Allah Subhânehu ve Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurdu:

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِي أُنْزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَنْ كَانَ مَرِيضاً أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ اللَّهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلا يُرِيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُوا الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُوا اللَّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ “(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.” ^{[Bakara 185]}

Hizb-ut Tahrir / Irak Vilayeti Medya Bürosu, genel olarak İslam ümmetinin, özel olarak başta Hizb-ut Tahrir Emiri seçkin âlim Ata bin Halil Ebu Raşta olmak üzere İslami hayata yeniden başlamak için çalışan samimi dava taşıyıcılarının mübarek Ramazan ayını en içten dilekleriyle tebrik eder. İslam ümmetinin emniyet, esenlik, güvenlik içinde Ramazan’a kavuşmasını, Ramazan ayını hayır, bereket, zafer ve hâkimiyet ayı kılmasını Yüce Mevla’dan niyaz eder.

Ey Müslümanlar! Yine Ramazan’a kavuşuyoruz. Kâfirler, bu ümmetin hain evlâtlarının işbirliğiyle İslam Devletini yıktıktan sonra gördüğünüz gibi Müslümanların durumu içler acısı, paramparçalar. Hilafetin yıkılışından bu yana 101 yıldır Müslümanlar hayatlarında mutluluk nedir bilmiyorlar. Aynı gün oruca başlayıp aynı gün bayram yapmaktan yoksunlar. Kukla yöneticilerce yönetiliyorlar. Bu yöneticilerin tek endişeleri, işgalci kâfir efendilerini razı etmektir. Sömürgeci kâfir, Müslümanların devletini parçaladı, yapay sınırlar çizdi, bu sınırları oruç ve bayram günü için başlangıç yaptı, Allah’ın yönetimiyle alay etti, fitne ve otorite âlimleri de yardımcısı oldu.

Ey Müslümanlar! Allah Subhânehu ve Teâlâ Ramazan orucunu farz, ihyasını sünnet kıldı, itaatlere teşvik etti. Hiç şüphe yok ki, bunda büyük sevap var. Allah Subhânehu ve Teâlâ oruç tutmayı farz kıldığı gibi İslami hayatı yeniden başlatmak ve Allah’ın Şeriatını hakem kılmak için çalışmayı da farz kıldı. Bu, büyük bir farzdır, İslam’ın ve Müslümanların izzeti bu farzda saklı. Cihat, hadler, güvenlik, tebaa haklarının ifası gibi fert ve toplumla ilgili birçok atıl hükme bu farzla erişilir.

Orucun, namazın, zekâtın, cihadın ve hatta Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın bizim için seçip beğendiği İslam’ın lezzet ve tadını varmak için sizi bu büyük farza davet ediyoruz ey Müslümanlar!

الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الإِسْلامَ دِيناً “Bugün sizin dininizi kemale erdirdim. Ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım. Sizin için din olarak İslam’dan razı oldum.” ^{[Maide 3]}

Allahım, bu mübarek günlerde ve bu mübarek ayda bize Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet ve Raşit bir İmam nasip eyle. Ki ümmetin birliğini sağlasın, oruç ve bayram gününü birleştirsin. Şüphesiz ki sen, duaları işiten ve icabet edensin.

Allah, itaatlerinizi kabul etsin ve bu mübarek ayınızı bereketli kılsın.