22 Mart 2022 tarihinde İslam İşbirliği Teşkilatı 48’inci Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı, 46 dışişleri bakanının katılımıyla İslamabad’da gerçekleştirildi. Toplantı iki gün sürdü. Toplantının ana gündem maddelerinden biri Afganistan’dı. Ayrıca İİT, Aralık 2021’de İslamabad’da Afganistan gündemiyle özel bir toplantı yapmıştı.

İslam İşbirliği Teşkilatı Afganistan’daki durumla ilgili endişelerini dile getirerek timsah gözyaşları döktü. Ancak başlıca kuruluş amacı olan Mescid-i Aksa ve Filistin toprakları için henüz bir şey yapamadı. Aksine İİT’nin 1969’da kuruluşundan bugüne kadar Yahudi devleti işgal altındaki Filistin topraklarındaki yerleşim yerlerini daha da genişletti. Keşmir Hindu devletinin işgaline uğradı, Afganistan ve Irak işgal edildi, Yemen, Suriye ve Libya’da on binlerce insan vahşice katledildi ve milyonlarca Uygur Çin toplama kamplarında işkence gördü. Oysa İslam İşbirliği Teşkilatı, Birleşmiş Milletler’den sonra dünyanın en büyük ikinci örgütüdür. Üyeleri, büyük bir nükleer güçtür ve gelişmiş ülkelerdir. İİT Müslüman ülkelerdeki hiçbir sorunu çözemedi, sadece anlamsız toplantılar düzenledi, sonuçsuz açıklamalar yaptı ve yüzeysel çözümler üretti.

Aslında İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri, İslam topraklarının kurtuluşundan bahsederler, ama sözde hükümetleri ve yöneticileri, sömürgeciliğin gözle görülür kalıntılarıdır. Örneğin, bazı Arap ülkeleri Yahudi devleti ile ilişkilerini normalleştirdi, birkaç ülke de halen normalleşmeyi sorguluyor. Bir zamanlar Osmanlı Hilafetinin beşiği olan Türkiye, Müslüman topraklarının işgalini ve Müslümanlara yapılan zulmü açıkça desteklemekle kalmadı, Yahudi devlet cumhurbaşkanının kırmızı halılarla karşıladı. Şuan ki İslam İşbirliği Teşkilatı’na ev sahipliği yapan Pakistan, Keşmir’i Hindistan hükümetine peşkeş çekti. İslam Emirliğini Amerika’ya sattı, Afganistan işgalini destekledi.

İslam İşbirliği Teşkilatı, büyük güçler çerçevesinde her zaman önemli roller oynadı. Havuç ve sopa politikası izleyen Amerika, bu kez mesajını İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri aracılığıyla İslam Emirliği’ne iletme niyetinde. Üye ülkeleri, İslam Emirliği’ni İslami bir sistem kurmaktan alıkoyma çabası içerisinde. Batılı laik değerleri geniş çapta destekliyorlar. Bir önceki İİT toplantısında Pakistan Dışişleri Bakanı, Pakistan’ın Taliban’ı uluslararası toplumun Afganistan’daki insan haklarıyla ilgili endişelerine kulak vermeye çağırdığını söyledi.

Afganistan’ın Müslüman halkı ve İslam Emirliği liderleri, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın gerçek yüzünü görmeli. Çünkü bu tür teşkilatların ümmetin ölüm kalım meselesiyle hiçbir ilgisi yok. İslam’ın uygulanması önüne koyduğu büyük engeller ile ümmetin bölünmüşlüğünü güçlendirmeyi amaçlıyor. Bu tür kuruluşlardan hayır beklenemez. Çünkü siyasi iradesi, Afganistan sorununu çözmek şöyle dursun, efendilerinin çıkarlarının önüne geçemez. Bu tür başarısız gündemler reddedilmeli, ümmeti kâfir Batı, ajanları ve aparatlarının egemenliğinden kurtarmak için çaba sarf edilmeli, içeride İslam uygulanmalı, Afganistan, Pakistan ve Orta Asya’nın birliği için çalışılmalıdır.

وَمِنَ النَّاسِ مَن يُعْجِبُكَ قَوْلُهُ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيُشْهِدُ اللَّهَ عَلَى مَا فِي قَلْبِهِ وَهُوَ أَلَدُّ الْخِصَامِ “İnsanlardan öylesi de vardır ki, dünya hayatına ilişkin sözleri senin hoşuna gider. Bir de kalbindekine Allah’ı şahit tutar. Hâlbuki o, düşmanlıkta en amansız olandır.”^{[Bakara 204]}