Pazar, 20 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti
Medya Bürosu

No: LB–BA–2020–MB–TR–14 H. 17 Rabi’-ul Âhir 1442
M. Çarşamba, 02 Aralık 2020

Ey Samir Caca! Lübnan ve Halkını Kim Telef Etti ve Halen Telef Ediyor?

Biz, Hizb-ut Tahrir olarak, Lübnan ve diğer ülkelerde yönetim merkezindeki ya da yozlaşmış siyasi sınıfın payandası durumundaki Müslüman ve gayrimüslim politik sınıfı, siyasi çatışma, ifşa ve nasihat dışında pek umursamıyoruz. Zaten içlerinde öğüt alanlar çok az. Ama siz yıllarca komşuluk ettiğimiz Hristiyanlarsınız. Hiçbir zaman dininizi terk etmeye zorlanmadınız. Allah, sizi çocuklarımızın annesi ve amcaları olarak seçip beğenmiştir. Genel olarak Müslüman ülkeler özel olarak Lübnan Hıristiyanlarını çok umursuyoruz. Bu, bir minnet ve lütuf değildir, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bir emridir. Nitekim Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem Müslüman hakkında şöyle buyurmuştur:

من آذى مسلِماً فقد آذاني، ومن آذاني فقد آذى اللَّهَ  “Kim bir Müslümanı incitirse beni incitmiş olur, beni inciten de Allah’ı incitmiş olur.” [Suyuti, Cami’ul Kebir’de Enes b. Malik’ten rivayet etti] Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem sizin hakkınızda da şöyle buyurmuştur:

من ظلم معاهداً، أو انتقصه حقاً، أو كلفه فوق طاقته، أو أخذ منه شيئاً بغير طيب نفس منه، فأنا حجيجه يوم القيامة  “Kim bir anlaşmalıya zulmeder, hakkını kısar veya taşıyabileceğinden fazlasını yüklerse veya haksız yere bir şeyini alırsa, hüküm günü onlardan ben davacı olacağım.” [İbn Hacer, Mişkatu’l Mesabih’te çok sayıda sahabeden rivayet etti]

Bu nedenle bizim görüşümüze göre siz bu ülkenin halkısınız. Müslümanlarla ilişkiniz köklü bir ilişkidir. Bu ilişkiyi siz batırmadınız. Okyanusların ötesinden gelenler, engizisyon mirasçılarının derin kinleriyle batırdılar. Sonra ülkemizde inançlarına, ırkçılıklarına ve nefretlerine inanan bir siyasi sınıf geride bıraktılar. Onlar, sizden, siz de onlardan değilsiniz. Döngü daraldıkça, Hıristiyanlık ve mezhepçilik temelinde sinirleri germek için panik yaparlar. Savaş imparatorluklarının gölgesinde felaket ve sürgün yaşadınız. Sonra ülkenin önderleri oldular. Bunları unuttuğunuzu düşünmüyoruz.

Bu yüzden, her şeyden önce, size dürüstçe ve yağcılık yapmadan hitap edenin Hizb-ut Tahrir olduğunu bilmeniz bizim için önemlidir. Hizb, siyasi bir partidir.

- İslam ümmetini, Lübnan halkını, tüm Lübnanlıları Müslüman ve gayrimüslim savaş ağalarının, bozgunculuğun ve mezhepçiliğin pençesinden kurtarmak için İslam inancına, politik, içtimai ve ekonomik hükümlerine inanıyor.

- Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in fikri çatışma ve siyasi mücadele davetini benimsiyor.

- İslam Devleti Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafette güvenli bir limana ulaştırmak için Lübnan halkı da dâhil olmak üzere ümmetin çıkarlarını omuzluyor. Hilafeti şemsiyesi altında atalarınız, canlarından, çocuklarından, mallarından ve inançlarından emin huzurlu bir yaşam sürdüler. Sistemleri ve yüzleri ile bu hükümetlerin varlığından sonra ancak bu ülkeden göç ettiler.

- İslam Devleti anayasasına sahiptir. O anayasada Lübnan ve diğer ülkelerdeki Hıristiyanların ve diğer gayrimüslimlerin hakları ayrıntılı şekilde açıklamıştır.

Yolsuzlukları ve yozlaşmışlıkları konusunda hemfikir olduğumuz siyasi sınıftan uzak siz ve biz baş başa kalsak, eminiz çoğunuz iyi insanlarsınız. Yüce Rabbimiz sizin hakkınızda şöyle buyurdu:

وَإِنَّ مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ لَمَن يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَمَا أُنزِلَ إِلَيْكُمْ وَمَا أُنزِلَ إِلَيْهِمْ خَاشِعِينَ لِلَّهِ لَا يَشْتَرُونَ بِآيَاتِ اللَّهِ ثَمَناً قَلِيلاً أُولَٰئِكَ لَهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ إِنَّ اللَّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ  “Kitap ehlinden öyleleri var ki, Allah’a, size indirilene ve kendilerine indirilene, Allah’a derinden saygı duyarak inanırlar. Allah’ın ayetlerini az bir değere satmazlar. Onlar var ya, işte onların, Rableri katında mükâfatları vardır. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.” [Ali İmran 199]

