27 Kasım 2021’de Sindh Meclisi, 2021 Yerel Yönetim (Değişiklik) Yasasını onayladı. Yasada yerel organların çoğunluk yetkileri eyalet yönetimine devredildi. Böylece Sindh eyaletinde çoğunluğa sahip PPP, Karaçi’nin kalkınma fonlarını kontrolü altına aldı. 2008’de demokraside yapılan değişikliklerden bu yana PPP, Karaçi’den Sindh’e sürekli kalkınma fonları aktardı. Eyalet hükümetinde çoğunluğu elde etmesiyle 23 milyonluk Karaçi’nin gelişimini durdurdu. Ulusal düzeyde Belucistan eyaleti, 342 sandalyelik Ulusal Meclis’te sadece 17 sandalyeye sahiptir. Bu da eyaleti ve halkını gelişmekten mahrum bırakmakta, ayrılıkçı duyguları körüklemektedir. Aynı trajedi FATA ve Güney Pencap için de geçerli. Eyalet ya da ulusal hükümetlerin kurulmasında kilit role sahip olmayan bu bölgelerin, kalkınma ve gelişimlerinin kısıtlandığı besbelli. Nüfuslarının yoğun ve kalabalık olmasına hiç bakılmıyor.

Hilafet, İslami sistemi kapsamlı ve mükemmel bir şekilde uygular. İslam’da haklar, kaynak dağılımı, ihtiyaçların giderilmesi ve kalkınma gibi konularda devletin vatandaşları arasında ayrım yapılması caiz değildir. Halife, Bajour, Pişin, Karaçi, Rohri, Makran, Lahor, İslamabad veya Gilgit illeri arasında hiçbir ayrım yapmayacaktır. Hilafette Bangladeş Pakistan’ın bir eyaleti olacaktır. Halife, İslamabad, Chittagong, Sylhet ve Karaçi’nin eşit gelişimini sağlayacak, böylece Hindu devletinin 1971’de istismar ettiği sosyal patlamanın önüne geçecektir.

Halife, oy için beş yılda bir ümmete gitmek zorunda kalmayacaktır. Şeriatı uyguladığı sürece ömür boyu Halifelik yapacaktır. Bu nedenle çoğunluğa sahip olanlar, güç için şantaj yapamayacaktır. Şeriatı uygulamadığı takdirde Mezalim Mahkemesi, hemen onu görevden alacaktır. Hilafette Mısır vilayetinin, kıtlık çeken başkent Medine’ye gıda konvoyu gönderdiği biliniyor. Hilafette Bağdat, Şam, Basra, Buhara, Semerkant, Halep, Nişabur, Belh ve Delhi hızla gelişmiştir. Demokrasi Doğu ve Batıyı mahvetti. Sömürgeci Batı, zengin ülkeleri yağmaladı. Batının kalkınması, İslam dünyasında bazılarının gözlerini kamaştırdı. Demokrasinin her biçimi kötüdür ve artık onu tarihe gömme zamanı gelmiştir. Pakistan Müslümanları, silahlı kuvvetlerdeki samimi subaylardan kendilerini demokrasiden kurtarmalarını, Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için Hizb-ut Tahrir’e nusret vermelerini bekliyorlar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

فَإِمَّا يَأْتِيَنَّكُمْ مِنِّي هُدًى فَمَنِ اتَّبَعَ هُدَايَ فَلَا يَضِلُّ وَلَا يَشْقَى * وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنْكاً وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى * قَالَ رَبِّ لِمَ حَشَرْتَنِي أَعْمَى وَقَدْ كُنْتُ بَصِيراً * قَالَ كَذَلِكَ أَتَتْكَ آيَاتُنَا فَنَسِيتَهَا وَكَذَلِكَ الْيَوْمَ تُنْسَى  “Eğer tarafımdan size bir yol gösterici (kitap) gelir de, kim benim yol göstericime uyarsa artık o, ne (dünyada) sapar ne de (ahirette) sıkıntı çeker. Her kim de benim zikrimden (Kur’an’dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz. O da şöyle der: “Rabbim! Dünyada gören bir kimse olduğum hâlde, niçin beni kör olarak haşrettin?” Allah, “Evet, öyle. Ayetlerimiz sana geldi de sen onları unuttun. Aynı şekilde bugün de sen unutuluyorsun” der.” ^{[Taha 123-126]}