Cumartesi, 03 Muharrem 1447 | 2025/06/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi

No: HT-BA-2025-MB-TR-39 H. 27 Zilhicce 1446
M. Pazartesi, 23 Haziran 2025

Radikal Hindu Yönetimi Altındaki Hindistan Hükümeti, ‘Ulusal Soruşturma Ajansı’nı Karanlık Emelleri İçin Bir Maşa Olarak Kullanmayı Sürdürüyor ve Bir Kez Daha İdeolojik ve Dürüst Bir Siyasi Parti Olan Hizb-ut Tahrir’in İtibarını Karalamaya Çalışıyor

Hindistan Ulusal Soruşturma Ajansı (NIA), 14 Haziran 2025 tarihinde, “Hizb-ut Tahrir davası” olarak bilinen soruşturma kapsamında Madhya Pradeş eyaletine bağlı Bhopal şehrinde üç noktaya ve Racastan eyaletine bağlı Jhalawar’da ise iki ayrı adrese eş zamanlı baskınlar düzenledi. Hindistan Ulusal Soruşturma Ajansı (NIA), Hizb-ut Tahrir’e yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında gerçekleştirdiği son baskınların, örgüte karşı “ek delil toplama” amacı taşıdığını öne sürdü. Ajans, operasyonlar sırasında “örgüte ait suç unsuru içeren dijital cihazlar ve materyallere” el konulduğunu iddia etti. Oysa sözde suç delili diye el koyduğu materyaller, çoğunlukla sadece kitaplar ve defterlerden ibarettir! Öte yandan, bu baskınlar öncesinde Carkhand eyaleti Terörle Mücadele Birimi’nin aynı soruşturma kapsamında iki kişiyi gözaltına aldığı öğrenildi. Hindistan hükümeti, 10 Ekim 2024’te küresel bir hilafet kurma çabası içerisinde olduğu ve bunun da “terör ve aşırılık” içerdiği gerekçesiyle Hizb-ut Tahrir’in faaliyetlerini yasaklamıştı.

Ancak daha önce de vurguladığımız gibi, NIA’nın Hizb-ut Tahrir veya gençlerine yönelik bu alçakça iftiraları ispatlayamadığı artık herkesin malumu! Gerçek şu ki, şimdiki hükümet de dahil olmak üzere Hindistan’daki ardışık hükümetler, sistematik bir şekilde Müslümanları, kabile halklarını ve toplumun dışlanmış kesimlerini (Dalitleri) ırkçı politikalar ve baskıcı yasalarla hedef almıştır. Hindistan’da, aralarında İsyan Yasası, Yasadışı Faaliyetleri Önleme Yasası, Ulusal Güvenlik Yasası ve Silahlı Kuvvetler Yasası’nın da bulunduğu bir dizi mevzuat, muhaliflerin bastırılması ve Müslüman nüfusun intimidasyonu (yıldırılması) için birer araç olarak kullanıldı. Bu yasal araçların sistematik kullanımı, toplumsal bir korku atmosferinin yerleşmesine ve Müslümanların de facto olarak ikincil bir vatandaşlık statüsüne indirgenmesine neden oldu. Mevcut yönetim bu politikaları daha da derinleştirdi; temel anayasal haklar üzerinde ciddi kısıtlamalara gitti ve Müslümanlardan, abartılı ve aşağılayıcı bir biçimde sadakatlerini ispat etmelerini istedi. Tüm baskılara rağmen Hindistan’ın Müslümanları, imanlarının sarsılmaz kalesinden ve tarihin onlara bıraktığı zengin mirastan aldıkları kuvvetle direnmeye devam ediyorlar. Kutuplaştırıcı milliyetçi masallara boyun eğmeden, dimdik duruyorlar.

Hindistan’daki Halkın Sivil Özgürlükler Birliği’nin (PUCL) yaptığı yeni bir araştırma, ülkenin tartışmalı terörle mücadele yasası olan UAPA’nın uygulanmasındaki endişe verici bulguları ortaya koydu. Araştırmaya göre, 2015-2020 yılları arasında bu yasa kapsamında tutuklanan 8.371 kişiden sadece 235’i mahkûm edildi. Bu durum, %2,8 gibi son derece düşük bir mahkûmiyet oranına işaret ediyor ve tutuklananların %97,2’sinin, yıllarca haksız yere hapis yattıktan sonra beraat ettiği anlamına geliyor. Hindistan Yüksek Mahkemesi’nin eski başkanı D. Y. Chandrachud bile, terörle mücadele yasalarının muhalif sesleri bastırmak için kullanılmaması gerektiğini söylemesine rağmen ardışık hükümetler Müslümanları hedef almaya devam ediyorlar. Bu durum, adil yargılamalar olmaksızın uzun süreli tutuklulukları ve toplumda bir korku ikliminin oluşmasına zemin hazırlıyor.

Hindistan’da görülen çok sayıda dava, baskıcı yasaların Müslümanlara karşı sistematik bir yıldırma aracı olarak kullanıldığını ortaya koyuyor. Bu davalarda sanık olan birçok kişi, hayatları tamamen altüst olduktan yıllar, hatta on yıllar sonra suçsuz bulunarak beraat etmiştir. Tamil Nadu eyaletindeki Hizb-ut Tahrir davası bu durumun en çarpıcı örneklerinden biridir. Ağır suçlamalara rağmen iddianamede güvenilir hiçbir delil sunulmamıştır. Bu durum, Hindistan devletinin terörle mücadele yasalarını azınlıklara karşı bir baskı aracı olarak kullandığını, ifade özgürlüğünü kısıtladığını ve Müslüman topluluklarda korku iklimi yaratmak için bu yasaları istismar ettiğini gözler önüne seriyor.

RSS (Rashtriya Swayamsevak Sangh) hareketinin desteklediği aşırılıkçı Hindu hükümeti, ülke yönetimindeki büyük başarısızlıklarını örtbas etmek amacıyla kamuoyunu manipüle etmeye devam ediyor. Bu yüzden Müslüman kuruluşları ve bireyleri hedef alıyor. Hükümet, bir yandan Vakıflar Yasası’nın değiştirilmesi ve üç talakın suç haline getirilmesi gibi tartışmalı ve adaletsiz olarak nitelendirilen yasaları onaylarken, diğer yandan çok daha acil çözüm bekleyen krizleri göz ardı ediyor. Bu krizlerden bazıları şunlar:

• 49 milyon dosyanın beklediği çökmüş bir yargı sistemi.

• Korkutucu bir ekonomik eşitsizlik; zira nüfusun %1’lik kesimi ülke servetinin %40’ından fazlasını kontrol ederken, kişi başına düşen milli gelir sadece yaklaşık 2.830 dolardır (dünya sıralamasında 130’uncu sıralarda).

•İşsizlik oranı %7,6’ya ulaşmış durumda ve bu durum, milyonlarca insanı kırılgan ve belirsiz yaşam koşullarına mahkûm ediyor.

•İhmal ve yolsuzluğun kangren gibi sardığı bu köhne devlet sağlık sistemi, çoğu çocuk sayısız masumun canına mal oldu ve olmaya devam ediyor.

Bu esnada, Hindistan’ın Manipur, Gucarat, Uttar Pradeş, Madya Pradeş ve Uttarakhand gibi eyaletlerinde, ötekileştirilmiş topluluklara yönelik hem devlet destekli hem de ırkçı nitelikteki saldırılar devam ediyor. Keyfi ev yıkımları, yargısız infazlar ve cezaevlerinde işkence gibi yöntemler bu uygulamalardan birkaçı. Bütün bunlar, mevcut hükümetin önceliklerinin halkın gerçek ihtiyaçlarıyla örtüşmediğini, tam aksine doğru ve sağduyulu bir yönetim anlayışından tehlikeli bir şekilde uzaklaştığını gözler önüne seriyor. Bu vesileyle, bir kez daha şu çağrımızı yineliyoruz:

Hindistan hükümetini ve Ulusal Soruşturma Ajansı’nı, bir nebze olsun sağduyulu davranmaya, mevcut tutumlarını yeniden değerlendirmeye ve Hizb-ut Tahrir’e yönelik yaklaşımlarını düzeltmeye davet ediyoruz.

1- Hizb-ut Tahrir, ideolojisi İslam olan ve 50’den fazla ülkede faaliyet gösteren siyasi bir partidir. Parti, İslami inanca dayalı barışçıl çalışmalarıyla tanınan açık bir geçmişe sahiptir.

2- Pek çok hukukçu ve insan hakları savunucusunun, partiyi şiddete başvurmadan, mücadelesini fikri ve siyasi alanda yürüten bir siyasi hareket olarak tanımladığı ve bu yönünü takdir ettiği çok iyi biliniyor.

