Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Şükrü, 08 Haziran 2015’de Suriye Genişletilmiş Muhalif ve Ulusal Güçler Konferansı’nın açılış konuşmasını yaptı. Siyasi çözüm bulmak için iki gün sürecek istişare toplantılarına Kahire ev sahipliği yapacak. Şükrü, Suriye’de varolan mezhepçilik ve radikalizm, Suriye ve bölgenin güvenliğini tehdit ediyor dedi ve Cenevre Konferansı’nın çözüm için temel alınması gerektiğini vurguladı. Şükrü, Kahire’de düzenlenen Suriye Muhalifi ve Ulusal Güçler Konferansı çoğulcu bir devlet kurmayı amaçlamaktadır diye de ekledi.

Ey İslam’ın kalbi Biladu’ş Şam Müslümanları! Mübarek Suriye devriminin patlak vermesinden itibaren önceki devrimlerden farklı olarak açıkça ve cesurca Amerikan ajanı mücrim Beşşar rejimine alternatif bir rejim olarak Hilafeti haykırınca, Amerika önderliğindeki kâfir Batı, farklı isimler adı altında aynı amaç için konferans üstüne konferans düzenlediler. Örneğin Cenevre 1-2 Konferansı, Moskova 1-2 Konferansı, Kahire Konferansı ve Riyad Konferansı gibi. Ve hâlâ aynı amaç için konferanslar serisi devam ediyor. O amaç da Suriyeli Müslümanların Hilafetin kuruluşuna doğru emin adımlarla yürüyüşlerine engel olmak ve yeni ajanları iktidarda tutarak Amerika’nın dini hayattan ayıran demokratik sivil devlet kurma projesini dayatmaktır. Tüm bu konferanslar, çözüm için Cenevre 1 Konferansı’nın temel alınmasında hemfikirler. Cenevre 1 Konferansı’na göre ise güvenlik ve askeri kurumlar korunarak sözde muhalefet ile rejim arasında ortak geçici hükümet kurmak hedefleniyor. Böylece Batı, devrimi kontrol altına alabilecek, Nübüvvet metodu üzere Hilafeti ilan ederek Müslümanların tarafından doldurulacak siyasi bir boşluğun oluşmasına izin verilmeyecektir. Kâfir Batı tarafından Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın kullarından dilediğine terörizm ve radikal yaftası vurulması, İslam ve Hilafetin kurulması projesi ile savaşmanın bir aracıdır. Batının propagandasını yaptığı sivil ve çoğulcu devlet kavramı, sadece gözleri boyamak, hak ile batılı birbirine karıştırmak içindir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَهْلَ الْكِتَابِ لِمَ تَلْبِسُونَ الْحَقَّ بِالْبَاطِلِ وَتَكْتُمُونَ الْحَقَّ وَأَنْتُمْ تَعْلَمُونَ “Ey ehli kitap! Neden doğruyu eğriye karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz?” ^{[Ali İmran 71]}

Ey onurlu Suriye Müslümanları! Konferanslar adı altında mübarek devrimimize karşı kurulan komploları görmek zorundayız. Bu nedenle bu komplo ve onlara ortak olanlara karşı hep birlikte yekvücut durmalıyız. Kâfir Batı ve onun ajan yönetici avanelerinden bu ümmete asla hayır gelmez. Bu gerçeği, Allah Subhânehu ve Teâlâ bize şöyle haber vermektedir:

وَلَنْ تَرْضَى عَنْكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ قُلْ إِنَّ هُدَى اللَّهِ هُوَ الْهُدَى وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءَهُمْ بَعْدَ الَّذِي جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللَّهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا نَصِيرٍ“Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: “Allah’ın yolu asıl doğru yoldur.” Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.” ^{[Bakara 120]} Bu konferanslara katılmak ve Müslümanların katili ile müzakere masasına oturmayı kabul etmek, Allah’a yemin olsun ki açık bir hüsrandır. İslam ümmeti, tüm bu kan ve bu kurbanları ümmetin evlatlarının katili ile müzakere masasına oturmak ve bir ajanı benzer başka bir ajanla değiştirmek için mi feda etti? Yoksa şehitlerimizin kanı, Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulması için mi akıtılmalıdır? Bilin ki bu, bizim devrim ilkemiz olmalıdır. Zerre kadar ondan ödün vermemeliyiz. Allah Subhânehu ve Teâlâ kendisine yardım edenlere yardım eder. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَيَنْصُرَنَّ اللَّهُ مَنْ يَنْصُرُهُ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ “Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” ^{[Hac 40]}