حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
Medya Bürosu
No: YM-BA-2025-MB-TR-16 |
H. 13 Safer 1447 M. Perşembe, 07 Ağustos 2025 |
Husiler, Bekil ve Haşid Kabilelerinin Seferberlik Çağrısı Yapmalarından ve Savaş Tamtamları Çalmalarından Sevinç Duyuyorlar
26 Temmuz 2025 Cumartesi günü, Amran vilayetine bağlı Ayal Serih ilçesinin el-Hayt bölgesinde, Şeyh Hamid Mansur Redman, damadı ve el-Hayt Polis Karakolu Müdürü olan Hamir Salih Rutas Fleyte “Ebu Uzr” tarafından öldürüldü. Cinayetin, aile içinde yaşanan bir anlaşmazlık üzerine Şeyh Radman’ın evinden ayrıldıktan kısa bir süre sonra işlendiği anlaşıldı. Katil, aynı zamanda bir polis şube müdürüdür. Görevi gereği can, mal ve namus güvenliğini sağlamak, toplumun huzurunu korumak, güven ortamını tesis etmek ve kanunlara aykırı hareket edenleri engellemekle yükümlüdür. Toplumun huzurunu sağlaması gereken kişi, caddede amcasının üzerine kurşun yağdırdı!
Şimdiye kadar Husi yetkililer, katile Allah’ın emrettiği şekilde davranmamıştır. Oysa kendilerine düşünce veya inançta muhalif olanları ya da zalim siyasetlerine itiraz edenleri, hiçbir tereddüt göstermeksizin zorla zindana atmaktan ve derdest etmekten çekinmemektedirler. Caniler, suçlular, katiller, insanların canına haksız yere kıyanlar ise, bu yöneticilerin umurunda bile değil! Çünkü bunlar yönetici değil, sadece kendi taraftarlarını gözeten bir zümredir! Hâlâ dar bir grup kafasından kurtulup devlet gibi düşünemiyorlar ve bu yüzden de halka asla eşit davranmıyorlar! Aksine, yönetimleri ayrımcılık, asabiyet (kabilecilik) ve ırkçılık üzerine kuruludur. Kendi adamları suç işlediğinde ise adaleti oyalamaktan, ertelemekten, ayak diremekten başka bir şey yapmazlar! Fleyte’nin katilini kanatları altına almaları, bundan önce Şeyh Ahmed Salim es-Sükkeni’nin katilini, masum çocuk Cennet’in ırzına geçenleri ve daha nicelerini korumaları bunun en açık delilidir... Rada’da işlenen cinayetleri, evlerin havaya uçurulmasını, köylerin kuşatılmasını ve insanların ağır silahlarla vurulmasını saymıyorum bile... Katilin, suçlu olduğu halde yakalanmasında sergilenen bu gevşeklik, karanlık bir planları olduğunun açık bir kanıtıdır. Şunu iyi bilmeliler ki, katilin rütbesi ne olursa olsun, Allah’ın kanunu önünde herkes eşittir. Ve yaptıkları kötülükler eninde sonunda dönüp kendilerini bulacaktır. Kendi hazırladıkları zehri kendileri içecekler ve Allah’tan başka güvendikleri her ne varsa, o şey onlar için bir azap kaynağı olacaktır.
Yoksa Husiler, Şeyh Redman’ın kanı üzerinden uzun yıllar geçmesini, ardından Muhammed Ali Husi’nin bu cinayeti kabileler arası barış gösterisine dönüştürerek cemaatin reklamını yapmasını mı bekliyorlar?
