Pazar günü gece yarısı Lübnan ordusu, Akkar kentine bağlı Et-Telil bölgesinde kaçak benzin tankerine veya karaborsacılara ait bir akaryakıt deposuna el koydu ve el konulan akaryakıtı insanlara dağıttı. Görünüşe göre kaçakçıların, benzin tankerine veya akaryakıt deposuna ateş etmeleri sonucu meydana gelen patlamada onlarca insan hayatını kaybetti. Bu katliam karşısında şunları vurguluyoruz:

Bu yozlaşmış siyasi otoritenin insanların işlerine önem vermemesi, insan yapımı bir sistemle yönetmesi, tefecilikle uğraşması, kamu malını hortumlaması ve para balinası adamlarının insanlar için gerekli malları ve maddeleri stoklaması, pastanelerin, hastanelerin, eczanelerin, benzin istasyonlarının ve marketlerin önünde kilometrelerce kuyrukların oluşmasına neden oldu. Akaryakıt ihtiyaçları insanları, her ne pahasına olursa olsun akaryakıt elde etmeye sevk etti.

Otoritede sorumluluk duygusu olsaydı bugünkü katliam gerçekleşmezdi! Bu krizin başından beri herkes, krizin en önemli nedenlerden birinin karaborsacı para balinaları olduğunu biliyor. Peki, bir tankere ya da akaryakıt deposuna el koymak ve risklerini göz önünde bulundurmadan rastgele insanlara dağıtmak mantıklı mı? Neden benzin, akaryakıt istasyonlardan birine boşaltılıp, sonra insanlara dağıtılmadı?

Eğer bu tanker bölge milletvekillerinden birine ya da başkalarına aitse, o zaman kim olursa olsun tutuklanmalı ve hesaba çekilmelidir. Çünkü hırsızdır, tekelcidir ve katildir. Eğer tankere ateş edildiği haberi doğruysa, bu durumda ateş eden yargılanmalıdır.

Ey Lübnan halkı! Ardı ardına krizler yaşıyorsunuz. Bu krizlerden kurtulmanızın zamanı geldi. Tepeden tırnağa tüm rejimi devirmeli ve bu başarısız varlığı ortadan kaldırmalısınız. Lübnan’ı yeniden Allah’ın Şeriatıyla yöneten, insanların işlerini hak ve adaletle güden ümmetin bir parçası haline getirmelisiniz.

فَلَوْلَا كَانَ مِنَ الْقُرُونِ مِن قَبْلِكُمْ أُولُو بَقِيَّةٍ يَنْهَوْنَ عَنِ الْفَسَادِ فِي الْأَرْضِ إِلَّا قَلِيلاً مِّمَّنْ أَنجَيْنَا مِنْهُمْ وَاتَّبَعَ الَّذِينَ ظَلَمُوا مَا أُتْرِفُوا فِيهِ وَكَانُوا مُجْرِمِينَ وَمَا كَانَ رَبُّكَ لِيُهْلِكَ الْقُرَى بِظُلْمٍ وَأَهْلُهَا مُصْلِحُونَ “Sizden önceki nesillerden aklı başında kimseler (insanları) yeryüzünde bozgunculuk yapmaktan alıkoysalardı ya! Ancak içlerinden kendilerini kurtardığımız pek az kimse bunu yapmıştı. Zulmedenler ise içinde şımartıldıkları refahın ardına düştüler ve günahkâr kimseler oldular.”^{[Hud 116]}