3- Hizb-ut Tahrir, ister demokratik, ister baskıcı, isterse de monarşik olsun, ne tür bir rejim altında olursa olsun, faaliyetlerini yalnızca İslam Ümmeti içerisinde yürütmekte ve adının terörle anılmasına yol açacak hiçbir eylemin içinde asla yer almamaktadır.

4- Partinin temel amacı, İslam dünyasında Raşidi Hilafet’i yeniden kurmaktır. Bu kutlu yolda yegâne güç kaynağı önce Cenâb-ı Hak, sonra da Ümmet’in sarsılmaz iradesidir. Bu yüzden, tüm baskılara rağmen davasından asla taviz vermeden kararlılığını sürdürmektedir. Nitekim, Hindistan’ın ünlü lideri Mahatma Gandhi de, özellikle 1919-1922 yılları arasındaki dönemde kaleme aldığı yazılarında, (Osmanlı Hilâfeti’nin korunmasını savunan) bu fikre destek vermiştir.

5- Hizb-ut Tahrir’in benimsediği değişim yöntemi, doğrudan Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in hayatından esinlenmekte olup; diyalog, fikrî tartışma ve inançsal netlik üzerine kuruludur.

6- Partinin tüm yayınları ve literatürü, internet siteleri, basılı kitaplar ve hatta Amazon gibi büyük platformlar aracılığıyla herkesin erişimine açıktır. Bu durum, partinin kamuya açık entelektüel diyaloğa olan bağlılığının bir göstergesidir.

7- Hizb-ut Tahrir, on yıllardır sürdürdüğü yıllık konferanslar geleneğini bu yıl da devam ettirdi. Dünya çapında düzenlenen etkinlikler arasında en dikkat çekeni, Nisan 2025’te Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleştirilen ve hiçbir resmi engelleme veya tutuklama yaşanmadan tamamlanan Hilafet Konferansı oldu. Peki, başka her konuda Amerika’dan direktif alan Ulusal Soruşturma Ajansı yetkilileri, bu bariz gerçeği nasıl görmezden gelebiliyor?

Dünyanın bilge insanlarına soruyoruz: Hangi “terörist” örgüt kitaplarını en popüler internet sitelerinde satar ve onlarca yıldır halka açık konferanslar düzenler?

En büyük İslami siyasi hareketlerden biri olarak kabul edilen Hizb-ut Tahrir, her geçen gün yıldırılmaya boyun eğmediğini ve geri adım atmadığını aksine İslam ümmetinin Hilafet’i kurma yönündeki özlemlerinin sözcüsü olduğunu kanıtlamaktadır.

Buradan, başta alimlerimiz olmak üzere tüm İslam ümmetine sesleniyoruz: Hizb-ut Tahrir, dünya Müslümanlarının yeniden dirilişi için bir rehber olma görevini samimiyetle sürdürmektedir. Parti, 1953 yılında Mübarek Toprak Filistin’de yetişen değerli alim, kadı ve düşünür, Ezher mezunu Şeyh Takiyyuddin en-Nebhani (Allah rahmet eylesin) tarafından kurulduğu ilk günden bu yana, Peygamber’in yolundan asla sapmamıştır.

Son olarak, Hindistan’daki Müslüman kardeşlerimize o şanlı ecdadını hatırlatmak isteriz: Şeyh Seyyid Ahmed Şehid’i, Şah Veliyullah Dehlevi’yi, İmam-ı Rabbani Ahmed Sirhindi’yi ve Şeyh-ul Hind Mahmud Hasan Diyubendi’yi -Allah hepsinden razı olsun- hatırlayın! Onların, İslam ümmetinin izzetini ve şerefini yeniden yüceltmek için nasıl canlarını feda ettiklerini ve bu kutlu dava uğrunda son nefeslerini verdiklerini asla unutmayın. Ey Hindistan Müslümanları! Artık ayağa kalkın! İkinci Raşidi Hilafet’i yeniden kurmak için çalışın! Ve Allah yolunda hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayın!

Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

يُرِيدُونَ أَن يُطْفِئُوا نُورَ اللهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللهُ إِلَّا أَن يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ“Allah’ın nurunu ağızlarıyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlamaktan asla vazgeçmez.” [Tevbe 32]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan
Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43
www.hizbuttahrir.today
E-Mail: media [@] hizbuttahrir.today

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER