Rejimin çeteleri tarafından tutuklanan Hizb-ut Tahrir üyelerini kamuoyuna taşıma faaliyeti kapsamında bu kez esaret altındaki Naveed Butt’un hikâyesini sunuyoruz.

Naveed Butt, şuan 47 yaşında olup mühendistir. Evli ve dört çocuk babasıdır. Pakistan güvenlik güçleri tarafından 11 Mayıs 2012 tarihinde kaçırılmıştır ve yaklaşık dört yıldır nerede olduğu da bilinmiyor.

Naveed Butt, İslamabad’da ikamet eden Keşmirli tanınmış ve saygın bir aileden gelmektedir. Prestijli Lahor Mühendislik Üniversitesi’ni kazandı. Çok ileri düzeydeki ilmi geçmişinden ötürü yüksek lisans yapmak amacıyla Amerika’daki Chicago Illinois Üniversitesi’ne yazıldı. İslam ülkesinde Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurmak için çalışmak üzere Pakistan’a dönme kararı almadan önce de yüksek bir maaşla Motorola şirketinde mühendis olarak çalıştı.

Naveed Butt, Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti’nin resmi sözcüsüdür. Resmi sözcü sıfatıyla Pakistan yöneticilerinin Amerika’nın kölesi olduklarını, Allah’a, İslam’a ve Müslümanlara ihanetlerini ifşa etmek amacıyla yüzlerce basın açıklaması yayımladı. Ayrıca insanları Hilafetin kurulması çalışmasına davet etmek, Hilafetin İslam ve yönetim sistemindeki yerini detaylıca açıklamak için Pakistan’ın dört bir yanını turlamıştır.

Naveed Butt, Pakistan rejiminin en önemli eleştirmenlerinden biri olduğu için kaçırılmıştır. Butt, Amerikan Raymond Davis ajanının serbest bırakılması ve ABD askeri kuvvetlerinin Abottabad saldırısı üzerine Pakistan rejiminin Amerikan köleliğine karşı başlatılan güçlü muhasebe kampanyasının ardından kaçırılmıştır. Hizb-ut Tahrir’in o kampanyasına önderlik eden Naveed Butt, kampanya sırasında Pakistan siyasi ve askeri liderliğinin ABD ile yaptığı hain işbirliğini şiddetle eleştiriyordu.

Şu anki Pakistan yöneticilerinin tehdit ve terör kullanarak selefleri Kureyş’in izinden gittikleri bir sırada Naveed Butt gibi Hilafet savunucuları, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu hadisine inanan Müslümanlar için ilham kaynağı olmuştur:

أَفْضَلَ الْجِهَادِ كَلِمَةُ حَقٍّ عِنْدَ سُلْطَانٍ جَائِرٍ

“Cihadın en üstünü zalim sultana karşı doğruyu söylemektir”