Biz Husilerin, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in vefatının ardından Halife olan Ebu Bekir’in hutbede söylediği şu meşhur sözü “Aranızda en güçlü olan bile, hakkı ondan alana dek yanımda zayıftır” kendilerine rehber edinmeyeceklerini gayet iyi biliyoruz. Peki Husiler, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözüne ne diyecekler:
لَوْأَنَّفَاطِمَةَبِنْتَمُحَمَّدٍسَرَقَتْلَقَطَعْتُيَدَهَا“Allah’a yemin ederim ki, Muhammed’in kızı Fâtıma hırsızlık yapsaydı, elbette onun da elini keserdim.” [Buhârî ve Müslim]
Husilerin, katil ve maktulün kabilelerinin, olası bir çatışma için adam toplamalarına göz yumması, büyük bir suçtur ve bunun vebali onlara aittir. Halbuki onlar, Allah’ın şu buyruğuna göre hüküm vermeliler:
وَلَكُمْ فِي الْقِصَاصِ حَيَاةٌ يَا أُولِي الْأَلْبَابِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ“Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki suç işlemekten sakınırsınız.” [Bakara 179] Ölen kişinin yakınları da Allah’ın şu emrine uymalılar:
وَلا تَقْتُلُوا النَّفْسَ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إِلاّ بِالْحَقِّ وَمَنْ قُتِلَ مَظْلُوماً فَقَدْ جَعَلْنَا لِوَلِيِّهِ سُلْطَاناً فَلا يُسْرِفْ فِي الْقَتْلِ إِنَّهُ كَانَ مَنْصُوراً“Haklı bir sebep olmadıkça, Allah’ın dokunulmaz kıldığı cana kıymayın. Kim haksız yere öldürülürse, biz onun velisine (mirasçısına) bir yetki vermişizdir. O da öldürme hususunda aşırıya gitmesin. Çünkü ona (dinin bu emriyle) yardım edilmiştir.” [İsra 33] Tabii eğer Husilerin başka siyasi hedefleri varsa ve Allah’ın indirdiğiyle hükmetme prensibini öncelik listelerinin en sonuna koyuyorlarsa, o zaman durum değişir!
Bu laik düzenlerin başımıza bela ettiği en büyük felaketlerden biri de, zalim yöneticilerin keyfine göre alevlendirip keyfine göre bastırdığı kan davaları fitnesidir! Onların gözünde masumların kanının hiçbir değeri yoktur; Masumların kanını çarpık iktidar koltuklarına yapışıp kalmak için bir koz olarak kullanırlar! Önceki devrik rejim, masumların kanını bir koz olarak defalarca kullanmıştır, Husiler de şimdi onun izinden gitmektedir.
Yemen’de kabile nüfuzunun ne kadar güçlü olduğunun elbette kâfir Batı da farkındadır! Bu nedenle, suçlu yöneticiler eliyle kabile yapısını yok etmeye ve liderlerini parayla yozlaştırmaya çalışmıştır. İngiltere, kurnazlık ve hile ile Körfez emirleri üzerinden birçok kabile liderine para akıtmıştır. Amerika ise kabileleri ezmek, parçalamak ve liderlerini ortadan kaldırmak için büyük çaba harcamaktadır. Bunu da kabileleri birbirine düşürerek, İngiltere ve onun işbirlikçilerine bağlı şeyhlere rakip liderler üreterek, onları ülkeden sürerek, yerine başkalarını getirerek, fakirleştirip aşağılayarak ve ortadan kaldırarak, ayrıca aralarındaki kan davalarını körükleyerek yapmaktadır. İşte çoğunun başına gelen acı gerçek bu! Bu yüzden ey kabileler! Başınıza örülen bu çorabın ne zaman farkına varacaksınız?!
