Afganistan’da yaklaşan 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimleri için çeşitli seçim listeleri oluşturuldu. Bu arada Sovyetler Birliği’ne karşı savaşmış bir dizi İslami parti ve cihadi liderin, yıllardır İslami değerlere düşmanlık yapan hatta mücahitleri iktidardan izole etmede aktif rol oynayan eski komünist şahsiyetler ve/veya Batı yanlısı laik partilerle seçim bloku oluşturduğu ortaya çıktı.

Son on yıldır Afganistanlı Müslümanları, özellikle de mücahitleri ve İslami partileri, demokratik sürece katılımın yaratacağı sonuçlara karşı defalarca uyardık. Demokratik sürece katılım, bariz bir aşağılanmaya, bölünmeye, mezhepsel parçalanmaya, siyasal çıkmaza ve insanlar arasında etkilerinin yok olmasına neden olacaktır. Bu turda cihadistler parçalara bölünmüş durumda ve hatta birbirlerini ihanetle suçlamaya başladılar bile.

Mücahitlere soruyoruz, siyasi mücadelenizin asıl amacı nedir? Hangi değerleri takip ediyorsunuz? İslami değerleri mi yoksa demokratik değeri mi? Ya da en nihayetinde kişisel ve/veya kabile çıkarlarına mı erişmek istiyorsunuz?

Biz bu vesileyle onlara İslami politik değerleri terk etmenin, demokratik ve Amerikan oyunlarında oynamanın, etnik ve milliyetçi sloganlar atmanın son on yılda kendilerini iktidardan ettiğini söylüyoruz. Saygınlıklarını yitirdiler, liderleri suikasta uğradı ve/veya skandallar yaşadılar. Bu, insanlar ve takipçileri arasında güvenilirliklerini ciddi şekilde zedeledi.

Mücahitlere ve İslami partilere, yanlış alanda mücadele ettikleri için düşünce ve siyaset arenasında oyunu her zaman kaybettiklerini hatırlatırız. Açıkçası Müslüman bir politikacının demokratik bir alanda politik mücadele yürütmesi imkânsızdır.

Sonuç olarak mücahitler, son üç seçimlerde olduğu gibi, demokratik siyasi oyunlarda her zaman “oy bankası” olarak görüldüklerini ve/veya “hüküm süren yönetim sistemini meşrulaştırma” aracı olarak sömürüldüklerini anlamalıdırlar. Yaklaşan seçimlerde zafer elde etmeleri durumunda Amerikalılar, iktidara gelmelerine izin vermeyecektir. 2014 seçimlerinin de açıkça gösterdiği gibi Amerikalılar, seçim sonuçlarını skandalca manipüle ettiler ve kendi adaylarını atadılar. Ayrıca sadece sembolik bir rol üstleneceklerini ve Amerikan sistemi altında ancak asistanlık görevinde bulunacaklarını anlamalıdırlar. Bunun yerine gerçek güçlerini ve popülerliklerini yeniden kazanmak için İslami değerlere dayalı mücadele yürütmelidirler. Ömer Faruk Radiyallahu Anh şöyle dedi:

إنَّا كنَّا أذلَّ قوم، فأعزَّنا الله بالإسلام، فمهما نطلب العِزَّة بغير ما أعزَّنا الله به أذلَّنا الله “Biz vaktiyle zelil bir kavimdik, Allah bizi İslam ile şereflendirdi, izzet bulduk. Başka izzet ararsak Allah bizi tekrar zillete düşürür.”