ABD Başkanı Joe Biden, Osmanlı döneminde yaşandığı iddia edilen 1915 olaylarını “soykırım” olarak niteledi. 24 Nisan Cumartesi günü Beyaz Saray'dan yapılan, yalanlarla beslenmiş küstah ve kibir dolu açıklamada şu ifadelere yer verildi: ''Her yıl bugünde Osmanlı dönemindeki Ermeni soykırımında hayatını kaybeden herkesin hayatını hatırlıyor ve kendimizi böyle bir vahşetin bir daha yaşanmamasına adıyoruz.” Biden’in bu açıklamayı yapacağı günler öncesinden belli iken konu hakkında tek kelime etmeyen Türkiye Devleti karşı açıklama yaptı ve Biden’in açıklamasını “şiddetle” kınadığını ifade etti: “ABD Başkanı'nın radikal Ermeni çevreleri ile Türkiye karşıtı grupların baskısı altında 24 Nisan tarihinde yaptığı 1915 olaylarına dair açıklamayı kabul etmiyor ve en şiddetli şekilde telin ediyoruz.”

Bu açıklamalar üzerine Hizb-ut Tahrir / Türkiye Vilayeti olarak şu hususları kamuoyu ile paylaşıyoruz:

1-İktidar ve yöneticiler Biden’in bu açıklamasını garipsemiş olabilirler ancak biz hiç garipsemedik. Zira ABD Kongresi, 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanımlayan kararları 2019 yılında zaten kabul etmişti. Gelmiş geçmiş bütün ABD Başkanları ya “soykırım” ya da “büyük felaket” diyerek açıklamalar yayınladılar. Rusya, 1995 yılında Ermeni soykırımı iddialarını tanıdı ve 24 Nisan tarihini “anma günü” ilan etti. İtalya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın dostu Berlusconi döneminde 2000 yılında bu tasarıyı tanıdığını kabul etti. Yine Türkiye’de kahraman ilan edilen Maduro’nun ülkesi Venezüella, 2005 yılında Ermeni soykırım iddialarını kabul etti. Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika ve diğer Avrupa ülkelerini saymaya gerek yok. İşte ABD ve bu sömürgeci ülkeleri her 24 Nisan’da “soykırım” yalanı üzerinden Osmanlı Hilafet Devleti ve İslam’a kinlerini kusuyorlar. Kendi kanlı tarihlerinin üzerini örtmek için İslâm’ın şanlı tarihi üzerinde şüphe oluşturmaya çalışıyorlar.

2-Beyaz Saray’ın bu küstah açıklaması hiçbir şekilde kabul edilemez. Bununla beraber mütekabiliyet esasına göre Cumhurbaşkanlığı’nın bir karşı açıklama yapması gerekirken Dışişleri Bakanlığı tarafından kınama açıklamasının yapılması da kesinlikle kabul edilemez. Zira ABD’ye kibir ve küstahlığı karşısında kınama değil Irak, Afganistan ve Suriye’deki soykırım ve katliamları hatırlatılmalıydı. Bununla yetinmeyerek bu işgallerinde karargâh olarak kullandığı ABD’nin Adana’daki İncirlik Üssü kapatılmalı, Ankara’daki Amerikan Büyükelçisi derhal Türkiye’den kovulmalı ve Türkiye’nin Washington Büyükelçisi ivedilikle Ankara’ya çağrılmalıydı. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm bunları yapmak yerine Biden’in açıklamasından hemen önce Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan’a mektup yazarak Birinci Dünya Savaşı’nda yitirilen Ermenileri saygıyla andığını, yakınlarının acılarını paylaştığını söyledi ve Maşalyan’a muhabbetlerini iletti. İşte ABD’yi cesaretlendiren şey Türkiye’nin dış politikasındaki bu ezikliği, yöneticilerin korkaklığı, liderlerin koltuk sevdası ve gelecek kaygısıdır.

3-   Sözde “soykırım” hakkında açıklamalar yayınlayan, bu yalanı destekleyen Türkiye’deki bazı parti ve çevrelerin durumu iktidarın durumundan daha da zelildir. Zira iktidar ABD’ye gebe olması sebebi ile Biden yönetiminden bir dönem daha koltukta oturmak için medet umarken bu çevreler de Biden yönetimine adeta göz kırpıyorlar. Bu sebeple bunların hiçbiri Amerikan kibrini bitirip başkanların küstahlıklarına son veremezler. Bunu yapacak olan tek güç Raşidi Hilafet Devleti’dir.