Basın Açıklaması

Kudüs-Medine-Kur’an, Kutsallarını Koru Müslüman!

Hizb-ut Tahrir / Türkiye Vilayeti bu hafta Türkiye’nin 12 ayrı şehrinde “Kudüs-Medine-Kur’an, Kutsallarını Koru Müslüman” konulu basın açıklamaları ve gösteriler düzenledi. İlk önce 11 Mayıs Cuma günü Ankara, Van, Bitlis, Mersin, Kahramanmaraş ve Aydın’da Cuma namazı sonrasında basın açıklamaları yapıldı. Aynı gün Gaziantep ve Hatay’da yapılması planlanan basın açıklamaları ise emniyet güçlerinin hiçbir gerekçe göstermeden zorba dayatması ile engellendi. 13 Mayıs Pazar günü ise İstanbul, Bursa, Yalova ve Şanlıurfa’da öğle namazı sonrasında yine meydanlarda basın açıklamaları ve gösteriler düzenlendi. Şanlıurfa’da polis güçleri açıklamayı yapan kardeşlerimizin etrafını demir kafesler ile çevirerek Müslümanların iştirakini engellemeye çalıştı.

Bilindiği üzere kâfir Amerika’nın küstah başkanı Trump, daha önce Kudüs’ü Yahudi varlığının sözde başkenti ilan etmişti, sonra da 15 Mayıs tarihinde ABD’nin Tel Aviv’deki elçiliğini bu sözde başkente yani Kudüs’e taşıyacağını açıkladı. İslam düşmanı Fransa’da ise eski cumhurbaşkanı ve başbakanların da içinde olduğu kendini bilmez 300 kişi şiddet içerdiği gerekçesi ile Kur’an’ı Kerim’den Yahudiler ile ilgili ayetlerin çıkarılmasını talep eden bir bildiri imzaladılar. Son olarak ise Amerikan işbirlikçisi Suud yönetimi Vatikan ile anlaşarak Medine’de büyük bir kilisenin yapılması için adım attı.

İşte Hizb-ut Tahrir / Türkiye Vilayeti, suskunluğu kırarcasına tüm bu saldırılara karşı Müslümanları meydanlara, yöneticileri ise boş konuşmaya değil iş yapmaya çağırdı. Basın açıklamalarına katılan binlerce Müslüman, mübarek beldelerimiz Kudüs, Medine ve Kerim kitabımız Kur’an’a yönelik saldırılara karşı en sert şekilde seslerini yükselttiler. Kâfirler ile işbirliği içinde olan, tüm bu saldırılara kör ve sağır kalan, gelişmelere karşı kınama açıklamaları yapmaktan başka hiçbir adım atmayan yöneticiler ve kâfirlerin bu küstahlığı, İslam beldelerinin yöneticilerinin vurdumduymazlığı karşısında hala sessiz kalan âlimlere çağrı yapıldı. Basın açıklamasında şöyle denildi: “Ey Allah’ım! Ey Yeri ve Göğü Yaratan Yüce Rabbimiz! Şahit ol ki biz bu zulümlerden beriyiz! Şahit ol ki bizler bu ihanetlere razı değiliz! Sen şahit ol ki biz bu cürümlere ortak değiliz! Fakat maalesef gösterdiğimiz bu tepkiler kâfirleri korkutmuyor! Müslüman fertler olarak yükselttiğimiz bu haykırışlar zalimlerin zulümlerine engel olmuyor! Onların küstahlıkları ve pervasızlıkları karşısında mukaddesatımızı ve haramlarımızı korumuyor! Çünkü Müslümanların başlarındaki yöneticiler bizim kadar bile tepki veremiyor! Kimileri bu cürümlerde kâfirler ile işbirliği yaparken, kimileri hiçbir faydası olmayan göstermelik tepkiler vermekle yetiniyor! Kınamaktan veya eleştirmekten başka bir şey yapmıyorlar! Çünkü bu yöneticiler İslam’a, Müslümanlara ve mukaddesatımıza saldıranlarla dost ve müttefikler! Çünkü İslam ve Müslümanlar sahipsiz! Çünkü İslam’ı koruyacak bir Halifeleri yok!”

Tıpkı Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in buyurduğu gibi: إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ، يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ، وَيُتَّقَى بِهِ"İmâm [Halîfe] kalkandır, onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur."