Birkaç bin zayıf silahlı Afgan direnişçisi, şimdi Kabil’in eteklerine konumlandılar. Küstah ABD birliklerini, İslamiyet’in bölgeye ilk girdiğinden beri şehitlerin saf kanıyla sulanan imparatorluklar mezarlığına gömmeye hazırlanıyorlar. Hilafeti kurmanın zamanı geldi. Hilafet, doğuda Fas’tan batıda Endonezya’ya kadar tüm İslam dünyasının birliğini sağlamadan önce Pakistan, Afganistan ve Orta Asya’yı tek bir devlette birleştirecektir. Batı’nın Müslüman dünyasındaki kolektif askeri yenilgisi, giderek artıyor. Tüm dünya, sofistike silahlara sahip olmasına rağmen korkak ABD birliklerinin zayıflığını gördü. Bu, Müslümanların küresel arenada bir devlet olarak ortaya çıkmaları için katalizör görevi görmelidir. Ancak bu stratejik fırsattan yararlanmak yerine Pakistan’ın siyasi ve askeri liderliği, Washington’a körü körüne kölelik yapmaya devam ediyor. Doğu-batı “bölgesel bağlantı” projesini itinayla sürdürüyor. Marjinal jeo-ekonomik kazanımlar elde etme umuduyla hayati jeo-stratejik çıkarları elinin tersiyle itiyor.

Bu nedenle Pakistan’ın vizyonsuz yöneticileri, Pakistan’ın müthiş gücü üzerine Hilafeti kurmak ve Avrasya’daki zayıf Amerikan gücünü yerle yeksan etmek yerine, sömürgeci bölgesel ekonomik düzenin planını uyguluyorlar. Egemen sömürgeci dünya düzeni, Müslümanlara daha fazla yoksulluk ve güvensizlik sağlayacaktır. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, 9 Ağustos 2021 Pazartesi günü Orgeneral Bajwa ile telefonda görüştü. Görüşmede “Ortak bölgesel çıkarların” inşası ele alındı. Öncesinde Pakistan’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı ve ABD eğitimli güvenlik tetikçisi Moeed Yusuf, ABD’ye “müzakere sürecine” liderlik etme çağrısı yaptı. Müzakerelerin amacı, ABD’ye savaş alanında asla elde edemeyeceği şeyi sağlamaktır. Amerikan hırsları için arabuluculuk yapan Moeed Yusuf, olumsuz medya raporlarına rağmen müzakerelerde “Sürekli ilerleme” kaydedildiğini ifade etmekten kendini alıkoyamadı. Akıl hocası ve rehberi olan ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı ile yakın temasını sürdürmektedir.

Ey Pakistan’daki güç sahipleri! Ey Pakistan silahlı kuvvetleri! Mevcut yöneticiler, sömürgeci güçlere bağımlılık zincirine vurulmuşlardır. Bu yüzden İslam’a dayalı bağımsız siyasi bir vizyon izleyemezler. Bu vizyonsuz yöneticiler, Pakistan’ın geleceğini Çin’in kuzey-güney ekonomik koridoruna ve Amerika’nın Hindistan yanlısı doğu-batı jeo-ekonomik projesine bağımlı hale getiriyorlar. Bu yöneticiler bizi hafife alıyorlar, oysa ümmet zayıf değildir, çok sayıda yetenekli ve istekli askerlere sahiptir. Yoksul da değildir, çünkü dünya kaynakları ayağının altındadır. Her şeyden önce ümmet, hak dine inanıyor. Bu din, Arap bedevilerini ve göçebe Türk boylarını küresel liderler yapmıştır. Ümmetin gelecekteki projelerine Washington, Londra, Paris veya Pekin karar vermemelidir. Aksine İslamabad, Kandahar, Taşkent, Medine, Jakarta ve Rabat ile istişareden sonra karar verilmelidir. Sadece Allah’a tevekkül, küstah ABD’yi Afganistan’da darmadağın etti. Gerçekten sadece Allah’a tevekkül edenlerin, ABD’nin küresel hâkimiyetini yerle yeksan etmelerinin zamanı gelmiştir. Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için nusret verin. Hilafet, ümmetin askeri gücünü ve ekonomik kaynaklarını dünyanın en güçlü devletinde bütünleştirecektir. Allah rızası için hemen nusret verin. Böylece cennet kapılarından önce dünyanın kapıları açılacaktır. Gerçekten de cennet, zafer ya da şehitlik arayanlar için ebedilik yurdudur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنْ يَنْصُرْكُمُ اللَّهُ فَلَا غَالِبَ لَكُمْ وَإِنْ يَخْذُلْكُمْ فَمَنْ ذَا الَّذِي يَنْصُرُكُمْ مِنْ بَعْدِهِ وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ“Allah size yardım ederse, artık size üstün gelecek hiç kimse yoktur. Eğer sizi bırakıverirse, ondan sonra size kim yardım eder? İnananlar yalnız Allah’a güvensinler.”^{[Ali İmran 160]}