Allah’a hamdolsun, Recep ayının başında başlattığımız Hilafet’in yıkılışı yıldönümü etkinliklerini, 28 Recep’te İngilizlerin işbirlikçisi Mustafa Kemal’in Hilafet’i yıktığı günün yıldönümünde noktaladık.

Hizb-ut Tahrir gençleri bu trajik yıldönümünde, dersler, hutbeler, paneller, konferanslar, videolu mesajlar, meydanlarda halka hitaben yapılan konuşmalar, Hizbin medyasında yayınlanan bildiriler ve makaleler gibi dünya çapında insanlar arasında ve medyada çeşitli etkinlikler düzenlediler.

Bu faaliyetler, Müslümanlara Hilafet’in yıkılmasının ardından yaşadıkları o büyük felaketi bir kez daha hatırlattı ve siyasi ve gündelik hayatlarının her bir detayının, Hilafet’in yokluğunun yakıcı ateşiyle hâlâ nasıl kavrulduğunu gözler önüne serdi. Bu etkinlikler, Allah’ın izniyle yakında kurulacak olan ve ümmetin doğum sancılarını çektiği Hilafet Devleti altında sorunlarına nasıl çözümler bulunacağına ışık tuttu.

Hizb-ut Tahrir gençleri, özellikle de ümmetin, kendisini savunacak, kanlarını koruyacak ve onurlarını muhafaza edecek bir devlete ne kadar ihtiyaç duyduğunu açıkça anladığı bu kritik dönemde, dünya genelinde Müslümanları, Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmak için sürdürdükleri azimli çalışmalara katılmaya davet etti. Gazze ve tüm Filistin’e karşı yürütülen soykırım süresince sergilenen ihanetin büyüklüğüne tanık olan herkes, Müslümanların düştüğü bu zayıflık, onursuzluk, yenilmişlik ve çaresizliğin arkasındaki asıl sebebin Müslümanların yöneticileri ve Sykes-Picot sınırları olduğunu tam anlamıyla fark etti.

Allah’ın lütfuyla, ümmet bugün Hilafeti kurmaya her zamankinden daha yakındır. Allah’tan, bu yıl sona ermeden önce, bize, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin ilanı için Hizb-ut Tahrir’e nusret verecek güç ve kuvvet ehli nasip etmesini niyaz ediyoruz. Hilafet, bizi birleştirecek, bize yardım edecek ve aramızda İslam’ı uygulayacaktır.

وَنُرِيدُ أَنْ نَمُنَّ عَلَى الَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا فِي الْأَرْضِ وَنَجْعَلَهُمْ أَئِمَّةً وَنَجْعَلَهُمُ الْوَارِثِينَ“Biz ise, o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve onları (mukaddes topraklara) vâris kılmak istiyorduk.” ^{[Kasas 5]}