Kenya hükümeti, güvensizlik ortamı oluşturdukları gerekçesiyle tüm dini kuruluşları kayıt altına almak istiyor. Hükümet, rahiplerin dolandırıcılığı ile mücadele etmek adına kiliselere yönelik de böyle bir adımın atılacağını söyledi. Anti-terör ekibi ATPU başkanı ile İngiltere Dışişleri ve Commonwealth Ofisi Terörle Mücadele Başkanı Jennifer Anderson arasında yapılan toplantının ardından böyle bir adımın atılması dikkat çekicidir. İkilinin Nairobi'de Cuma günü yaptıkları toplantının ardından Anderson "İngiltere, Kenya'nın terörle mücadele eylemini her yönüyle destekliyor ve teröristleri mahkeme önüne çıkarmak için Kamu Kovuşturmalar Direktörü [ODPP] ile Anti Terör Polis Biriminin [ATPU] işinin gerçekten zor olduğunu da çok iyi biliyor" dedi.

Biz bu vesileyle şunu açıklamak isteriz:

1 - Biz, camileri kapatmayı hedefleyen hükümetin bu iğrenç komplosunu şiddetle kınıyoruz. Camiler, içinde Allah'ın isminin anıldığı kutsal yerlerdir. Öyle görünüyor ki hükümetin bu adımı, şiddet veya fiziksel eyleme başvurmadan hikmetle ve güzel öğütle İslam'a bir ideoloji olarak davet eden vaizleri, aktivistleri ve Müslümanları susturmaya ve yıldırmaya yöneliktir.

2- Hükümet, Müslümanları ve camileri güvenliklerini tehdit eden bir unsur olarak görmeleri için Gayrimüslimler arasında kamuoyu oluşturuyor. Dolayısıyla Hıristiyanlar arasında kin ve nefrete neden olacak bu yanlış algıyı hükümet, bir bahane olarak kullanmak istiyor. Hükümet, sadece güvenlik konularında başarısız değil, aksine ekonomik ve sağlık gibi hayatın her alanında başarısız. Biz, sadece Müslümanların hedef alınmadığını göstermek ve bu iğrenç komployu gizlemek için kilisenin öylece sembolik olarak zikredildiğine inanıyoruz. Eğer amaç dolandırıcılığı önlemek ise, o zaman din adamlarının dolandırıcılığı demokratik kapitalist politikacıların dolandırıcılığı yanında devede kulak kalır. Hükümet, Kenya'da uygulanan kapitalist ideolojinin çürük ve başarısızlığını örtbas etmek için vatandaşların gözünü boyamaya çalışıyor.

3- Terörle savaş, Afrika kaynaklı değildir. Batı rejimleri tarafından teşvik edildiği ve Afrika ülkelerinin Batı ülkelerinden aldıkları rüşvet yardımları ile de terörle mücadelenin ivme kazandığı apaçık ortadadır. Müslümanların katledilmesiyle dört köşe olan Batı ülkeleri, bu kara kıtaya olan yardımlarını da bu vesileyle ikiye katlıyorlar. Anderson tarafından yapılan açıklamada bu apaçık belirtildi: "İngiltere, Kenya'nın terörle mücadele eylemini her yönüyle destekliyor ve teröristleri mahkeme önüne çıkarmak için Kamu Kovuşturmalar Direktörü [ODPP] ile Anti Terör Polis Biriminin [ATPU] işinin gerçekten zor olduğunu da çok iyi biliyor" Bu, İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından da belirtildiği gibi İngiltere ve Amerika'nın koruması ve güvencesi altında Müslümanların katledilmesi anlamına gelir. Kenya'da topraklarını savunan farklı toplulukları [kikuyus/maasais] katleden, bu iğrenç eylemlerine karşılık şeytanı zevk duyan terörizmle mücadele ettiğini iddia eden İngiltere'nin kendisi değil midir? Tek bir medyanın dahi onun bu cinayetlerini terörizm olarak yaftaladığını henüz duymuş değiliz.

Son olarak şunu belirtmek isteriz ki dünya çapında baskı ve adaletsizliğin tek çaresi olarak İslam ideolojisinin görülmesinden korkan Batı rejimleri, teröre karşı savaşa son sürat devam ediyorlar.