25 Ocak 2017 tarihli Rus medyasına göre İçişleri Bakanlığı’nda 2016 ile ilgili gerçekleştirilen bir toplantıda konuşan Tataristan Cumhuriyeti’nin İçişleri Bakanı Artem Hohorin, şuan İsveç’te yaşayan Rus uyruklu bazı Hizb-ut Tahrir üyelerine karşı dava açıldığını ifade etti. Kısa bir süre önce Hizb-ut Tahrir üyelerinin yakınlarının evlerinde aramalar ve bazı eylemlerde bulunulduğunu kaydetti. Hohorin, Hizb-ut Tahrir üyelerini “İsveç’te yaşayan ve Rus İnternet kullanıcıları için köktendinci çağrılar yapan Tatar uyruklu bir grup”olarak tarif etti.

Rus yetkililer, Rüstem Ahmedov, İlenor Minoves, Linar Galimov ve eşi Lissan’a karşı bazı suçlamalarda bulundular. Görünüşe göre yargılama nedeni, söz konusu Hizb-ut Tahrir üyelerinin kamuoyu faaliyetinde bulunmalarıdır. Rusya’dan ayrıldıktan sonra da kamu uyanıklığını artırmak amacıyla Rus rejiminin suçlarını ifşa etme faaliyetine devam etmişlerdir. Videolar hazırlamak, röportajlar yapmak ve Web siteleri aktivitelerinde bulunmak bunlardan sadece birkaçıdır 

Rus yetkililer, Rusya’dan başka bir ülkeye göç ettikten sonra bile Hizb-ut Tahrir üyelerine eziyet etmeye devam etmektedir. Ayrıca Rus güvenlik güçleri, sadece ülkeyi terk eden Hizb-ut Tahrir üyelerine karşı dava açmıyor. Aksine yakınlarına karşı da sonsuz baskı saldırısı yürütmektedir. Sonra da yüksek sesle “başarılarıyla” övünerek “terörle” mücadeleden dem vurmaktadır. Deliller karşısında duramayarak yalan ve iftiralara başvurmak, iflas eden politikasının yegâne aracıdır. 

Ancak tüm çabaları boşa gidecektir. Çünkü yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Tüm dünya biliyor ki Peygamber Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in metodunu kendisine düstur edinen Hizb-ut Tahrir, fikri çatışma ve siyasi mücadelede asla şiddete başvurmaz. Siyasi mücadele yoluyla Müslüman ülkelerde Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurarak İslami hayatı yeniden başlatmayı amaçlar.

Allahım Rusya’nın İslam karşıtı politikaları terk etmeye mecbur kalacağı o günü hızlandır. Rus yetkililerce haksız yere hapse atılmış tüm Müslümanları serbest bırak. Böylece güvenlik ve emniyet aramak için ülke ve sevdiklerini terk etmek zorunda kalmasınlar! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَلَا تَحْسَبَنَّ اللَّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الْأَبْصَارُ “Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.”^{[İbrahim 42]}