29 Ocak 2021 Cuma günü Hilafet’in kaldırılışının Hicri 100. Yılı sebebiyle İstanbul Üsküdar’da Hizb-ut Tahrir Türkiye olarak bir video çekimi gerçekleştirdik. Kardeşlerimiz video çekimini yaparken avukat olduğu bilinen laik Kemalist bir kadın, kardeşlerimizi fotoğraflayıp, Emniyet Müdürlüğü’nü de etiketleyerek sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı. Sonrasında bir kısım laik medya yalan haberler yaptılar ve Hizb-ut Tahrir’e iftira atmaya ve onu karalamaya çalıştılar. Paylaşımına "Üsküdar'da 'hilafeti kurun' diyen bir grup! IŞİD İstanbul'da cirit atıyor, bilmem biliyor musunuz? Yoksa tasvip mi ediyorsunuz?" diye yazan bu kişinin ihbarını gerekçe gösteren İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gözaltı kararı üzerine 03 Şubat Çarşamba günü gece 24.00 sıralarında kardeşlerimiz gözaltına alındılar. Gözaltına alınan kardeşlerimizden Muhammed Emin Yıldırım, Ramazan Gümüş, Mustafa Mert ve Faruk Özmen, bir günlük gözaltı sonrasında ertesi gün akşam ifadelerinin ardından serbest bırakıldılar. 15 yaşında olan Kerim Karahisar ise iki günlük gözaltının ardından dün serbest kaldı. Hizb-ut Tahrir Türkiye olarak bu gelişmeler üzerine tekraren şu önemli hatırlatmaları yapıyoruz:

Birincisi; Hizb-ut Tahrir fikri ve siyasi çalışma yapan bir partidir. Ne IŞID gibi zorbalar ne de cebir ve şiddet ile uzaktan yakından alakası yoktur. Bu durum Türkiye kamuoyu tarafından da çok net bir şekilde bilinmektedir. Buna rağmen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ve Emniyet Müdürlüğü’nün, avukat olduğunu söyleyen cahil bir kadının kara propaganda içeren paylaşımını gerekçe gösterip kardeşlerimizin evine gece vakti baskın yapması zorbalık ve zulümdür. Bu asla kabul edilemez. Velev ki, ihbar konusu resmi bir soruşturmayı gerektirmişse bile Emniyet Müdürlüğü bu kardeşlerimizi telefon ile ifadeye çağırabilirdi ve onlarda buna icabet ederlerdi. Savcılık ve Emniyet Müdürlüğü’nün bu zorba yaklaşımı hiçbir suçu olmayan Hizb-ut Tahrir mensubu Müslümanları terörize etmek ve karalamaya çalışmaktır ki, bu beyhude bir çabadır. Zira Hizb-ut Tahrir bu topluma mal olmuş kıymetli bir değerdir. Artık onu bu şekilde karalayamazsınız.

İkincisi; Hilafet, Müslümanların 100 yıllık özlemi, İstanbul ise Payitahttır. Hizb-ut Tahrir Türkiye olarak biz, Müslümanların ve tüm ümmetin bu özlemini bitirmek için gece gündüz durmadan çalışıyoruz ve hedefimize ulaşıncaya kadar da çalışmaya devam edeceğiz. Gayemiz Allah’ı razı etmek, hedefimiz ise Raşidi Hilafeti yeniden ikame etmektir. Her ne kadar İslam düşmanı laik Kemalistler istemeseler de Allah’ın izniyle İslam bu topraklarda Hilafet ile yeniden hayat bulacaktır. Kaldırılışının üzerinden 100 yıl geçse de Hilafet Anadolu halkının özlemi, arzusu ve idealidir. Çünkü bu topraklar İslam ile yoğrulmuştur. Buralarda laiklik ve demokrasiden beslenen Batılı fikir ve düşüncelerin hayat bulması asla düşünülemez. Bu topraklarda İslam ve onun kutsalı olan Kabe’ye hakaret eden, gençliği ve tüm toplumu ifsat eden LGBT ve türevi örgütlerin sapkınlıklarına asla yer olmayacaktır.

Son olarak, kardeşlerimizin gözaltına alınması sonrası paylaşımları ve açıklamalarıyla onlara destek olan Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcileri, gazeteci, yazar, akademisyen ve tüm Müslümanlara teşekkür ediyoruz. Allah’ın dinine yardım edenlerin yanında olan herkesten Allah’ta razı olsun.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِن تَنصُرُوا اللَّهَ يَنصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ

Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a (Allah'ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.   ^{[Muhammed 7]}