Musul Hristiyanlarının, hayatlarını kurtarmak için evlerini ve yurtlarını terk ederek Ninova Ovası ve Kürdistan bölgesine doğru kaçtıkları haberleri acı olmasına rağmen şaşırtıcı değil. Öncesinde IŞİD, Musul'daki Hristiyanların kenti terk etmeleri için 19 Temmuz Cumartesi günü saat 12'ye kadar mühlet tanımıştı. Şehrin camilerinde Cuma hutbesinde sözde Akıbet Belgesinin maddeleri okuyan IŞİD, Musul Hristiyanlarını İslam'ı kabul etmek ile cizye ödemek ya da mal veya mülklerini bırakıp sadece elbiselerini alarak şehri terk etmek arasında serbest bırakmıştı. Aksi halde kellelerinin vurulacağını söylemişti.

IŞİD, Allah'tan korkmadan masum insanların kanını akıtıp mallarını alabilen ve zorla görüşlerini dayatmaya alışık bir örgüttür. Hilafetin ilan edilmesi, bu düşüncemizin doğruluğunun iyi kanıtıdır. Sıradan Müslümanların gönlünde Hilafetin itibarını ayaklar altına almak için Hilafetin ilan edilmesi proaktif bir hareketten başka bir şey değildir. Sırf kâfir Batının projelerine hizmet etmek için Hilafet kâfirin oyuncağı yapıldı. Hâlbuki Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in metodunu takip ederek Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak için samimiyetle çalışanların dürüstlüğü sömürgeci kâfirin uykularını kaçırıyor. Bu insanlar bu uğurda her türlü fedakârlığı vermeye hazırlar. Zamanın uzaması umurlarında bile değil. Nasıl sömürgeci kâfirin uykuları kaçmasın ki? Çünkü Allah'ın izniyle Hilafetin alametleri ufukta göründü bile. Mübarek Suriye devrimi, her yerde Müslümanların uyanışa geçmesi ve ceberut yönetimim sonu yaklaşması, bunun en güzel örneğidir.  

Son olarak kılıç zoruyla insanlara İslam'ı uygulamak, batıl yolla mal ve mülkleri almak olacak iş değildir. Aksine İslam, âlemlere rahmettir. Allah Subhânehu ve Teâlâ, insanların hayatlarını, onur ve mülklerini korumak için İslam'ı indirmiştir.

Halk ve ümmetlerin kalabalıklar halinde İslam'a girmelerinin, hatta onun gölgesi altında adalet ve güvenliğe sahip olmalarının en önemli faktörü, uzun tarih boyunca İslam'ın en güzel şekilde uygulanmasıdır. Orta Doğu Hıristiyanlarının, saldırgan Haçlılara karşı Müslümanlar ile birlikte savaştıklarına dair hikâyeler, bunun en net kanıtıdır. Gelin yüce Rabbimizi razı etmek için nefret ettirici değil müjdeleyici İslam'ın davetçileri olalım.

أدْعُ إِلَى سَبِيلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَنْ ضَلَّ عَنْ سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِينَ "Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir. O, doğru yolda olanları da en iyi bilendir." ^{[Nahl 125]}