9 Mayıs 2023 ‘te eski Başbakan İmran Han’ın tutuklanmasının ardından destekçileri ile yetkililer arasında şiddetli çatışmalar patlak verdi. Başkent İslamabad’da göstericilerle polis arasında çatışma çıktı. Başka şehirlerde de düzensiz gösteriler yapılıyor veya yapılması planlanıyor. Askeri binalar basıldı, askeri araçlar saldırıya uğradı, yollar trafiğe kapatıldı, insanlar evlerinde ve iş yerlerinde mahsur kaldı. İçişleri Bakanı, mobil geniş bant internet hizmetinin askıya alınması talimatı verdi, sosyal medya platformlarına bant daraltması getirildi, okullar kapatıldı, akademik sınavların iptal edildiği duyuruldu.

Ey Pakistan Müslümanları! Yöneticilerinizin ne olduklarını görün. Ülkenin güvenliğini sağlamak ya da işlerinizi gütmek için iktidarda değiller. İktidarda kaldıkları sürece tüm ülkenin yangın yerine dönmesi umurlarında değil. Bile bile tepkileri kışkırtıp kriz yarattılar. Ardından askeri binaları güvenliksiz bırakarak krizi daha da tırmandırdılar. Şimdi de krizi yönlendiriyorlar, iktidarda kalabilmek için olağanüstü bir durum yaratıyorlar, ne pahasına olursa olsun sadece iktidarda kalmaya çalışıyorlar. Bütün bu siyasi kaos ne için?

Pakistan yöneticilerinin iktidara sımsıkı sarılmalarının tek bir amacı var, o da ABD’ye hizmet etmektir, bu hizmetin ülkeye verdiği zarar umurlarında değil. ABD’nin aparatı IMF’ye boyun eğerek ülke ekonomisini mahvettiler, ABD’nin talimatıyla işgal altındaki Keşmir’i Hindistan’a peşkeş çektiler, işgalini ve saldırganlığını pekiştirmek için Hindistan ile ilişkileri normalleştiriyorlar. Şimdi de ülkeyi siyasi bir krize sürüklüyorlar. Efendileri ABD’ye gelince, çıkarlarına hizmet edildiği sürece Pakistan’ı kimin yönettiği umurunda olmadığı gibi iç ve yerel siyasi kaos da umurunda değildir. Mevcut siyasi fırtına öncesi ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü 1 Mayıs 2023’de şu açıklamayı yaptı: “Pakistan halkının iradesini yansıtan herhangi bir hükümeti destekleyeceğimize ve onunla ilişki kurmayı sabırsızlıkla beklediğimize inanıyoruz. Kesinlikle iç ya da iç politika ya da dinamikler hakkında söyleyecek bir şeyimiz yok.”

Ey Pakistan Müslümanları! Pakistan yöneticilerinden ülke için asla bir iyilik beklenmez. Bizi tek amacı sömürgecilere hizmet etmek olan bir sistemle yönetiyorlar. Mevcut sistem, yüzler değişse de sömürgeci bir sistemdir. Bizi ABD Dışişleri Bakanlığı, Pentagon ve ABD aparatı IMF’nin belirlediği yasalar ve politikalarla yönetiyorlar. Siyasi liderliğe gelince, parlamento sömürgeci politikaların onay mercidir. Askeri liderliğe gelince, sömürgeci sistemin koruyucusudur, ömrünü uzatıyor.

Bizim için tek çıkış yolu, mevcut sistemi kökünden söküp atıp yerine İslami yönetim sistemini koymaktır. Medine Devletinde Raşidi Hilafet uygulandı. Hilafet, barış ve refahın güvencesidir. Raşidi Hilafet, bizi dinimize göre yönetecek, anayasadaki her kanun ve maddenin Kur’an-ı Kerim ve Sünnetten türetilmesini sağlayacaktır. İşgal altındaki toprakların kurtuluşu için ordumuzu seferber edecek, Allah’ın indirdiğiyle hükmederek yoksullarımıza ve muhtaçlarımıza göz kulak olacaktır. Peygamberlerin İsrail oğullarını siyaset ettiği gibi Hilafet de bizi siyaset edecektir. Müslim’in rivayetine göre,

كَانَتْبَنُوإِسْرَائِيلَتَسُوسُهُمْالْأَنْبِيَاءُكُلَّمَاهَلَكَنَبِيٌّخَلَفَهُنَبِيٌّوَإِنَّهُلَانَبِيَّبَعْدِيوَسَتَكُونُخُلَفَاءُتَكْثُرُافُوابِبَيْعَةِالْأَوَّلِفَالْأَوَّلِأَعْطُوهُمْحَقَّهُمْفَإِنَّاللَّهَسَائِلُهُمْعَمَّااسْتَرْعَاهُمْ  “İsrail oğulları Nebiler tarafından siyaset (idare) ediliyordu. Bir Nebi öldüğünde onu başka bir Nebi takip ediyordu. Artık benden sonra Nebi yoktur. Fakat birçok Halife olacaktır. Oradakiler dediler ki; ‘Bu durumda bize ne yapmamızı emredersin?’ Dedi ki: “İlk biat edilene vefakâr olunuz, onlara karşı olan vazifelerinizi yerine getiriniz. Muhakkak ki Allah size karşı olan vazifelerini yapıp yapmadıklarını onlara soracaktır.”

Raşidi Hilafetin yeniden kurulması için siyasi bir liderlik kaçınılmazdır. Bu siyasi liderlik Hizb-ut Tahrir’dir. Hizb-ut Tahrir, Hilafet Devletinin anayasa taslağı hazırladı, İslam sistemlerini özetleyen yayınlar yayınladı. Yetmiş yılı aşkın bir süredir Hizb-ut Tahrir, devleti yönetmek ve idare etmek için yetenekli politikacılar ve devlet adamlarından oluşan kadrolar yetiştirdi. Hizb-ut Tahrir, İslam Dünyası’nın her yerinde Hilafeti kurmak ve İslam ümmetini tek bir yönetici altında birleştirmek için çalışıyor.

Ey Pakistan’ın Müslüman silahlı kuvvetleri! Medine Devleti’nin Ensar’ı vardı, savaşçılardı, İslam’ın hakimiyeti için nusret verdiler, cennet karşılığında canlarını ve mallarını sattılar, her türlü imtihan ve zorluğa isteyerek göğüs gerdiler. Ensar, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e şöyle dedi:

فَإِنّانَأْخُذُهُعَلَىمُصِيبَةِالْأَمْوَالِوَقَتْلِالْأَشْرَافِفَمَالَنَابِذَلِكَيَارَسُولَاللّهِإنْنَحْنُوَفّيْنَا“Biz, bunu mallarımıza gelecek musibete ve şereflilerimizin öldürülmesine rağmen kabul ediyoruz, bunun karşılığında bize ne var?” Öyleyse daha ne bekliyorsunuz? İslam dünyası günümüzün Ensar’ını bekliyor. Hadi hemen Hizb-ut Tahrir’e nusret verin ki bir kez daha Allah’ın indirdikleriyle yönetilelim. Ancak o zaman Allah yolunda cihat etmek, zulme son vermek ve yeryüzünün dört bir yanında adaleti tesis etmek için seferber edileceksiniz.