West Yorkshire bölgesinde bulunan Batley kentindeki bir dilbilgisi okulunda görevli bir öğretmen, din eğitiminde Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem karikatürlerini göstermesi nedeniyle açığa alındı. Öğretmen, öğrencilerden ailelerine şikâyet etmelerini istedi. Elhamdülillah öğrenciler de ailelerine şikâyet ettiler. Okulda görevli öğretmen, İngiliz değerlerinin bu hakarete izin verdiğini iddia etti. Bir kaç aile, öğretmeni okul dışında protesto etti. Okul idaresi de öğretmenin uygunsuz davranışı nedeniyle özür diledi ve konunun takipçisi olacağına dair söz verdi.

Bu durumu fırsat bilen İngiliz ana akım medyası, hakaret içerikli karikatürlerin sadece aşırılık yanlılarını rahatsız ettiğini, son Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e yapılan bu hakarete karşı çıktıklarını ileri sürdü. Dahası medya, İngiliz Müslümanlarına yapılan hakareti bir adım ileri taşıdı ve “nefret söylemi kiralık” adlı Müslüman karşıtı Henry Jackson Derneği’nin hoşgörüsüzlük ateşine yakıt döken yorumlarını retweetledi. Medya, aşırılık yanlısı laik duruşunu asla savunamaz.

Batılı laik toplumlarda sıradan insanlar için yaşam gün geçtikçe daha güvencesiz hale geliyor. Laik kapitalist ideoloji açık ve net bir şekilde başarısızdır, çünkü yozlaşmanın neden olduğu birçok krize uygulanabilir çözümler sunamıyor. Seri katil cinayetleri, ırksal istismar, ayrımcılık ve diğer nefret suçları, batıl laik inancın ve bölücü değerlerinin semptomlarıdır. Hükümet ve kurumsal medyanın benimsediği göçmenler ve yabancılar düşmanlığı mesajı da bunları tetikliyor.

Müslümanların, Allah’tan başka ilah olmadığı ve Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in O’nun elçisi olduğu akidesine olan güvenleri, laikleri o kadar çok kızdırıyor ki, sadece hakaret ve öfke ile cevap verebiliyorlar. Laikler, laik ideolojilerine böyle güvenmiyorlar. Başarısızlıklarını kabul etmek ve daha iyi bir alternatif aramak yerine gülünç iddialarda bulunuyorlar, laikliğin insanları bir araya getirme yeteneğinin olduğunu ya da kapitalist açgözlülük insanlığa zararından çok faydasının olduğunu ileri sürüyorlar. Bu çerçevede din eğitimi müfredatı tasarlanmıştır. Çocuklara cehaleti aşılıyor, devekuşu gibi başlarını kuma gömüyorlar.

İslam Peygamberine hakaret etmek, dâhiyane bir girişimdir, kapitalizmin başarısızlığından kamuoyunu saptırmaktır. Oysa bugün sadece Müslümanların sunabileceği alternatif bir yaşam tarzı var. İslam’a ve Müslümanlara hakaret etmek yerine Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in getirdiği İslam Risaletini ciddiye almak daha mantıklı olacaktır. İslam, insanlığın sorunlarına tek başına çözebilir. Bu yüzden yozlaşmış ve kindar laikler, buna şiddetle karşı çıkıyorlar.

İslam, insanlık için son umuttur. Sadece İslam akidesi akla kanaat verir ve insan fıtratıyla uyuşur. Müslümanlar, okullarda, medyada, hain düşünce kuruluşlarında ve toplumlarda veya hükümette olsun, laik zorbalara karşı çıkmalıdır. Laik anlatıya yüksek sesle meydan okumalıyız. Zira laiklik, dini aşağılamayı ve Allah inancına çağıran birinin temiz adını lekelemeyi amaçlıyor.

Hizb-ut Tahrir olarak biz, İslam’a, Müslümanlara ve Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e yönelik hakaretlere birçok kez cevap verdik. Yayınladığımız son basın açıklamasında şu soruyu sorduk: “Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Onurunu Kim Savunacak?”

http://www.hizb.org.uk/media/press-releases/who-is-there-to-defend-the-honour-of-muhammad-saw/