12 Aralık 2015 Pazar günü Hizb-ut Tahrir / Hollanda, Lahey’de “Ben Müslümanım” başlıklı bir seminer düzenledi. Seminere Kur’an tilavetiyle başlandı. Ardından Mikaeel İbn Hassan ilk konuşmayı yaptı. Mikaeel kimliğin öneminden bahsetti ve kimliği, bir grup insanı birbirine bağlayan ve diğerlerinden ayıran unsur olarak tanımladı. Mikaeel ayrıca Hollanda’da ve Batıda Müslümanların karşılaştığı çeşitli zorluklardan bahsetti. Hollanda ve diğer Batı ülkelerinde İslami kimliğin hükümetin entegrasyon politikası yoluyla giderek baskı altında olduğunu açıkladı.

Entegrasyon politikası, sadece eylemlerine değil, aynı zamanda Müslümanların İslami fikirlerine de saldıran bir asimilasyon politikasıdır. Buna ek olarak Mikaeel, kimlik politikasının nasıl ortaya çıktığını ve neden sadece Hollanda ile sınırlı olmadığını izah etti.

İkinci konuşmayı Hizb-ut Tahrir / Hollanda Medya Temsilcisi Okay Pala yaptı. Okay Pala, Müslümanlar ve İslami kimlikleri ile ilgili rahatsız edici gelişmeleri ele aldı. Hemen hemen tüm AB ülkelerinin İslam’ı düzenleyici bir politika formüle ettiklerini, bunun, Avrupa devletlerinin vizyonuna göre kabul edilecek bir İslam versiyonu olduğunu açıkladı. Vizyon, aslında İslam’ın laik bir vizyonunu teşvik etmektedir.

Okay, Hollanda hükümetinin İslam’ın bu versiyonuna Müslümanlar arasında nasıl teşvik ettiğine değindi. Hollanda hükümetinin Müslümanlara giderek daha fazla baskı uygulayacağını ifade etti. Son olarak Okay Pala, “Hollandalı” Müslüman ile Hollanda’da Müslüman olmak arasındaki farkı açıkladı. Bir Müslüman kendini Hollandalı bir Müslüman olarak adlandırdığında, Hollanda’nın İslam’a aykırı değerlerini bilinçli veya bilinçsizce kabul etmektedir. Öte yandan biz, Allah’a inanan Müslümanlarız. Sınırlar, milletler veya etnik kökenlerle kendimizi sınırlandıramayız. Bu sadece bölünmeye yol açar. Nitekim Hollanda’da camiler, okullar ve mezarlıklar gibi çeşitli çıkarlarımız var, ama hepsi de İslami düşünce tarzımızın korunmasına bağlı. İslami kimliğimizin korunması bizim en büyük çıkarımızdır.