Pazartesi, 21 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Ortada Bir Size Yardım Ettiğini İddia Eden Yalancı Güruh Var
Bir de Halkına Karşı Asla Yalan Söylemeyen Bir Lider Var
Hangisine Uyarsınız?

Rusya, İran ve Türkiye arasında yapılan üçlü toplantı sonrası üç ülkenin de üzerinde mutabık kaldığı bir Moskova bildirisiyayımlandı. Rejimden ziyade önceliği “terörle” mücadeleye vermek, Suriye krizinde askeri çözümü kabul etmek, bir anlaşmaya varmak için muhaliflerle rejim arasında yeni görüşmelere başlamak bildirinin en önemli maddeleridir.

Devrimciler ve halkın, Halep’in doğusundaki mahallelerden tahliye edilirken böyle bir toplantının yapılması dikkate şayandır. Tahliye işlemi öncesinde Ankara’da Rusya ile silahlı muhalifler arasında toplantılar gerçekleşmişti. Dolayısıyla Halep’in “teslim” süreci, aslında bu görüşmelerle başlamıştır. Şimdi de üçlü görüşmelerde üzerinde anlaşmaya varılan maddeleri uygulamak için Ankara ile muhalifler arasında görüşmeler yapıldığına dair haberler var. Bu haberler, Suriye içinde yapılan birleşme çağrılarına da bir anlam kazandırmaktadır. Bu çağrıların muhalif grupları ılımlı ve aşırılar diye iki kutba bölme sürecinin bir parçası olduğu açıkça görülüyor. Siyasi çözüm ve Batının sivil devlet projesini kabul edenler ılımlılar olarak, etmeyenler de aşırılar olarak yaftalanacaktır.

Açıkçası Batı, Halep’in “teslimini” yeni bir aşamanın başlangıcı olarak görüyor. Müslümanlara karşı katil ve kalleşler cenahında yer alan Türkiye’nin maskesi düşmüştür. Daha önce gizliden yaptıklarını artık bu aşamada açıktan yapmaktadır. Batı, bu yeni süreci bombardıman, yıkım, katliam ve göçten sonra Suriye halkına dayatılan siyasi çözümün uygulanması için bir milat olarak kabul ediyor. Batıya göre bu aşama, devrimin bitişi ve iddia edildiği gibi Şam tiranı ve rejimine yönelik tehdidi bertaraf etmek için bir başlangıçtır. Ancak bu sanı, Allah’ın izniyle onları gebertecektir. 

Ey Şam halkı! Halep’in “teslimini” devrimin bitişi değil, yeni bir aşamanın başlangıcı yapın. Bu aşama, Allah düşmanlarının istediği gibi değil, Allah’ın istediği gibi bir aşama olsun. Bu süreç, ülkemiz ve devrimimizden kâfir Batının nüfuzunu yok etme süreci olsun. Bu süreçte kendi kaderimiz kendi elimizde olsun. Bu süreç, destekledikleri insanlara ilk ihanet eden destekçi ülkelerle ilişki trajedisini sonlandırma süreci olsun. Bu süreç, mücrim rejimi devirmek ve enkazı üzerine Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak için İslam projesini benimsemenin bir başlangıcı olsun.

Ey İslam’ın Payitahtı Biladu’şŞam Müslümanları! Ankara’da kurgulanan görüşmeler sonrası Halep’in “teslimi”, terörle mücadele ve görüşmelere başlama planı, devrimi kiralık ve satılık bazı grupların değil, ümmetin devrimi yapmanın zamanının geldiğini göstermektedir. Sadıkların rol üstlenmesinin ve hak sözü söylemelerinin vakti zamanı gelmiştir. Devrimin gidişatı boyunca siyasi liderlik ve samimi uyanıklıktan yoksun olan Şam halkının bu eksikliği fark etmesinin zamanı gelmiştir. Bu siyasi liderlik, La ilaha illallah Muhammed Rasûlullahakidesinden fışkıran açık siyasi bir projeye sahip olmalıdır. İşte bu liderlik Hizb-ut Tahrir’in ta kendisidir. Hizb, size Allah’ın Kitabı ve Rasûlü’nün Sünnetinden türetilmiş Raşidi Hilafet projesi sunmaktadır. Bu devrim sırasında Hizb, siyasi uyanıklık ve liderliğini kanıtlamıştır. Hatırlayın, öncesinde de siyaset koridorlarında kurgulanan tezgâhlardan sizi şiddetle sakındırmıştı. Kutsal devrimin patlak vermesinden bu yana siyasi paranın devrime verdiği ve vereceği tehlikeleri tek tek açıklamıştı. Suriye devrimi dostu olduğunu iddia eden ülkelerin oynadığı rollerin tehlikesinden de sakındırmaktan bir gün bile geri durmamıştır. Açıkça hakkı söylemiş ve düşmanların kapsamlı ateşkes planı için zemin hazırladığı her ateşkesi şiddetle reddetmiştir. Muhalifler ile rejim arasında yürütülen bütün görüşmeleri kabul etmemiş ve sorunlarımızı düşmanlara teslim etmenin siyasi bir intihar olduğunu belirtmiştir. Tüm bunlardan sonra artık samimi gruplara ve aktivitelere Hizb-ut Tahrir’in önderlik etmesinin kaçınılmaz olduğu açığa çıkmıştır. Ki böylece tertemiz kanlar Allah yolunda aksın, Şam devrimi güvenli bir şekilde limana demir atsın. İhanet sonrası yok olmakla yüz yüze kalan devrim yeniden kurtarılsın. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ وَاتَّقُوا فِتْنَةً لَا تُصِيبَنَّ الَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْكُمْ خَاصَّةً وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ  “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allahın ve Rasûlünün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, Onun huzurunda toplanacaksınız. Sadece içinizden zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan bir azaptan sakının ve bilin ki Allah, azabı çetin olandır.” [Enfal 24-25]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti


H. 26 Rabi-ul Evve 1438
M.  Pazar, 25 Aralık 2016

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER