi, Bağımsız Enerji Üreticilerine (IPP) trilyonlarca rupi verdi, kapitalist bankacılara faiz ödedi. Ama terörist Hint ordusu ile savaşmaya ve Keşmir’in kurtuluşuna gelince, ekonomik zayıflıktan dem vurdu. FATF taleplerini yerine getirme bahanesiyle rejim, Keşmir cihadının altyapısını yok etti. Keşmir mücahitlerine hayati destek hattını kesti, böylece acımasız terörist Hindu ordusu karşısında Keşmir mücahitlerini zayıf bıraktı. Bu rejim, Keşmir davasına açıkça ihanet etti. İmran Han, kendi başına Keşmir halkına yardım etmeye çalışan herkesin düşman sayılacağını açıkladı. Bir yandan bu rejim, cesur silahlı kuvvetlerimizi mobilize etmezken, diğer yandan Keşmir mücahitlerine her türlü desteği eziyor. Açıklamalarında Modi’yi faşist olarak ilan ederken, pratikte Keşmir Müslümanlarının özgürlük mücadelesini ezmek için hain Mir Cafer ve Mir sadık gibi hareket ediyor. Rejim, halkın öfkesini dindirmek için Riyaz Naiko’nun şehit haberini yerel medyada vermedi.

Ey Pakistan silahlı kuvvetleri! Durum gayet açık. Pervez Müşerref Afganistan’ı sattığında, Afgan Müslümanlarına ihanet sayesinde Keşmir davasını ve nükleer silahlarımızı kurtaracağımızı ileri sürmüştü. Sessizliğiniz ışığında Amerikan varlığının Batı sınırlarımıza konuşlanmasına izin vermişti. Sessizliğinizden cesaretlenen Müşerref-Aziz, Keyani-Zerdari ve Rahil-Navaz rejimleri, Keşmir davasından adım adım ödün verdiler. Şimdi bir kez daha Bajwa-İmran rejiminin Keşmir’i Hindu devletine sattığı açık. Hintli terörist güçler, gözlerinizin önünde geride kalan cihadın altyapısını yok ederken, Pakistan’ın korkak Başbakanı, Hindistan’ın Keşmir’de bir savaşa yol açabileceği korkusuyla sahte bayrak operasyonları konusunda dünyayı uyarıyor. Kuşkusuz eğer sessiz kalırsanız, o zaman Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın huzuruna baskıcı Hindu devletinin ve Pakistan’ın hain yöneticilerinin yardımcıları çıkacaksınız. Hadi seferber olun! Keşmir davası uğruna harekete geçin, sizi zincirlere vuran bu yöneticileri devirin ve Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Keşmir’in kurtuluş savaşında sizi önderlik edecek bir Halifeye biat edin. Hilafeti kurmak için bir adım öne çıkın, Batıdan korkmayın veya endişelenmeyin, çünkü küresel hegemonyasının tabutu Avrasya’da mezara gömülmeye hazırdır. Zira Korona virüsü ekonomisini mahvetmiştir. Korkak Hindular, Keşmir’de nükleer bir savaşa tutuşacak durumda değiller. Siz “La ilahe İllallah Muhammedin Rasûlullah” kelimeyi şehadetine inanıyorsunuz, ya zafer ya da şehadet için ilerlemelisiniz. İslam dışında hiçbir şey bu dünyada konumumuzu yüceltemez ve Müslümanların, Hilafet dışında kalkanı yok. Hadi harekete geçin! Ümmet ve özellikle Keşmir Müslümanları harekâtınızı sabırsızlıkla bekliyor.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ  “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûl’ünün çağrısına uyun.” ^{[Enfal 24]}