Müslümanlar bu yılda Recep ayına kavuşuyorlar. Hilafetin yıkılışının üzerinden yaklaşık yüz yıl geçti!

Bir yüz yıl! Müslümanlar, Halifesiz yaşadılar. Bu, büyük bir günahtır hem de en büyük günahlardan biridir. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:

ومَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً “Kim de boynunda biat olmadan ölürse cahiliye ölümü ile ölür.” ^[Müslim]

Bir yüz yıl! Allah’ın Şeriatı yönetişim ve ekonomi sistemlerinde, ceza hukukunda ve dış politikada hükümsüzdür. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللَّهِ حُكْماً لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ “Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allah’ınkinden daha güzeldir?”^{[Maide 50]}

Bir yüz yıl! İslam ülkeleri, sömürgeci kâfir Batının nüfuzunu genişletmek ve çıkarlarına ulaşmak için sömürdüğü bir uydusudur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَلَنْ يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاً “Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir.”^{[Nisa 141]}

Bir yüz yıl! Ümmetin otoritesi gasp edilmiştir, bir avuç elit iktidar için orada burada didişip duruyor, itişip kalkışıyor. Askerlerin ya da bir aile veya partilerin tekeli olmuştur. Oysa otorite ümmete aittir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

الْأَمْرُ إِلَى اللَّهِ يَضَعُهُ حَيْثُ يَشَاءُ “Emir, Allah’a aittir, dilediği yere verir.”Ömer El Faruk da şöyle dedi:

فَمَنْ تَأَمَّرَ مِنْكُمْ عَلَى غَيْرِ مَشُورَةٍ مِنَ الْمُسْلِمِينَ فَاضْرِبُوا عُنُقَهُ “Müslümanların meşvereti olmadan sizden kim emir olursa boynunu vurun.”

Bir yüz yıl! Ümmetin durumu gözden kaçmıyor, nitekim özellikle Recep El Hayır ayında ümmeti bilinçlendiren Hizb-ut Tahrir’in durumu da gözlerden kaçmıyor. Ümmet, Hilafetli günlerde izzet ve görkemliydi, yok olduktan sonra zillete düştü. Hizb, ümmete, Allah’ın izniyle başta Amerika olmak üzere sömürgeci kâfirleri yerle yeksan edebileceğini hatırlatmaya devam ediyor. Akidesi güçlü, donanımı zayıf az bir grup, Amerika’ya hezimeti tattırmıştır. Irak ve Afganistan bataklığından kurtulmak için bir strateji arayışında olduğu herkesçe malum. Müslümanlar arasında seferberlik ilan edecek bir devlet yokken durum buysa, işlerini düzenleyen, saflarını birleştiren ve liderlik eden bir Halife olsaydı peki durum nasıl olurdu?

Hizb-ut Tahrir, ümmeti müjdelemeye devam ediyor, görkemli ve ihtişamlı davet çalışmasında hızla yürüyor, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bu ceberut saltanattan sonra dönüşünü müjdelediği Hilafeti kurmak için nusret talep ediyor.

ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ “Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.”^[Ahmed]

Allah’tan dileğimiz odur ki bu ülke halkı ve İslam ülkelerdeki diğer Müslümanlar, Hilafet için çalışma farzını hakkıyla görürler de Hilafet çağrısına katılmak ve çalışanları desteklemek için aceleci davranırlar. İnsan yapımı anayasalar ve demokrasinin batıl olduğunu görürler de onları ellerinin tersiyle iterler.