26 Mayıs 2023 ‘te Pakistan Maliye Bakanı, uluslararası mali yükümlülükleri yerine getirmek için gelirler ve giderler planı hakkında ABD Büyükelçisine bilgi verdi. Efendilerinden onay alan Pakistan yöneticileri şimdi ekonomimizi daha da zayıflatacak başka bir sömürgeci bütçe hazırlıyorlar. İslam ümmetinin sorunlarına müdahale etmeleri istendiğinde yöneticiler, önce evimizi düzenlemeliyiz ve ekonomik sefaletimizi gidermeliyiz gibi bahaneler ileri sürmektedir. Keşmir’i kurtarmamak ve Hindistan’a karşı sert adımlar atmamak için ileri sürdükleri bahane de aynısıdır. Yöneticiler, kritik konuları ele almadan önce ekonomik istikrarın sağlanması gerektiğini iddia ediyorlar. Ekonomik sefaletimizin nedeni Batı sömürgeciliği olsa da bu yöneticilerin, Amerika ve Uluslararası Para Fonu’nun dikteleri ve Washington sonrası konsensüs dışında sunacak hiçbir şeyleri yoktur. O halde hastalığa neden olanlardan şifa beklemek aptallık değil midir? Sefaletimizden sorumlu olanlar, ekonomik krizlere yol açan aynı zehri ilaç ve reçete olarak yazınca o zaman bu ahmaklık deliliğe dönüşmektedir.

Samimiyetle ekonomik istikrar için uğraşanlar, itibari para, faiz bazlı finansman, kamu kaynaklarının özelleştirilme, vergiler, özel sektör ve yabancı yatırım öncülüğünde büyüme gibi sorunlar konusunda net olmalıdırlar. Bu sorunların gerçek çözümü konusunda da net olmalılar. Bu politikalar, zenginliklerimizi ve kaynaklarımızı gasp etmek için sömürgecilerin kullandıkları araçlardır. Ayrıca Allah Subhânehu ve Teâlâ ve son Peygamber Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in emirlerine de açıkça karşı gelmektedirler. Nitekim “Önce Ekonomi” argümanını ortaya koyan yöneticiler, ekonomik istikrara giden gerçek yolda yürümemektedirler. Dolayısıyla durumumuz her geçen yıl daha da kötüye gitmektedir. Tüm yollardan ayrılıp Allah’ın emrettiği dosdoğru yola girmedikçe durumumuz daha da kötüleşmeye devam edecektir.

Ekonomik istikrara giden yol, ekonomi dahil hayatın her alanında İslam’ı uygulamaktan, kapitalist ekonomi politikalarını İslam’ın ekonomi politikalarıyla değiştirmekten geçer. İslam, para birimi olarak altın ve gümüş standardını benimser. İslam’da gelir vergisi, satış vergisi ve genel vergi diye vergiler yumağı yoktur, faizsiz finansmanı, petrol ve gaz gibi kamu mülkiyetlerinin kamuya ait olmasını, ağır sanayinin devlet tarafından işletilmesini ve doğrudan yabancı yatırımdan bağımsız olunmasını farz kılar. Bizi dolar ve sömürgeci ekonomiye bağımlılığından ancak İslam kurtarabilir. İslam yoksullara yardımlarda bulunacak, tarımsal ve endüstriyel üretimi güçlendirecektir.

Ekonomik istiklal yolunda samimiyetle yürümek isteyenler bilmelidirler ki, dünyada ve ahirette yaşadığımız sıkıntıları gidermenin tek yolu, İslam’ın Hilafet tarafından uygulanmasıdır. Gerçekten de İslam’ın dışında huzur yoktur, sadece zorluk ve sıkıntılı bir hayat vardır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى  “Her kim de benim zikrimden yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır; Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz.” ^{[Taha 124]}

Öyleyse ey Müslümanlar! Nübüvvet metodu üzere Hilafet’i yeniden kurmak için Hizb-ut Tahrir ile çalışın.