1 Dolar 30 bin lira eşiğine ulaştı. Hayatın her alanında aşırı fiyat pahalılığı söz konusu. Liranın satın alım gücü yüzde 95 sınırına geriledi. Memur maaşları, asgari ücretin altına düştü. Hal böyleyken bu ülkenin siyasi yöneticileri, sanki insanların onları dinleme ya da sözlerini düşünme lüksleri varmış gibi yetkilerinden yakındılar, karşılıklı suçlamalarda bulundular, sorumluluk polemiğine girdiler, anlaşmaları bozma veya istifa tehdidi savurdular.

İnsanlar, zengin ve daha zengin arasında sıkışıp kaldı. Yoksul, günlük yiyeceğini bile bulamıyor. Çöp konteynerlerinden yiyecek toplayanların acı verici görüntüleri, sıkça görülen bir manzara haline geldi. Belki de - Lübnan’da ilk kez - orta sınıf yok olmak üzere! Bu yöneticilerin karanlık çağı ve yaygın yozlaşmaları, iktidar saplantılarından ve hegemonyalarından kaynaklanıyor. Yöneticilerin birbirlerinin gemisinden atladığını ya da müttefikine hakaret ettiğini veya birbirlerine bağırdıklarını hatta birbirine muhalif görünenlerin bile ittifak kurduğunu biliyoruz. Bunlar, Lübnan’da yeni bir şey değil. Genellikle bunlar, şu iki şeyden biri veya her ikisidir:

Ya bu emirler Amerikalı efendilerinden gelmiştir. Bu aşamada, bir taraf ya da taraflar marjinalleştirilmeli, bir parti ya da partiler yüceltilmeli, ya da efendilerinin bölgesel veya uluslararası hesapları adına ittifaklar kurulmalı veya yıkılmalıdır. Yöneticileri idare etmek için küçük bir bina yeterli olmasına rağmen ABD, Lübnan’da bölgenin en büyük ikinci büyükelçiliğini inşa etmektedir! Amerika, kıyılarımızda saklı zenginlikleri doğrudan kendisi yağmalamak için canhıraş çalışmaktadır. Daha önce olduğu gibi zenginliklerin yağmalanmasını yöneticilere havale etmekle yetinmemektedir.

Ya da sinir bozmak içindir. Mart 2022 seçimleri öncesinde yöneticilerin psikolojik üstünlüğe ihtiyacı var. Mart seçimlerinde siyasi tabular yıkıldı, geçici de olsa yeniden ittifaklar kuruldu. Yüzler değişir ama kalpler değişmez. Çünkü ülke ve halkı kendi çiftlikleri olarak görüyorlar. Halk yoksullaşsa ve aç kalsa bile ülkenin kaynaklarını yağmalamaya ve çalmaya devam ediyorlar! Ama hepimiz hilelerini ve politik art niyetlerini biliyoruz. Beyaz Saray’daki efendilerini ve ABD Büyükelçiliği güçlendirmek, seçim arifesinde mezhepsel ve ırksal sinirleri germek için çalışıyorlar.

Ey Lübnan halkı! Bu sınıftan el etek çekmenin, istisnasız hepsinden uzak durmanın, seçim arifesinde bu kimselerin planlarını başlarına geçirmenin, Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletini kurmak için Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışmanın zamanı gelmiştir. Hilafette yaşayan ve vatandaşlığını taşıyan herkes, ırkına, dinine ve mezhebine bakılmaksızın tüm haklardan faydalanacaktır. En azından huzuru yerinde, bedeni sağlıklı ve günlük yiyeceği de yanında olarak güne başlayacaktır. Bu politikacılara uymaktan sakının. Nitekim Allah Azze ve Celle şöyle buyurdu:

وَقَالُوا رَبَّنَا إِنَّا أَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَاءَنَا فَأَضَلُّونَا السَّبِيلَا “Yine şöyle diyecekler: “Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar.” ^{[Ahzab 67]} O zaman o yöneticiler gibi olursunuz. Allah Azze ve Celle şöyle buyurdu:

إِذْ تَبَرَّأَ الَّذِينَ اتُّبِعُوا مِنَ الَّذِينَ اتَّبَعُوا “Kendilerine uyulanlar, kendilerine uyanlardan uzaklaşacaklar.”^{[Bakara 166]}

هَٰذَا بَيَانٌ لِّلنَّاسِ وَهُدًى وَمَوْعِظَةٌ لِّلْمُتَّقِينَ “Bu (Kur’an), bütün insanlığa bir açıklamadır; takva sahipleri için de bir hidayet ve bir öğüttür.” ^{[Ali İmran 138]}