Ancak bazı zamanlar, fitne çıkarmak ve zehir kusmak isteyenler size ve bize isyan edebiliyor. İşte Lübnan Güçleri Partisi Genel Başkanı ve Lübnan iç savaşının en önde gelen liderlerinden olan Samir Caca, seçim yasası hakkında yaşanan tartışmalar sırasında mezhepçilik kokan açıklamalar yaptı. LBC International sitesi, 30 Kasım 2020 tarihinde yayınladığı habere göre, Samir Caca yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bu anlaşma, Hıristiyanlara demografik sayılardan bağımsız olarak milletvekili sayısı verilmesini öngörüyor. Dolaylı olarak bu sayıda milletvekili çalmak için artık geriye dönemeyiz. Diğer bir deyişle seçim yasasının belirli şekilde kabulü, Başbakan Hariri’ye 7 veya 8 Hıristiyan milletvekili kazandıracaktır. Bana sorarsanız, Başbakan Hariri’nin kaybı olmayacaktır. Şu an Başbakan Hariri yanıt vermesi gerekir. Ama yarın ya Hizb-ut Tahrir Sünni arenada bir numaralı parti olursa, tabii ki o zaman kaybedenlerden olacaklardır...”

Basitçe söylemek gerekirse, Samir Caca’ya hatırlatıyoruz:

- Hizb-ut Tahrir, iç savaya girmedi. Hem Müslüman hem de gayrimüslim Lübnan halkının kanına elini bulamadı,  bulamayacaktır da.

- Rakiplerini ya da bir kısmını silah gücüyle ve kan gölüyle ekarte etmedi, etmeyecektir de.

- Çatıştığınız ve hala da çatışmaya devam ettiğiniz yozlaşmış hükümetlere hiçbir zaman ortak olmadı, olmayacaktır da.

- İnsanların çıkarlarını, dar partizan kazanımları için siyasi bir kart olarak kullanmaz ve inşallah kullanmayacaktır da.

Şimdi Samir Caca’ya, onun gibilerine, elçiliklere ve Hizb-ut Tahrir’in entelektüel ve uygarlık açıklamaları ile paniğe kapılan arkalarındaki karanlık güçlere diyoruz ki,

- Müslümanları ve gayrimüslimleri kim telef edecek ey “Bilge Adam”! Hizb-ut Tahrir mi, yoksa geçmişi böyle olanlar mı?

- Lübnan halkını kim zayi edecek? İnsanları adil ve doğru bir şekilde yönetmeye çağıran Hizb-ut Tahrir mi, yoksa mezhepçilik ve ırkçılık kotası üzerinde ısrar eden, yaşayan ve genlerine işleyenler mi?

- Lübnan halkını kim telef edecek? Kuruluşundan bu yana zerre kadar yolundan sapmayan ideolojik bir parti olan Hizb-ut Tahrir mi, yoksa bölgesel ve uluslararası koşullara göre eğilimlerini ve yüzlerini değiştirenler mi?

Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti, sizi İslam’ın yönetim tarihini, Hizb-ut Tahrir’in faaliyet geçmişini, Hizb-ut Tahrir’in kitaplarını, aklı başında sakin bir şekilde okumaya davet ediyor. Dikkatli ve aklı başında diyoruz, çünkü bu sayede hakkı araştırırsın. Belki aradığını bulabilir, hakka inananlar ile hakkın tarafını tutanlar arasını ayırt edebilir, öğrenebilirsin ey “bilge adam”!

Evet, gerçekten Hizb-ut Tahrir yakında Allah’ın izniyle Lübnan, bölgesel ve uluslararası arenada bir numaralı siyasi parti olacaktır. İnsanlar, Müslüman ve gayrimüslimler olsun, Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletinde İslam’ın rahmetini ve adaletini görecek, yeryüzü ve gökyüzünün sakinleri dönüşüne sevinecek, gökyüzü suyunu indirecek, yeryüzü bereketini çıkaracaktır. Güvenlik, huzur ve iyi hizmet arayan herkesin sığınacağı bir yurt olacaktır. Lübnan halkı, tüm Lübnanlılar hatta etrafındaki ümmet, ceberut ve zorba yönetiminizin açlık yıllarında maruz kaldıkları işkence ve felaketlerden sonra iyi hizmet arayışındadır. Adalet, insanlar arasına, tüm insanlar arasına geri dönecektir. Çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

إِنَّ اللَّهَ يَأْمُرُكُمْ أَنْ تُؤَدُّوا الْأَمَانَاتِ إِلَى أَهْلِهَا وَإِذَا حَكَمْتُمْ بَيْنَ النَّاسِ أَنْ تَحْكُمُوا بِالْعَدْلِ إِنَّ اللَّهَ نِعِمَّا يَعِظُكُمْ بِهِ إِنَّ اللَّهَ كَانَ سَمِيعاً بَصِيراً  “Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür.” [Nisa 58]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Lübnan Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Road 200, Tarabulus/Tripoli – Lebanon
Telefon: 03–155103 / 03–446709
www.tahrir.info
Fax: 06–629524
E-Mail: ht@tahrir.info

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER