Hizb-ut Tahrir / Vilayeti Afganistan Medya Bürosu, İslam ümmetinin mübarek Kurban Bayramını tebrik eder. Allah Subhânehu ve Teâlâ, namazlarınızı, haccınız ve kurbanınızı kabul ve makbul eylesin Rahmet ve bereket kapılarını açsın. Zafer nasip etsin.

“Kurban Bayramı” olarak da adlandırılan İydül Edha, İbrahimi geleneklerden biridir. Müslümanlar, Allah Subhânehu ve Teâlâ’yı razı etmek ve İslami değerleri korumak için canlarını, mallarını ve en iyi yaşam varlıklarını kurban ederler. Günümüz Deccalları ve yeryüzündeki yozlaşmış yöneticiler, dünya düzeninin liderliğini ele geçirdiklerinden bu yana başta Afganistan olmak üzere İslam ülkelerindeki Kurban Bayramı sevincini sefalete dönüştürdüler.

Oysa Müslümanın kanı, çok değerlidir, Kâbe’nin kutsallığından bile üstündür. Ama Müslümanların kanı bugün İslam’ın egemenliğini sağlamak uğruna değil, ABD çıkarlarını güvence altına almak, kukla hükümeti korumak ve Afganlar arasında iç savaşı kışkırtmak adına hoyratça harcanıyor.

Dahası işgal güçleri, hava ve kara saldırıları ile Afganistan Müslümanlarını vahşice hedef alıyor. Kültürel ve entelektüel önlemler ile de Afgan politikacıları derin bir çukura ittiler. Afgan gençlerinde aşırı kafa karışıklığına yol açtılar. Gençlik yönünü ve pusulasını kaybetti. Hayali siyasi gündemler ile gerçekte ABD’nin Afganistan’daki etkisini güvence altına alırken, savaşı sonlandırmak ve barış anlaşması imzalamak istiyorlarmış gibi yanıltıcı bir hava yarattılar. Hâlbuki Amerika’nın barış politikasında savaş ve terör vazgeçilmezdir.

Politik düzen, İslami ilke ve değerlere dayanmadığı, İslam hayatımızın her alanında hâkim olmadığı, İslam dünyasındaki yöneticiler, İslami değerleri, İslam’ın uygulanmasını, Müslümanların onur ve şerefini kırmızıçizgiler olarak görmediği sürece İslam ümmeti bu bayram günlerinde gerçek sevinci tadamayacaktır. Şuan kişisel bencilliklerini, etnik, dini ve coğrafi çıkarlarını kırmızıçizgiler olarak tanımlıyorlar. İnşallah Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet şafağı, İslam’ın görkemli ışığıyla tüm Müslümanların yüreklerini aydınlatacak, yüreklerdeki hoşnutsuzluğu, üzüntü ve sefaleti, huzur, mutluluk ve empatiye dönüştürecektir. Ancak bazı dar görüşlü bireyler, hâlâ bunun hayal olduğunu düşünüyorlar. Doğrusu Allah her şeye kadirdir.