Hükümet, muhalefetin işbirliğiyle Ağırlıklı Ortalama Gaz Maliyeti (WACG) Yasasını senatodan geçirdi. Şimdi doğalgaz fiyatları, yerli piyasadaki paylarına göre ithal gaz ile yerli gaz fiyatlarının ortalaması baz alınarak hesaplanacak. Böylece sıradan insanlar için gaz fiyatları önemli ölçüde artacak. İthal gazın fiyatı yerli gazın fiyatından beş ila altı kat daha yüksek olduğu için ithal gazın oranı da artacak. Şu anda ithal gazın yerli piyasadaki payı yüzde 20, ancak önümüzdeki yıllarda yeni rezervler keşfedilmezse ithal gazın payı yüzde 90’a kadar çıkabilir. Ulus devlet düzeni, kapitalist ekonomi ve temsili demokrasi, halkı önemli kaynaklardan mahrum etti. İslam’a göre bu kaynaklar kamu malıdır.

İslam’a göre enerji ve maden kaynakları, halka düşük maliyetle veya ücretsiz olarak tedarik edilmelidir. Ancak İslam dünyası ulus-devletlere bölündüğünden beri bu kaynaklar parçacıklara ayrılmıştır. Yani Suudi Arabistan ve İran petrolü sadece Suudi Arabistan ve İran halklarına aittir, Pakistan, Bangladeş ve Mısır halklarının bu kaynaklarda hiçbir payı yoktur. Pakistan’ın buğday, pirinç, arpa ve diğer emtia üretimi sadece Pakistan’a özgüdür, Katar’ın sınırsız gaz rezervleri, sadece Katar halkına aittir. Müslümanlar kendi kaynaklarını, fahiş uluslararası fiyatlara göre satın almaktadır. Evet, Pakistan’ın nükleer cephaneliği bile sadece Pakistan’a aittir, Mescid-i Aksa ve Kâbe’yi bile koruyamıyor! 28 Recep 1342 / 3 Mart 1924’te Hilafetin kaldırılmasından sonra sömürgeci Batı, enerji kaynaklarını sanal ve zayıf devletçikler arasında paylaştırdı. Ardından jeopolitik hâkimiyetini sürdürmek için bu zayıf ve sanal devletçikleri korumak adına o devletçiklerde askeri üsler kurdu.

Kapitalizm, halkı enerji kaynaklarından mahrum bıraktı. Zengin enerji kaynaklarını, Arap kraliyet aileleri gibi küçük bir kapitalist elite peşkeş çekti. Demokrasi, kapitalistler için bir simsar gibidir, heves ve arzularına göre yasamada bulunur. Bu tuzaktan kurtulmanın tek yolu Pakistan, Afganistan, Orta Asya, Körfez ve diğer Müslüman ülkeleri birleştirecek ve bu kaynakları tüm vatandaşlarının kullanımına sunacak bir Hilafet Devleti kurmaktır. Hilafet, bu kamu kaynaklarının denetimini yapacak, gaz gibi kamu mallarının hem maliyetini hem de yararını halkın işlerini gütmek için harcayacaktır.

Ey Pakistan silahlı kuvvetleri! Durum açmaza girdi. Bu açmazdan ileri görüşlü liderliğiyle yalnızca Hizb-ut Tahrir kurtarabilir, engin bilgisi ile mükemmel bir anayasa tasarısı hazırlamıştır. Acele edin, tereddüt etmeyin, hakka sarılmak batıla sarılmaktan çok daha iyidir. Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletini kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Bu, dünya ve ahirette kurtuluştur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَسَارِعُواْ إِلَى مَغْفِرَةٍ مِّن رَّبِّكُمْ وَجَنَّةٍ عَرْضُهَا السَّمَاوَاتُ وَالأَرْضُ أُعِدَّتْ لِلْمُتَّقِينَ“Rabbinizin bağışına ve takva sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!”^{[Ali İmran 133]}