Kırgızistan’da “Bu şekilde yaşamayı reddediyoruz, Müslüman bacılarımızdan pis ellerinizi çekin. Bizi tutuklayın! Hizb-ut Tahrir’e üye oldukları gerekçesiyle Müslümanlara işkence etmekten vazgeçin.”başlıklı protestolar başladı. 17 Şubat 2016’da öğle namazından sonra yaklaşık saat 3 civarında infaz memurları Karasu Norahonov Caddesi 20 nolu eve baskın düzenlediler. Memurlar, evde Doğu geleneklerine göre toplanan 20 kadını gözaltına aldılar ve yaka paça Karasu polis karakoluna götürdüler. Misafirler arasında bulunan yaşlı kadınlar bile polisler tarafından zorla uzaklaştırıldılar. Kadın tanıkların ifadesine göre polis, gece boyunca onları karakolda gözaltında tuttular. Onlara kötü davrandılar ve sert muamelede bulundular.

Şubat ayından bu yana Karasu polis karakoluna bağlı onuncu daireye ait memurlar, okullardaki öğrencilerle diyalog kampanyası başlattılar. Polis, eski Özbek geleneklerinin -eğlence için evlere misafir davet etmek- yasak olduğunu ve gençlerin buna katılmalarına izin verilmeyeceğini söyledi. Ayrıca agresif bir ses tonuyla öğrencilerin Cuma namazına gitmelerinin yasak olduğunu ifade ettiler. Polis memurları, insanların geleneklere göre yemek yemek için toplandığı kafeleri de ziyaret ederek şefleri tehdit ettiler.

Kırgızistan hükümeti, yıllarca halkına işkence etmiştir. Şimdi de bunun sorumluluğunu başkalarının üzerine atıyor. Müslümanların onuruna saldırıyor, hükümet karşıtlığı nedeniyle onları kışkırtıyor. Aynı zamanda ümmeti saptırmak için bilgi kirliliği yapıyor. Hükümetin kendi halkına karşı işlediği suçlar, istatistiklere bile sığmıyor: Kamu mülkiyetini çarçur etmek, araziler ve tüm sektörleri peşkeş çekmek, insanlar üzerine ve varlıklarına ağır vergiler koymak, stratejik öneme sahip ülke kaynaklarının yabancılara satışına izin vermek, cezaevlerine sistematik operasyonlar düzenlemek, kaçak mahkûmların peşine düşmek gibi… Şimdi de insanların dikkatini bu konudan dağıtmak istiyor. Bu nedenle üst düzey yetkililerin yukarıda belirtilen suçlarda parmakları var. Ama yukarıda da belirttiğimiz gibi makam ve yetkilerini kullanarak manipülasyon yapıyorlar. Bu sebeple yetkililer, Müslümanları provoke etmeye ve baskı uygulamaya başladılar. Suriyeli kardeşlerimizin yardımına koşanları gözaltına alıyorlar. Sonra da birkaç bin dolar tutarında büyük miktarlar karşılığında kefaletle serbest bırakıyorlar. Tüm bunlar, belgelerle sabittir. 

Haber ajanslarına göre yetkililer, Hizb-ut Tahrir üyelerinin evlerinde arama yaptılar. Hatta Hizb-ut Tahrir’e üye olmak suçlamasıyla onlarca bacılarımızı uzun yıllar hapse attılar. Bakmakla yükümlü engelli bir kız çocuğu olduğu halde Bişkek’te bir bacımız sekiz yıl hapse mahkûm edildi. Ve başka bir bacımız da daha bir yaşına bile ayak basmamış emzikli bir çocuğu olduğu halde hapse atıldı. Hem de sadece Hizb-ut Tahrir’e üye olduklarını şüphesiyle. Nokat’ta bayram kutlamaları sırasında yetkililer, hamile bir bacımızı da tutukladılar. Soruşturma sırasında soruşturma memuru kasten bacımızın karnına vurdu ve bu nedenle bacımız düşük doğurdu. Hâlbuki hamilelik nedeniyle hapisten çıkabilirdi. Açıkça görüldüğü gibi gözaltına alınan yirmi Müslüman bacımızın Hizb-ut Tahrir ile hiçbir ilişkisi yok. Baskınlar ve gözaltılar, özellikle biz erkekleri provoke etmek için düzenlenmiştir. Hükümet, Özbekistan ve Rusya’nın baskısı altında aynı yöntemle Müslümanlara işkence ve baskı yapmaya çalışıyor. İslam ve Müslümanlar ile mücadele karşılığında Batı tarafından kendisine ayrılan “kırıntıları” devşiriyor. Eşlerimize, yaşlı olmalarına rağmen annelerimize saldırıyor.

Bu vesileyle Hizb-ut Tahrir / Kırgızistan gençleri, Karasu’dan başlamak üzere güvenlik yetkililerine gönüllü teslim olma kampanyası başlattılar. Öyle ki erkekler, elleri kelepçeli bir şekilde zalimlerin yüzüne şöyle haykırarak yetkililere teslim olacaklar: “Kırgızistan’da bu şekilde yaşamayı reddediyoruz, Müslüman bacılarımızdan pis ellerinizi çekin. Bizi tutuklayın! Hizb-ut Tahrir’e üye oldukları gerekçesiyle Müslümanlara işkence etmekten vazgeçin.”Bu kampanya haksız saldırılar durana dek aşamalar halinde devam edecektir.

Allah Subhânehu ve Teâlâ kardeşlerimize sabır versin ve sadakatlerine karşılık onları ödüllendirsin.

Küfrün cellatlarının şiddet ve baskısından bezen herkes, Hizb-ut Tahrir gençleri ile omuz omuza protesto eylemlerine katılabilir. Yetkililer, yukarıda belirtilen yasadışı uygulamalar nedeniyle resmen özür dileyene dek ve kâfirlerin komutlarını uygulamaktan vazgeçene dek bu eylem sürecektir.