29 Ekim Cumhuriyet kutlamaları 98. sene-i devriyesinde yine tekrarlanıyor. Müslümanların değerlerine her türlü saldırı ve aşağılanmanın yapıldığı, güç ve izzetimizin üzerimizden sıyrılıp atıldığı bu zillet günü bayram olarak kutlanıyor. 29 Ekim’de ne kutlanıyor? Kur’an ve Sünnet’in uygulamadan kaldırılması mı yoksa yasa ve kanunların kaynağının şeriattan alınıp kula verilmesi mi? Erkeklerin ahlaksızlık, kadınların ise çıplaklığa alıştırılması mı kutlanıyor? Çocuklarımızın ve gençlerimizin uyuşturucu batağına sürüklenmesi mi yoksa cinayetlerin, tecavüzlerin, şiddet olaylarının ve hatta trafik kazalarının sebebi olan alkol ve uyuşturucunun serbest bırakılması mı kutlanıyor? “İstanbul Sözleşmesi”, “Ailesiz Toplum Projesi” ve Avrupa uyum yasalarının yaptığı tahribatlar mı, İslâm’a göre evlenenlere tecavüzcü yaftası vurulması mı yoksa flört adı altında gençlerin her türlü ahlaksızlığa alıştırılması mı kutlanıyor? Gençliğimiz ve geleceğimizin ateizm ve deizme sürüklenmesi mi kutlanıyor söyleyin! Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi Ve Sellem Veda Hutbesi’nde “Faizin her türlüsünü kaldırdım!” buyurduğu hâlde faizin meşru görülmesi ve kredi musluklarının sonuna kadar açılması mı kutlanıyor? İşte Cumhuriyetin size layık gördükleri… İşte bunlar çağdaş medeniyetler seviyesi denilen şeyler. Bütün bu kötülüklere, şerli işlere zemin hazırlayan Cumhuriyet’in neyi kutlanıyor?

Ey Müslümanlar! Sefaletinizin ve düşürüldüğünüz aczin tarif edilecek bir tarafı kalmadı. Devletinize bakın! Tarihte olduğu gibi şanlı bir devlet görüyor musunuz? Tüm dış politikası sömürgeci kâfir ABD’nin kontrolünde olan, bölgesinde bile kendi başına hareket edemeyen hatta içişlerine bile karışılan bir devletten razı mısınız? Topraklarınıza bir bakın! İslam coğrafyasına bir bakın! Endonezya’dan Fas’a, Kafkasya’dan Orta Asya’ya kocaman bir coğrafya… Bu engin toprakların tüm kontrolünün Batılı devletlerin elinde olmasından rahatsız değil misiniz? Bize rejim dayatması yapanların, yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizi sömüren küfür devletleri olduğunu görmüyor musunuz? Müslümanlar nezdinde Cumhuriyet rejimi Allah’a isyanın, İslâm’a ve ümmet-i Muhammed’e ihanetin mührü konumundadır. Buna rağmen üzerinden geçen 98 yıla rağmen her 29 Ekim’de kutlamalar yapılmakta ve ümmetin yaraları üzerinde dans edilmektedir. Hilâfet makamını ilga ederek İslâm’a ve ümmet-i Muhammed’e karşı işlenen cinayeti Müslümanlar nasıl kutlayabilirler? Kur’an ve Sünnet’in, Allah’ın şeriatının uygulamadan kaldırılmasını Müslümanlar nasıl güzel karşılayabilirler? Hile ve desiselerle Hilafet’in enkazı üzerine kurulmuş, darağacında sallandırılan on binlerce Müslümanın kanı üzerine inşa edilmiş Cumhuriyet’i kutlamak size yakışmaz. Biz biliyoruz ki bunlar sizin talep ve istekleriniz değil, lakin sessiz kalarak tüm bunlara muhatap olan ve maruz kalan da sizlersiniz.

[كُنْتُمْ خَيْرَ اُمَّةٍ اُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ] “Siz insanlar arasından çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz!” ^{[Âl-i İmran Suresi 110]}

Ey Müslümanlar! Allahu Teâlâ sizleri böyle vasıflandırırken tüm bu melanet tablosuna tepkisiz kalmanız size yakışmaz! Artık özünüze dönmenin zamanı gelmedi mi? Özünüze dönün, bu batıl nizamdan ve eserlerinden kendinizi kurtarın! Sizin öz benliğiniz yeniden kurulacak olan Râşidî Hilâfet Devleti’ne aç ve muhtaç durumdadır. Haydi onun için çalışmaya koşun. O halde şimdi azimleri bileyip onu hayata geçirmeye var mısınız?

[اِنَّ اللّٰهَ لَا يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتّٰى يُغَيِّرُوا مَا بِاَنْفُسِهِمْؕ] “Bir kavim kendinde olanı değiştirmedikçe Allah onların hâlini değiştirmez!” ^{[Rad Suresi 11]}