1953 yılında kuruluşundan bu yana Hizb-ut Tahrir, birincil amacını Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak olarak belirledi ve İslam ümmetinin liderliğine soyundu. Bu nedenle İslam ve Müslümanlarla mücadele eden kâfir Batının komplolarını, planlarını, yöntemlerini ve araçlarını deşifre etti. Ayrıca kâfir Batıya karşı ideolojik, entelektüel ve politik mücadeleye girişti. Entelektüel ve misyonerlik saldırıları sırasında Müslümanların zihnini istila eden tüm İslam karşıtı fikirlere savaş açtı. Yaşamları ve hayat tarzları üzerinde hiçbir rol veya etkisinin kalmamasını, böylece İslam inancından doğan İslam hükümleri ve fikirlerinin saf ve berrak olarak kalmasını sağladı.

Hizb-ut Tahrir, halkına yalan söylemeyen bir liderdir ve Hilafetin kurulması için çalışıyor. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in metoduna sımsıkı bağlıdır. Çünkü Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetle kâfir ülkelerin ve kâfir Batı ajanı yöneticilerin adaletsizliğinden kurtulmakla kalmayacağız, aynı zamanda insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet statüsünü yeniden kazanacağız, dahası İslam Risalet’ini yaymak için etrafa fetih orduları göndereceğiz.

Ey İslam’ın Payitahtı Biladu’ş Şam Müslümanları! Hizb-ut Tahrir, ideolojik devlet adamları olmak için gençler yetiştirdi. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in yolunu izleyerek onları saf İslam kültürü ile kültürlendirdi. Muteber şeri delillerden türetilen İslami bir anayasa tasarısı geliştirdi. Yönetimin ilkelerini, devletin şeklini, organlarını, sistemlerini ve her bir organın yetkilerini detaylıca açıkladı. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

قُلْ هَذِهِ سَبِيلِي أَدْعُو إِلَى اللَّهِ عَلَى بَصِيرَةٍ أَنَا وَمَنِ اتَّبَعَنِي وَسُبْحَانَ اللَّهِ وَمَا أَنَا مِنَ الْمُشْرِكِينَ “De ki: “İşte bu benim yolumdur. Ben ve bana uyanlar bilerek Allah’a çağırırız. Allah’ın şanı yücedir. Ben, Allah’a ortak koşanlardan değilim.”^{[Yusuf 108]} Kamu uyanıklığından kaynaklanan bir kamuoyu oluşturmak için ümmet arasında ve ümmetle birlikte çalışıyor ve bu büyük farzı ikame etmek için güç ehlinden nusret talep ediyor. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in eylemine İslam Devletini kurma keyfiyetinde harfiyen uyuyor.

Ey mübarek Şam toprakları Müslümanları! Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin kurulması tüm Müslümanlara farzdır. Hizb-ut Tahrir’in tekelinde değil. Bugün İslam ümmeti, her zamankinden daha çok bilinçli ve samimi bir siyasi liderliğe muhtaç. Bu siyasi liderlik İslam ümmetini bu engin dalgaların ortasında güvenli bir şekilde limana ulaştıracak, onu İslam’ın hükümlerine yönlendirecek, onları varlık yokluk meselesini olarak benimsemesini sağlayacak ve düşmanların planlarını deşifre edecektir. Dünya milletleri, oburların sofraya üşüştüğü gibi İslam ümmetinin üzerine üşüştü, kâfir Batı ajanı yöneticiler musallat oldu. Her türlü azabı, bin bir çeşit felaketi ve zor yaşamı tattı. O yüzden Hizb-ut Tahrir ile samimi ve ciddi çalışmaya koşun, Hilafet gökdeleninde sizin de bir tuğlanız olsun. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

أَفَمَنْ يَمْشِي مُكِبّاً عَلَى وَجْهِهِ أَهْدَى أَمَّنْ يَمْشِي سَوِيّاً عَلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ “Şimdi (düşünün bakalım), yüz üstü kapanarak yürüyen mi (varılacak) yere daha iyi erişir, yoksa doğru yolda düzgün yürüyen mi?”^{[Mülk 22]}

#أقيموا_الخلافة
#ReturnTheKhilafah
#YenidenHilafet
#خلافت_کو_قائم_کرو