Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti'nden bir heyet, partinin Sudan Vilayeti resmi sözcüsü İbrahim Osman [Ebu Halil] başkanlığında, Vilayet Encümen üyesi Sayın Muhyiddîn Buhari ve üyeler Mühendis Avad Ahmed Hadi ile Mahmud Muhammed Zeyn eşliğinde, Mealliye kabilesi nazırı Muhammed Ahmed Safi ve onun Hartum yardımcısı Kamer Devlet Müdellel ile bir araya geldi.

Görüşmede Darfur ve Kordofan'daki aşiret çatışmaları, nedenleri, yankıları ve çözümleri ele alındı. Heyet, bu çatışmanın çözümünün halk Müslüman olduğu ve Müslüman da her zaman Şeriatın emrine imtisal ettiği için İslam akidesi temelinde olması gerektiğini vurguladı. Çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْرًا أَنْ يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَنْ يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلالا مُبِينًا "Allah ve Rasûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mümin erkek ve hiçbir mümin kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Rasûlü'ne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır." ^{[Ahzab 36]}

Nazır, Hizb-ut Tahrir'in İslam temelinde sunulan çözümler konusundaki rolünün ne kadar faydalı olduğunu teyit etti ve Hartum Sadakat salonunda Hizb tarafından düzenlenen Çalıştaya, doğru çözümlere ve çözüm için sunular önerilere işaret etti. Bunları izlenmesi gereken gerçek çözümler olarak niteledi ve Sudan hatta tüm dünyanın sorunlarının tedavisi olarak addetti.

Görüşme sonunda heyet, Hizbin hedeflerini ve uğruna çalıştığı gayeyi tanıttı. O gayenin Allah'ın vaadi, Rasûlü'nün müjdesi ve farzların tacı olan Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak olduğunu söyledi.

ثُمَّ تَكُونُ خِلافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ "Sonra Nübüvvet metodu üzere bir Hilafet olur."

Heyet, Nazırdan Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e yardım eden Ensar'ın liderleri gibi olmalarını talep etti. Çünkü Hizb-ut Tahrir'in sunduğu çözümler, ancak Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti olan İslam Devleti altında uygulanabilir denildi.