حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
Medya Bürosu
No: YM-BA-2025-MB-TR-02 |
H. 6 Şa'bân 1446 M. Çarşamba, 05 Şubat 2025 |
Batı’nın Yemen’e Yaptığı Yardımlar, Ölümcül Bir Zehirdir... Bu Yardımları Talep Etmek ise Açık Bir İhanettir
Sana’da yayımlanan Es-Sevra gazetesi, 31 Ocak 2025 Cuma günü ilk sayfasında iki çarpıcı başlıkla okurlarının karşısına çıktı. İlk başlık: “Yemen kabileleri, saldırganların tehditlerine karşı seferberlik ilan ederek birlik ve direniş ruhunu yükseltti.” İkinci başlık ise: “Baceala, insani yardımların hızla organize edilmesi ve krizlere karşı etkin acil durum planlarının uygulanması gerektiğini belirtti.”
Gazete, ilk başlıkta Yemen kabilelerinin, “Amerika, Siyonist düşman ve onların müttefiklerine” karşı gelebilecek herhangi bir askeri saldırıya karşı hazırlıklarını sürdürdüğünü ve seferberlik, asker toplama ile eğitim faaliyetlerine devam ettiğini yazdı. Gazete ayrıca kabilelerin ABD’nin Husileri terör listesine alma kararını açıkça reddettiklerini belirtti. Gazete, diğer başlıkta Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Samir Baceala’nın, Uluslararası Kızılhaç Komitesi iş birliği koordinatörü Philippe Costa ile Kızılhaç ve Kızılay hareketinin temsilcilerine hitaben yaptığı çağrıyı gündeme taşıdı.
Husilerin kabileleri toplaması, 2001 yılında “terörle mücadele” bahanesiyle başlatılan ve İslam’a karşı sürdürülen bu kirli savaşta oynadıkları rolü asla unutturamaz. O dönemde Husiler de İran da bu savaşı destekledi. İran, ABD’ye hava sahasını açarak Afganistan ve Irak’ı işgal etmesine olanak tanıdı. İslam’a karşı savaşa katılanlar, “terörle mücadele” maskesinin onları sonsuza kadar koruyacağını düşündüler ve bu savaşın bir gün kendi kapılarına dayanmayacağına inandılar. Ancak, gerçek şu ki, bu döngüden kaçmaları imkânsız ve gün gelecek onlar da hedef olacaklardır.
Husiler, uluslararası toplumun sinsice hazırladığı yardım tuzağına düştüler. Oysa bu yardım mekanizması, onların Kur’an merkezli yollarından sapmalarını, uluslararası toplumla uyumlu bir şekilde hareket etmelerini ve kökleri 1648 Westfalya Konferansı’na kadar dayanan İslam karşıtı yaklaşımın bir parçası olmalarını sağlama amacı taşımaktadır. Husiler, 2014’ten bu yana, yardım kuruluşlarının sunduğu desteklerle ayakta kalabilmiş ve bu programların yokluğunda kendi varlıklarını sürdüremeyecek kadar bağımlı hale gelmişlerdir. Husiler, Ağustos 2023’te yabancı kuruluşlar içindeki casusluk ağlarının deşifre olmasına rağmen, bu kuruluşlarla bağlarını koparmadılar ve onlarla çalışmaya devam ettiler. 27 Ağustos 2024’te Üst Siyasi Konsey Başkanı Mehdi el-Meşat, Değişim ve İnşa Hükümeti Dışişleri Bakanı Cemal Ahmed Amir’e, Birleşmiş Milletler ve uluslararası kuruluşlarla ilişkilerin güçlendirilmesi talimatını verdi. 11 Aralık 2024’te Başbakan Ahmed Galib er-Rehavi, bakanlarıyla bir toplantı yaparak yardım projelerinden en iyi şekilde nasıl faydalanılacağını ve dış kaynaklı aksayan projelerin BM ve diğer uluslararası kuruluşlarla nasıl ele alınacağını değerlendirdi. Rehavi hükümetinin bakanları, özellikle Cemal Amir ve Baceala, Yemen’de faaliyet gösteren yabancı kuruluşların temsilcileriyle sık sık bir araya gelerek tartışmalı zehirli yardımları talep etmeyi devam etmektedir. Nasıl olur da size her zaman düşmanlık eden birinden yardım isteyebilirsiniz? Bu, ne kadar büyük bir çelişki!
Batılı yardım kuruluşlarının Husilere sunduğu yardımların arkasındaki asıl amaç, onların siyasi karar alma özgürlüğünü ellerinden almaktır. Gerçekler, başta Amerika olmak üzere sömürgeci ülkelerin sundukları yardımların, genellikle kendi nüfuzlarını genişletmek ve çıkarlarını gözetmek amacı taşıdığını göstermektedir. Amerika’nın sunduğu sözde yardımlar, halkları sömürgeleştirme, kontrol altına alma ve nüfuzunu genişletme stratejisinin bir parçasıdır. Orta Doğu’ya yeni bir sömürgeci güç olarak adım attığı ilk günden bu yana bu yöntemi acımasızca kullanmaktadır. Kasım 1950’de İstanbul’da, ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi George McGhee’nin başkanlığında düzenlenen ve Amerikan diplomatlarının Arap Grubu ile gerçekleştirdiği toplantıda alınan tehlikeli kararlardan biri, “bölgeye sızmanın bir yolu olarak yerel halkla iş birliği” yöntemini benimsemek olmuştur. Bu strateji, isimleri çarpıtarak zararı faydalıymış gibi gösterme taktiğiyle de uyumludur. Yani Amerika’nın “iş birliği” olarak adlandırdığı bu zehirli yardımlar, bölgeye derinlemesine sızma, ajan yetiştirme, doğal kaynakları sömürme ve halkın kaynaklarını tüketme stratejisinin bir parçasıdır. Yemen’in kuzeyi ve güneyine sağlanan Batı yardımları, mevcut yönetimlerin tam koordinasyonu ile gerçekleştirilmektedir. Reşad el-Alimi ve Mehdi el-Meşat gibi liderler, sadece yardım talep etmesini bilen ve sömürgeci güçlerin planlarını yerine getiren figürlerden ibarettir.
Allah rızası için samimi bir şekilde çalışan, yüz yılı aşkın bir süredir yeryüzünde hüküm sürmeyen İslami yönetimi tekrar kurmak için gayret eden iman ve hikmet halkına ne mutlu! Eğer Ensar’ın yolundan gidip Rablerini ve Peygamberlerini hoşnut ederlerse onlar da ataları Ensar gibi, Allah’ın rızasına nail olacaklardır. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
وَعَدَ اللهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ“Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına dair vaatte bulunmuştur.” [Nur 55] İslam, Allah’ın insanlığa gönderdiği son Risalet’tir. Peygamberlerin ve elçilerin sonuncusu olan Peygamberimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ “Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.”
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Yemen Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 735417068 http://www.hizbuttahrir.today |
E-Mail: yetahrir@gmail.com |