Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sözü kesinlikle doğrudur.

يوْمٌ مِنْ إِمَامٍ عَادِلٍ أَفْضَلُ مِنْ عُبَادَةِ سِتِّينَ سَنَةً“Adaletli bir İmamın bir günü, altmış yıllık ibadetten üstündür.”^{[Beyhaki, Taberani]} Gerçekten de Hilafet, bin yıldan fazla bir süredir dünya çapında “La ilahe illallah Muhammedin Rasûlullah” bayrağını dalgalandırdı. Müslümanları dünya liderlerine dönüştürdü, zamanın en büyük güçleri Romalıları ve Persleri ezdi. Ebu Bekir Es Sıddık’tan II. Abdülhamid’e kadar her halife, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in onurunu korudu. Üç kıtaya egemen olan Hilafet, dünyanın en müreffeh devleti oldu, yoksulluğu ortadan kaldırdı, hatta zekâta ihtiyaç duyulmayan bir çağa tanık olundu. İslam Devleti, Beni Kaynuka’da tacizine maruz kalan bir Müslüman kadın olsun ya da Roma İmparatorluğunun egemenliği altındaki Amorium’daki bir kadının çığlığı olsun ya da Hint Yarımadası’ndan Fatıma’nın haykırışı olsun kızlarını askeri güçle korudu. Hilafet, en zayıf dönemlerinde bile zamanın büyük güçlerinden hakaretin meydana gelmesini önledi. Müslümanların ilk kıblesi Kudüs’ün, Kâbe’yi Şerif’in ve Arap Yarımadası’nın bekçiliğini yaptı. Tüm dünyada bilgi, sanat, edebiyat, bilim, teknoloji ve yüksek değerlerin merkezi oldu. Çin ve ABD’nin haraç ödemesini sağladı. Bulutlara hitaben Halife, “İstediğin yere yağ, haracın benim olacak.” dedi. Ey Müslümanlar! Yüz yıl önce Hilafeti bu Receb ayında kaybettik.

Müslüman dünyasında demokrasi ve diktatörlük, Müslümanlardan sömürgeciliğin korkunç intikamıdır. Nedeni, Hilafetin kurulmamasıdır. Hilafetin yıkılışı, Müslümanların büyük bir güçten köleliğe dönüşmesinin ve aşağılanma bataklığına gömülmesinin başlangıcıdır. Müslümanlar sonunda ulus devletler üzerine inşa edilen uluslararası düzende sıkışıp kaldılar. Öncesinde Avrupa, Osmanlı Hilafetine ait orduların yeni bir saldırısından sürekli korkuyordu. Müslümanların Halifesi, fetihlere komutanlık etmek için Daru’l Harp seferlerine çıkıyordu. Batılı büyükelçiler Halifeyi karşılamak için el pençe bekliyorlar ve denizlerden güvenli geçiş için Hilafetten izin alıyorlardı, tüm bunlar, müreffeh bir çağın başlangıcı olarak kabul edildi. Dahası, bugün Endonezya’dan Fas’a uzanan Hilafet, Halifenin emriyle potansiyel olarak on milyonlarca asker tedarik edebilir.

Hilafetin yıkılışıyla birlikte Müslümanlar, bin yıldan fazla bir süredir inançlarını, canlarını, mallarını, onurlarını ve topraklarını koruyan Allah’ın yeryüzündeki gölgesini kaybettiler. Halifeler, Peygamberin müjdesine erişmek için yorulmadan çalıştılar. Personel eksikliğine rağmen bu din ve bu ümmetin bekçisi oldular. Ancak, bugün İslam’ın koruyucu yöneticisi yoktur. Bugün sadece sömürgeciliğin ucuz ajanları söz konusu. İslam ümmetinin temel çıkarlarını ve kaynaklarını Batıya peşkeş çekerek iktidarlarını koruyorlar ve elde ediyorlar. Ey Müslümanlar! Yüzyılın bu kaosundan ve İslam dışındaki her sistemde onur arama girişimlerinin başarısızlığından sonra Hilafeti yeniden kurmadan köleliğe devam edeceğimizi öğrenmenin zamanı gelmedi mi? Yeter artık! Yüzyıllık yokluğundan sonra artık Hilafeti yeniden kurun. Ömer (ra) şöyle dedi:

إنَّا كنَّا أذلَّ قوم، فأعزَّنا الله بالإسلام، فمهما نطلب العِزَّة بغير ما أعزَّنا الله به أذلَّنا الله“Biz daha önce zelil ve hakir bir kavimdik. Allahu Teâlâ, bizleri Müslümanlıkla şereflendirdi. Bundan başka şeref ararsak, Allahu Teâlâ bizi zelil eder, her şeyden aşağı eder.”^[Hâkim]

#أقيموا_الخلافة
#ReturnTheKhilafah
#YenidenHilafet
#خلافت_کو_قائم_کرو