Hizb-ut Tahrir / Yemen Vilayeti olarak biz, Bekil ve Haşid kabilelerinin önde gelenlerini ve tüm Yemen kabilelerini, kendilerine karşı uygulanmakta olan parçalama, zayıflatma ve oyalama stratejisinin bilincine varmaya ve Yüce Allah’ın şu buyruğuna uymaya davet ediyoruz:
وَاعْتَصِمُواْ بِحَبْلِ اللّهِ جَمِيعاً وَلاَ تَفَرَّقُواْ وَاذْكُرُواْ نِعْمَةَ اللهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنتُمْ أَعْدَاء فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُم بِنِعْمَتِهِ إِخْوَاناً وَكُنتُمْ عَلَىَ شَفَا حُفْرَةٍ مِّنَ النَّارِ فَأَنقَذَكُم مِّنْهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللّهُ لَكُمْ آيَاتِهِ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ“Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.” [Ali İmran 103] Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu çağrısına uyun:
مَا بَالُ دَعْوَى الْجَاهِلِيَّةِ؟» ثم قال: «دَعُوهَا فَإِنَّهَا مُنْتِنَةٌ“Bu cahiliye davası da nedir? Sonra Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: “Milliyetçiliği bırak! O kokuşmuş bir leştir” [Buhari ve Müslim]
Ey Kardeşler! Savaş çağrılarını durdurun! Şeytanın yolunu kesin; birbirinizin kanını helal saymayı bırakın! Katilin derhal teslim edilmesi ve Allah’ın hükmünün uygulanması gerekir! Yemen’in kuzeyindeki ve güneyindeki eski ve mevcut yöneticilerin, Kâfir Batı’nın birer memuru olduğunu bilmelisiniz. Batının seküler sistemlerini uygulamakta ve haçlı ruhuna sahip Birleşmiş Milletler’e başvurmaktadırlar. Allah’ın Kitabı’nın hükümleri ise terk edilmiş durumdadır ve sadece manası üzerinde düşünülmeden yapılan bir okumadan ibaret hale gelmiştir. Sizler, bu işbirlikçi rejimleri devirip yerine İslam’ı hâkim kılmaya muktedirsiniz! Allah’ın şeriatını aranızda hakem kılın, küfrün hükümlerini reddedin. Küfür kanunlarını ve düşman tuzaklarını elinizin tersiyle itin. Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet’i kurmak için çalışanlara, Evs ve Hazrec’in Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e Yesrib’de nusret vermesi gibi nusret verin. Vefatı nedeniyle Rahman’ın Arş’ının sarsıldığı ve yetmiş bin meleğin cenazesine katıldığı Sad bin Muaz gibi olun.
Bekil ve Haşid kabilelerine mensup evlatlarınız, devletin her zerresine, her cephesine sızmış durumda! Dahası, ordunun ve polisin en tepesindeki koltuklara onlar oturuyorlar! Bu demektir ki, bu zalim yöneticileri tarihten silip atmak ve yerine İslam’ın adaletini getirmek sizin elinizdedir!
Hizb-ut Tahrir / Yemen Vilayeti, iman ve hikmet ehli kimseleri, İslamî hayatı yeniden başlatmak ve Allah’ın indirdiği hükümlerle yönetmek üzere, Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurmak için kendisiyle birlikte çalışmaya davet ediyor. Hilafet, İslam’ı uygulayacak ve tüm Müslüman ülkeleri Ukab bayrağı altında toplayacaktır. Birçoğunuzun tanıdığı Hizb-ut Tahrir; sağlam bir metoda, dosdoğru bir yola, gerekli güce ve liyakate sahiptir. Devletin ilan edildiği ilk günden itibaren uygulamaya hazır, Allah’ın Kitabı ve Rasûlü’nün Sünnetinden istinbat edilmiş alternatif bir anayasa taslağına sahiptir. O, bu yüce gaye için aranızda ve sizinle birlikte çalışmaktadır. Sadece Yemen’de değil, dünya üzerinde kırktan fazla ülkede bu mücadeleyi imanla, karşılığını sadece Allah’tan umarak ve yılmadan sürdürmektedir! Parti ayrıca, Allah’ın yardımı ve zaferi gelinceye kadar Allah’a verdiği söze sadık kalan üyelere sahiptir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Yemen Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: 735417068 http://www.hizbuttahrir.today |
E-Mail: yetahrir@gmail.com |