Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti, 7 Cemâziye’l-âhir 1446 / 9 Aralık 2024 Pazartesi günü Port Sudan Büyük Çarşısı’nda yer alan Şebibeh Kulübü önünde “Altın ve Petrol Gibi Değerli Kaynaklar Müslümanların Şeri Hakkıdır” konulu bir siyasi hitap gerçekleştirdi. Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Konseyi üyesi Avukat Ahmed Ebu Bekir, konuşmasında kamu mülklerini tanımladı. Bu mülklerin, şeriatın topluluk için ortak olduğunu belirttiği ve bireysel mülkiyete geçirilemeyecek varlıklar olduğunu ifade etti. Kamu mülklerinin üç temel kategoride sınıflandırıldığını belirtti:

1- Toplumun ihtiyaçlarını karşılayan tesisler. Bu kaynaklara sahip olmayan bir ülke veya topluluk, bunları bulmak için dağılmak zorunda kalır. Örnekler arasında su, otlaklar, ateş ve bunlarla ilişkili unsurlar (nehirler, denizler, hidroelektrik santralleri ve elektrik direkleri) yer alır.

2- Tükenmeyen madenler, örneğin altın madenleri, petrol kuyuları ve benzerleri.

3- Doğası gereği bireysel mülkiyete uygun olmayan varlıklar, örneğin genel yollar ve bunlarla ilgili alanlar. Avukat Ahmed Ebu Bekir, kamu mülklerinin tanımını yaparken Peygamber SallAllahu Aleyhi Sellem’in şu hadisini delil olarak sundu:

الْمُسْلِمُونَ شُرَكَاءُ فِي ثَلَاثٍ؛ فِي الْكَلَإِ وَالْمَاءِ وَالنَّارِ  “Müslümanlar üç şeyde ortaktırlar: Mera, su ve ateş” ^{[Ebu Davud]}

Üstat Ahmed, Sudan’ın altın, petrol, diğer madenler ve daha birçok yer altı ve yer üstü zenginliklere sahip bir ülke olduğunu belirtti. Ancak halkının yoksulluk sınırının altında yaşadığını ifade ederek, bunun sebebinin yöneticilerin zulmü, kapitalist sömürgeci sistemi uygulamaları ve kapitalist ülkelerle kurumlara boyun eğmeleri olduğunu vurguladı. Özellikle, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın dayattığı, fakirliği artıran ve ekonomiyi mahveden reçetelere dikkat çekti.

Ayrıca Sudan’ın altın ve petrol gibi doğal kaynaklardan elde ettiği gelirlerin, ülkenin ekonomik sorunlarını çözmek için fazlasıyla yeterli olduğunu belirtti. Ancak bu potansiyelin, İslam’ın yönetimini olan Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmayı gerektirdiğini belirtti. Bu devletin, İslami ekonomik sistemi uygulayarak adaleti sağlayacağını, hakları sahiplerine teslim edeceğini ve böylece güven, huzur, barış ve istikrarı getireceğini kaydetti.

Dinleyiciler, sunulan çözüm önerilerini ve ele alınan konuları takdirle karşıladılar. Hitabın Moderatör olan Yakup İbrahim, katılımcılara aktif katılımları ve dikkatle dinlemeleri nedeniyle teşekkürlerini iletti.

İbrâhîm Usmân [Ebu Halîl]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilayeti Resmi Sözcüsü