10 Şubat 2022 Perşembe günü halk, petrol fiyatlarına yapılan zam furyasıyla uyandı. “20 litrelik” benzinin fiyatı, 8.500 riyalden 9.900 riyale yükseldi. Zamlar, aptal koalisyonun bombardımanına maruz kalan Yemen halkı için büyük bir zulümdür. Temel ihtiyaçlarına yapılan zamlar halkı bitkin düşürüyor. Halka merhamet edilmiyor. Bugün Yemen halkı, içeriden ve dışarıdan kindar düşmanların saldırısına maruz kalmaktadır. Merhamet ve acıma yok. Sana’a’daki Yemen Petrol Şirketi’nin resmi sözcüsü, şirketin resmi sitesinden yaptığı açıklamada, “Saldırgan koalisyonun korsanlığı nedeniyle aldığı gecikme cezasının ardından 29.480 ton benzin yüklü “Seadoor” gemisinin 6 Şubat 2022 Pazar günü El Hudeyde limanına demir attığını söyledi. Pompalama işlemlerine başlamak için söz konusu gemiye yüklenen miktarın kontrol ve ölçüm işlemlerine halen devam edildiğini belirtti.”

Husiler, insanların karaborsadan 11.200 riyale benzin satın almasına neden oldu. İnsanların bu fiyata akaryakıt almak için koşuşturdukları görünce, salyaları aktı ve yeniden fiyatlandırma yaptılar, denetim ve gözetim olmaksızın karaborsanın ortalamasını belirlediler. İnsanların acil ihtiyacını korkunç bir şekilde istismar ettiler. 20 litrelik benzinin fiyatının 4000 riyalden 3500 riyale indirilmesini isteyen Husiler, bugün 20 litrelik benzini 9000 riyale çıkardılar. Husiler ve öncekilerin akaryakıt fiyatlarına yaptıkları zammın hiçbir gerekçesi olamaz. Kuşkusuz petrol, kamu malıdır. Aynen tükenmez su gibidir. Hükümleri motamot aynıdır. Petrol, miktarı sınırsız minerallerden sayılır. Çıkarma ayrıcalığının kişilere veya şirketlere devredilmesi caiz olmaz. Vatandaşı adına devlet, üretimini, arıtmasını ve satışını üstlenir.  Gelirini Müslümanların hazinesi koyar. Her bir birey, ya bizatihi bu kamu malından ya da gelirinden yararlanma hakkına sahiptir. Petrol, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in hadisinde geçen ateşten yani enerjiden kabul edilir.

النَّاسُ شُرَكَاءُ فِي ثَلَاثَةٍ: الْمَاءِ وَالْكَلَأِ وَالنَّارِ “İnsanlar üç şeyde ortaktırlar: Su, mera ve ateş.” Petrol, zengin-fakir tüm tebaanındır, Batı ve bir avuç yöneticinin değil. Bu mülkiyetin üretimini, arıtmasını, satışını ve gelirlerinin tebaasına dağıtımını devlet denetler. Farzın tamamlandığı şey de farzdır kaidesi gereği, Hilafeti kurmak için çalışmak farzdır. Çünkü Hilafet, bu hükmün uygulanmasının dayanağıdır. Ayrıca, İslam ümmetin şuan ki parçalanmışlığı, kâfir Batının eseridir. Petrolden Batı ve bir avuç yönetici yararlanmaktadır. Daha da kötüsü, Körfez ve İran’daki zararlı devletçikler, petrolü yağmalamakla ve ümmet düşmanlarına peşkeş çekmekle kalmayıp, gelirini, Müslümanlara komplo kurmak için kullanmaktadır. Müslümanları petrol haklarından mahrum ettiler, haklarından yararlanmalarına izin vermiyorlar. Bu yanlışlığı sadece Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devleti düzeltebilir.

Söz konusu zararlı devletçikler, savaşı ve barış istismarcısı iğrenç rejimlerdir. Müslümanları bitkin düşürmek ve Allah’ın otoritesinden başkasına boyun eğdirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Müslümanların izzet ve onuru, Rablerinin Şeriatındadır ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletini kurmaktan geçiyor. Hilafette, Allah’tan korkan ve Allah’ın düşmanlarını korkutan yöneticiler olacaktır. İslam, bireyin, devletin ve toplumun ihtiyacını dengeleyen ideal bir ekonomik sistem getirdi. Bireyin tüm ihtiyaçlarının karşılanmasını ve devletin görevlerini yerine getirmesini sağlar. Her alanda cemaatin güvenlik ve istikrarını temin eder.

وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللّهِ حُكْمًا لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ “Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allah’ınkinden daha güzeldir?” ^{[Maide 50]}