2 Haziran 2015'de, trajik Mastung saldırısı sonrasında Belucistan'daki durumu görüşmek üzere Quetta'da Tüm Partiler Konferansı yapıldı. Başbakan Navaz Şerif, gelişigüzel işlenen cinayetler ile ilgili olarak yabancı güçleri suçladı, etnik ve mezhepsel gerekçelerle düşmanın bizi bölmek istediğini söyledi. Navaz Şerif, konu ile ilgili yabancı düşmanın adını vermese de Rahil-Navaz rejimi, son bir kaç aydır Hindistan ve onun istihbarat teşkilatı "RAW"ı itham etmektedir.

Şüphesiz askeri ve sivil tesislere yapılan saldırıların arkasında düşman var. Fakat bununla beraber Hindistan'ı tek suçlu ilan etmek, Amerika ve Raymond Davis Şebekesi'nin yıkıcı rolünü örtbas etmekten başka bir şey değildir. Amerika'nın sözde "teröre karşı savaş" adı altında Afganistan'ı işgal etmesiyle birlikte Belucistan ve tüm ülkede kaos ve istikrarsızlık tavan yapmıştır. Pakistan'ın siyasi ve askeri liderliği içindeki hainler, bütün ülkeyi Amerikalılara devrettiler. Hindistan istihbarat teşkilatı "RAW" Pakistan silahlı kuvvetleri ve istihbaratının dengi değildir. Hatta dünyanın en güçlü istihbaratı olarak kabul edilen Amerikan istihbaratı bile Pakistan ve Afganistan'da bizim istihbarat teşkilatımız ile rekabet edemez. Ancak hainler, Pakistan ve İslam'ın en büyük düşmanı olan Amerika'nın Afganistan'da söz sahibi olmasına olanak verdiler. Hindistan gibi zayıf bir ülkenin bile Afganistan'da bir dayanağı var. Tabii bu, Belucistan ve diğer yerlere saldırabilmek için Amerika'nın ona bir lütfudur.

Öncelikle sadık ve hizmetkâr ajanı Modi idaresi altındaki Hindistan ile birlikte Amerika, Belucistan'da fesat çıkaran yılanın başıdır. Biraz geriye gidelim, 2006 yılında ünlü Amerikan düşünce kuruluşu Carnegie Uluslararası Barış Vakfı, "Pakistan: Beluç Milliyetçiliğin Dirilişi" başlıklı bir rapor yayınladı. Raporda, Belucistan'ın doğal zengin kaynaklarına vurgu yapılırken, Beluç direnişçilerinin İslamabad ve Tahran'a karşı kullanılmasından bahsedilmektedir. Ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından finanse edilen Demokrasi İçin Ulusal Bağış Vakfı [NED] ve Belucistan'ın Sesi [VOB], çatışma ve milliyetçi duyguları kışkırtmanın bir aracı olmuşlardır. NED, demokrasi, kalkınma ve Belucistan'da insan hakları konusunda önde gelen bir kaynak olduğunu iddia eden Belucistan Kalkınma Enstitüsü'nü [BIFD] finanse etmiştir. Öte yandan VOB ise, Amerikan hükümeti adına propaganda içerikli mesajlar taşımak için harekete geçmiştir. Yine son birkaç yıldır ABD, Quetta'da konsolosluk açmak için Pakistan'a baskı uygulamıştır. Konsolosluklar, ülkede bozgunculuk çıkaran birer terör yuvalardır.

Bu nedenle dış müdahale konusunda Rahil-Navaz rejiminin ses tonajı ve ağlayıp sızlaması Hindistan'ın efendisi ve büyük Şeytan Amerika'nın şeytani rolünden sarfı nazar etmek için sadece bir aldatmacadan ibarettir. Amerikan varlığı, Pakistan ve Afganistan'dan sökülüp atılmadıkça Amerika ülkede kaos çıkarmaya ve bu amaçla Modi liderliğindeki Hindistan'ı kullanmaya devam edecektir. Bu yüzden Rahil-Navaz rejimi, Belucistan bölgesinde işlenen cinayetlerin arkasındaki Amerikan parmağını örtbas ederek ihanet işlemektedir. Pakistan ve Afganistan'daki ABD varlığını ve Belucistan halkının vurdum duymazlığını sadece Hilafet sona erdirebilir. Hizb-ut Tahrir'in Kur'an ve Sünnetten çıkararak hazırladığı Hilâfet Devletinin Anayasa Tasarısı, kâfirlerin İslam toprakları üzerindeki varlığını yasaklar ve dini, ırkı veya dili ne olursa olsun her vatandaşın haklarını güvence altına almayı devlete farz kılar.